1 Kasım 2020 Pazar

FRİGYA (PHRYGİA) TARİHİ

 

FRİGYA (PHRYGİA) TARİHİ

Friglerin Kökeni Frig Devleti’nin Kuruluşu

 

Herodotos’ göre Frigler Makedonyalıların komşuları olup Brygler ya da Brigler adını taşımaktaydılar. Friglerin Troya savaşında Akalara karşı Troyalıları destekledikleri Friglerin daha sonraları Trakya’dan Boğazlar yoluyla Anadolu’ya göç ettikleri düşünülmektedir. 1200 yıllarına doğru başlayan Trak göçleri, Hitit Devletinin 1190’lı yıllardaki yıkılışını izleyen dönemde yoğunlaşmış ve dört yüzyıl  kadar devam etmiştir. Frigler’in Güneydoğu Avrupa halklarıyla kültürel benzerliğine kanıt olarak dil açısından Frig dilinin Hint-Avrupa dil ailesine bağlı olup Yunanca’ya akraba olduğu bilinmektedir.

 


Friglerin Anadolu’daki ilk yüzyıllarındaki faaliyetleri ile ilgili bilgi sahibi değiliz.  Frigler önceleri Troia ve çevresini zamanla İznik gölü kıyıları ve Sakarya nehri vadisine yayılmışlardır.

 

Hitit kaynaklarında Karadeniz’in doğusunda boylar halinde yaşayan Kaşka’lar diğer yağmacı kavimlerle Hitit ülkesini yağma ettikleri ve yakıp yıktıkları bilinmektedir. MÖ 1200’lerden itibaren bu istila ve yağma faaliyetlerinden sonra Anadolu’da “karanlık dönem” yaşandıktan sonra Anadolu’da Gordion merkezli bir devlet kurmuşlardır.  Gordion’da bulundukları sıralarda Friglerin beylikler halinde yaşadıkları zamanla devlet haline geldikleri düşünülmektedir.

 

Aslında Frigler MÖ II. Binin sonlarından itibaren Anadolu’da Kızılırmak yayı ve çevresinde yerleşmiş olduklarına dair Geç Hitit, Asur ve Urartu kaynaklarında belirtilmektedir. MÖ 8. Yüzyıldan itibaren Anadolu’ya Kafkaslardan Muşki’lerin Orta Fırat bölgesine gelmiş oldukları belirtilmektedir. Doğudan gelen Muşki toplumu ile Frig toplumunu Asurların karıştırma ihtimalleri yüksektir.

 

Gordios dönemi (750-725)

Friglerin muhtemel ilk kralları ve başkentleri Gordion’a adını veren Gordios dönemi hakkında bilgi azdır. MÖ 750 dolaylarında devleti kurmuş olma ihtimali Asur kaynaklarına göre düşünülmektedir. Grodios hakkında ilk bilgileri mitolojik kaynaklıdır. 

 

Efsaneye göre, kendilerine  yeni bir kral arayan Frigler kimin kral olacağına karar veremeyince kahine danışırlar. Kahin onlara, şehre öküz arabasıyla ilk kim girerse kralın o olması gerektiğini söyler. Şehre ilk olarak yoksul bir köylü olan Gordios gelir. Kahinin sözünden çıkarak lanetlenmekten korkan halk, hiçbir özelliği ve yeteneği  olmamasına rağmen Gordios'u kral ilan eder. Gordios ölmeden önce ise sahip olduğu her şeyi borçlu olduğu öküz arabasını, tanrısı Sabazios'a hediye etmek ister ve arabayı alıp Gordion'daki tapınağa götürür. Ardından kızılcık dallarını o güne kadar kimsenin bilmediği yöntemle düğümler ve arabayı tapınağa sabitler. Ve der ki, "Kim bu düğümü çözer, işte o Asya'nın hakimi olacaktır!"

 

Anadolu’da oldukları halde Friglerin Gordion taraflarına yerleşmeleri MÖ 9. Yüzyıl ortalarında olmuştur. Bu dönemle ilgili yazılı belge olmasa da çağdaşı Büyük İskender’in Gordion düğümünü çözmesi ile ilgili efsanedir.

