FRİGYA (PHRYGİA) TARİHİ
Friglerin Kökeni Frig Devleti’nin Kuruluşu
Herodotos’ göre Frigler Makedonyalıların komşuları olup
Brygler ya da Brigler adını taşımaktaydılar. Friglerin Troya savaşında Akalara
karşı Troyalıları destekledikleri Friglerin daha sonraları Trakya’dan Boğazlar
yoluyla Anadolu’ya göç ettikleri düşünülmektedir. 1200 yıllarına doğru başlayan
Trak göçleri, Hitit Devletinin 1190’lı yıllardaki yıkılışını izleyen dönemde
yoğunlaşmış ve dört yüzyıl kadar devam
etmiştir. Frigler’in Güneydoğu Avrupa halklarıyla kültürel benzerliğine kanıt
olarak dil açısından Frig dilinin Hint-Avrupa dil ailesine bağlı olup
Yunanca’ya akraba olduğu bilinmektedir.
Friglerin Anadolu’daki ilk yüzyıllarındaki faaliyetleri ile
ilgili bilgi sahibi değiliz. Frigler
önceleri Troia ve çevresini zamanla İznik gölü kıyıları ve Sakarya nehri
vadisine yayılmışlardır.
Hitit
kaynaklarında Karadeniz’in doğusunda boylar halinde yaşayan Kaşka’lar diğer
yağmacı kavimlerle Hitit ülkesini yağma ettikleri ve yakıp yıktıkları
bilinmektedir. MÖ 1200’lerden itibaren bu istila ve yağma faaliyetlerinden
sonra Anadolu’da “karanlık dönem” yaşandıktan sonra Anadolu’da Gordion merkezli
bir devlet kurmuşlardır. Gordion’da bulundukları sıralarda
Friglerin beylikler halinde yaşadıkları zamanla devlet haline geldikleri
düşünülmektedir.
Aslında
Frigler MÖ II. Binin sonlarından itibaren Anadolu’da Kızılırmak yayı ve
çevresinde yerleşmiş olduklarına dair Geç Hitit, Asur ve Urartu kaynaklarında
belirtilmektedir. MÖ 8. Yüzyıldan itibaren Anadolu’ya Kafkaslardan Muşki’lerin
Orta Fırat bölgesine gelmiş oldukları belirtilmektedir. Doğudan gelen Muşki
toplumu ile Frig toplumunu Asurların karıştırma ihtimalleri yüksektir.
Gordios
dönemi (750-725)
Friglerin
muhtemel ilk kralları ve başkentleri Gordion’a adını veren Gordios dönemi
hakkında bilgi azdır. MÖ 750 dolaylarında devleti kurmuş olma ihtimali Asur
kaynaklarına göre düşünülmektedir. Grodios hakkında ilk bilgileri mitolojik
kaynaklıdır.
Efsaneye göre, kendilerine yeni bir
kral arayan Frigler kimin kral olacağına karar veremeyince kahine danışırlar.
Kahin onlara, şehre öküz arabasıyla ilk kim girerse kralın o olması gerektiğini
söyler. Şehre ilk olarak yoksul bir köylü olan Gordios gelir. Kahinin sözünden
çıkarak lanetlenmekten korkan halk, hiçbir özelliği ve yeteneği olmamasına rağmen Gordios'u kral ilan eder.
Gordios ölmeden önce ise sahip olduğu her şeyi borçlu olduğu öküz arabasını,
tanrısı Sabazios'a hediye etmek ister ve arabayı alıp Gordion'daki tapınağa
götürür. Ardından kızılcık dallarını o güne kadar kimsenin bilmediği yöntemle
düğümler ve arabayı tapınağa sabitler. Ve der ki, "Kim bu düğümü çözer,
işte o Asya'nın hakimi olacaktır!"
Anadolu’da
oldukları halde Friglerin Gordion taraflarına yerleşmeleri MÖ 9. Yüzyıl
ortalarında olmuştur. Bu dönemle ilgili yazılı belge olmasa da çağdaşı Büyük
İskender’in Gordion düğümünü çözmesi ile ilgili efsanedir.
Gordion Düğümü Efsanesi: Büyük İskender’in Asya Seferi sırasında
Frig ülkesinden geçer. Romalı tarihçi Flavius Arrianus, “İskender’in Seferi”
eserinde Gordion Düğümü Kehaneti’ni
anlatır. Buna göre, Gordion Düğümünü çözen kişi bütün Asya’ya hakim olacaktır.