 

Gordion Düğümü Efsanesi: Büyük İskender’in Asya Seferi sırasında Frig ülkesinden geçer. Romalı tarihçi Flavius Arrianus, “İskender’in Seferi” eserinde  Gordion Düğümü Kehaneti’ni anlatır. Buna göre, Gordion Düğümünü çözen kişi bütün Asya’ya hakim olacaktır. İskender, Gordion’a gelir; Gordios’un arabasını, boyunduruğunu ve ağaç kabuğundan yapılan kayışın uçları içe kıvrılmış için  bağlar görünmediği için düğümün çözümünün zor olduğunu  olduğunu görür. İskender, ne kadar çaba sarf etse de düğümü çözemeyince kılıcıyla düğümü oluşturan kayışı keser. İskender, hile olsa da düğümü çözdüğünü ilan ederek kendisine Asya kapıları açılmış olur.

 

 

İskender'in temsili resmi

 

Midas dönemi (725-695/675)

Gordios’tan sonra başa geçmiş ve Friglerin en güçlü dönemlerini oluşturmaktadır.Asur kaynaklarında Muşki’li Mita diye bahsedilse de Asurların Frig ve Muşkileri karıştırmış oldukları düşünülmektedir. Asurlar Midas’ın Asur kralı II. Sargon ile dostluk ilişkisi kurmuştu.

Bu dönemde devletin sınırları batıda Ege kıyısından doğuda Kızılırmak’a kadar uzanmaktadır.

Yunan ana kıtası ile iyi ilişkiler kurmuş Yunan inancının merkezi olan Delphoi Tapınağına hediyeler göndermiştir. Midas, Kyme kenti kralı Agamemnon'un kızı ile evlenmiş olması,  kurmuş olduğu iyi ilişkilerin diğer kanıtıdır.

Herodotos tarafından Kral Yolu olarak adlandırılan Anadolu’nun batısından İran içlerine kadar uzanan İkçağın ticaret yolunun kavşak noktasında olması Friglere itibar sağlamıştır. Friglerin Yunan devletleri, Asurlar ve Urartularla ticareti yoğun olarak yaptıkları bilinmektedir.

Son dönemlerde yapılan radyokarbon çalışmaları çerçevesinde Friglerin, Kimmer saldırıları öncesinde başkentlerinde yangın çıkmış olduğu ortaya konulmuştur.  Bu radyokarbon çalışmaları öncesinde Friglerin kuzeyden gelen göçebe ve kabileler halinde yaşayan  Kimmer saldırılarına maruz kaldığı kabul ediliyordu. Muhtemelen yangın olaylarından sonra Kimmer saldırılarına uğramışlardır.

  II. binin ortalarından, MÖ I. binin ilk çeyreğine kadar Karadeniz‘in kuzeyinde göçebe kabileleden oluşan Kimmerler’in Anadolu’yu yurt edinmek için Kafkaslardan Anadolu’ya girdikten sonra Uratuları yenmiş Frig ülkesine dayandıktan sonra Gordion’u yağmaladıklarını  gören Midas öküz kanı içerek intihar etmişti.

Kimmerlerin saldırısına  direnemeyen Friglerin topraklarında  Anadolu’da Kimmerler Kızılırmak çevresinde  bir devlet kurarlar.

 

Lidya hakimiyeti (590-540)

Midas’ın ölümünden sonra Frig Devleti gücünü  yitirmiş ancak varlıklarını devam ettirmişlerdi. Frigler,  Sakarya Vadisi’ne çekilerek, Lidya Kralı Alyattes‘in MÖ 590’daki Kızılırmak Seferi’ne kadar bağımsız, bu tarihten MÖ 540’taki Pers istilasına kadar da Lidya’ya bağımlı olarak egemenliklerini devam ettirdiler.

 

Kızılırmak seferi ve Güneş tutulması


Asur toprakları Medler ve Babiller arasında paylaşılınca Anadolu Medlerin payına düştü.Medler kendi paylarına düşen Anadolu topraklarını egemenlikleri altına almak için sefere çıkarlar. Lidya kralı Alyattes, Med genişlemesini çıkarına uygun görmez. Bu nedenle, Medleri durdurmak için Kızılırmak kıyısında onları karşılar.MÖ 585 yılının 28 Mayıs’ında Med kralı Keyaksar ile Lidya kralı Alyattes orduları karşılaşır. 

Thales, bu günde güneş tutulması olacağını hesaplamış ve kralları uyarmıştı.Güneş tutulmasını gerçekleşmesini tanrılar savaş istemiyor şeklinde değerlendiren Medler ve Lidyalılar arasında barış yapılmıştı: 

Kızırırmak’ın doğusu Medlerin; batısı Lidyalıların payına düşmüştü.

 



Daha onra  Frigya toprakları Pers İmparatorluğu’nun bir parçası olmuş Kapadokya, Paphlagonya ve Hellespontos ile birlikte Büyük Frigya satraplığına bağlanmıştır. Bu dönemde Frigler geleneksel kültürlerini büyük ölçüde korumuş; eski Frig yazısı ve dilinin MÖ 4.-3. yüzyıla kadar kullanılmaya devam ettiği bilinmektedir.

 

EŞEK KULAKLI MİDAS MİTİ:

Marsyas  adındaki bir satir  bir gün kırlarda dolaşırken Zeus’un kızı Athena’nın  icat ettiği ancak çalarken yüzü çirkinleştiğinden fırlatıp attığı flütü bulmuştu. Athena’nın  eseri olduğu için çok güzel sesler çıkaran flütü çalmaya başladı Marsyas  bir süre sonra marifetin kendisinde olduğuna inanmaya başlayarak kendini Müzik tanrısı Apollona’a  rakip görmeye başladı. bunun üzerine Apollon kazananın kaybedene istediğini yapabilmesi şartıyla Marsyas  ile bir yarış yapmaya karar verdi.

Apollon, tarafsız olacağı inancıyla Phrygia kralı  Midas’ın yarışmada hakem olmasını kabul eder. Apollon gitarı ile çok güzel şarkılar çalarak başhakem Midas ve Müzik dehalaı Musa’ları mest etti. Marsyas da flütü ile çok güzel şarkılar çaldı. Hakemler tereddüt edince . Apollon lirini eline alarak dağlar ve taşları bile heyacanlandırdı. Marsyas, Apollon gibi çalamayacağını kabul etmek zorunda kaldı. Apollon yaptığı anlaşmaya dayaarak  Marsysa’ı ölümle cezalandırdı.

İki rakip kapışırken Marsyas’ın daha iyi çaldığını iddia eden Midas’a da kulaklarının iyi işitmediğini söyleyerek insanlara özgü kulakları ona uygun görmedi ve midas'ın kulaklarını uzatarak eşek kulaklarına çevirdi.



Midas kulaklarından öyle utanıyordu ki sürekli başında bir külahla  dolaşmaya başladı. Midas’ın bu uzun kulaklarını sadece  farketmişti. Midas hiç kimseye anlatmama şartıyla berberinin  yaşamasına izin verdi.  Berber bu sırrı birilerine söylemezse patlayacağını düşünüyordu, diğer yandan söylediği taktirde kralın kendisini öldürmesinden korkuyordu. Nihayetinde  bir gün daha fazla dayanamayarak ıssız bir yerde bir çukur açıp çukura eğilerek yavaşça "Biliyor musunuz, kral Midas eşek kulaklıdır." diye fısıldadı. Bunu söyleyince üzerinden büyük bir yük kalkmış gibi oldu ve rahatladı. Ne yazık ki  kazdığı çukurun yanındaki kamışları hesaba katmamıştı. kamışlar rüzgarla sallandıkları zaman "eşek kulaklı Midas, eşek kulaklı Midas, eşek kulaklı Midas " diye sırrı her tarafa yaydılar.

 

Kaynaklar

1.       Ünsal Veli, “Urartu ve Frig Devletlerinin Yıkılışında Bozkır Kavimlerinin Rolü”,Amasya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt/VolumeII, Sayı/Issue 3, Haziran/June 2018, Sayfa/Page: 117-143

2.       Veli Sevin, “Anadolu’nun Tarihi Coğrafyas I”, T.T.K. Yayınları , 2. Baskı , Ankara:2007

 

 

 

 

Rumeli’de Hâkimiyet Kurulması

   Rumeli’de Hâkimiyet Kurulması ü  1353’ten itibaren Rumeli’ye geçen  Osmanlılar , yaklaşık bir asır içinde bölgede hâkim güç hâline geldi....