İskender, Gordion’a gelir; Gordios’un arabasını, boyunduruğunu ve ağaç kabuğundan
yapılan kayışın uçları içe kıvrılmış için
bağlar görünmediği için düğümün çözümünün zor olduğunu olduğunu görür. İskender, ne kadar çaba sarf
etse de düğümü çözemeyince kılıcıyla düğümü oluşturan kayışı keser. İskender,
hile olsa da düğümü çözdüğünü ilan ederek kendisine Asya kapıları açılmış olur.
İskender'in temsili resmi |
Midas
dönemi (725-695/675)
Gordios’tan sonra başa geçmiş ve Friglerin en güçlü
dönemlerini oluşturmaktadır.Asur kaynaklarında Muşki’li Mita diye bahsedilse de
Asurların Frig ve Muşkileri karıştırmış oldukları düşünülmektedir. Asurlar
Midas’ın Asur kralı II. Sargon ile dostluk ilişkisi kurmuştu.
Bu dönemde devletin sınırları batıda Ege kıyısından doğuda Kızılırmak’a kadar uzanmaktadır.
Yunan
ana kıtası ile iyi ilişkiler kurmuş Yunan inancının merkezi olan Delphoi
Tapınağına hediyeler göndermiştir. Midas, Kyme kenti kralı Agamemnon'un kızı
ile evlenmiş olması, kurmuş olduğu iyi
ilişkilerin diğer kanıtıdır.
Herodotos
tarafından Kral Yolu olarak adlandırılan Anadolu’nun batısından İran içlerine
kadar uzanan İkçağın ticaret yolunun kavşak noktasında olması Friglere itibar
sağlamıştır. Friglerin Yunan devletleri, Asurlar ve Urartularla ticareti yoğun
olarak yaptıkları bilinmektedir.
Son
dönemlerde yapılan radyokarbon çalışmaları çerçevesinde Friglerin, Kimmer
saldırıları öncesinde başkentlerinde yangın çıkmış olduğu ortaya
konulmuştur. Bu radyokarbon çalışmaları
öncesinde Friglerin kuzeyden gelen göçebe ve kabileler halinde yaşayan Kimmer saldırılarına maruz kaldığı kabul
ediliyordu. Muhtemelen yangın olaylarından sonra Kimmer saldırılarına
uğramışlardır.
MÖ II. binin ortalarından, MÖ I. binin ilk
çeyreğine kadar Karadeniz‘in kuzeyinde göçebe kabileleden oluşan Kimmerler’in
Anadolu’yu yurt edinmek için Kafkaslardan Anadolu’ya girdikten sonra Uratuları
yenmiş Frig ülkesine dayandıktan sonra Gordion’u yağmaladıklarını gören Midas öküz kanı içerek intihar etmişti.
Kimmerlerin
saldırısına direnemeyen Friglerin topraklarında
Anadolu’da Kimmerler Kızılırmak
çevresinde bir devlet kurarlar.
Lidya
hakimiyeti (590-540)
Midas’ın
ölümünden sonra Frig Devleti gücünü yitirmiş ancak varlıklarını devam
ettirmişlerdi. Frigler, Sakarya
Vadisi’ne çekilerek, Lidya Kralı Alyattes‘in MÖ 590’daki Kızılırmak Seferi’ne
kadar bağımsız, bu tarihten MÖ 540’taki Pers istilasına kadar da Lidya’ya
bağımlı olarak egemenliklerini devam ettirdiler.
Kızılırmak seferi ve Güneş tutulması
Thales, bu günde güneş tutulması olacağını hesaplamış ve kralları uyarmıştı.Güneş tutulmasını gerçekleşmesini tanrılar savaş istemiyor şeklinde değerlendiren Medler ve Lidyalılar arasında barış yapılmıştı:
Kızırırmak’ın doğusu Medlerin; batısı Lidyalıların payına düşmüştü.
Daha
onra Frigya toprakları Pers
İmparatorluğu’nun bir parçası olmuş Kapadokya, Paphlagonya ve Hellespontos ile
birlikte Büyük Frigya satraplığına bağlanmıştır. Bu dönemde Frigler geleneksel kültürlerini büyük
ölçüde korumuş; eski Frig yazısı ve dilinin MÖ 4.-3. yüzyıla kadar kullanılmaya
devam ettiği bilinmektedir.
EŞEK KULAKLI MİDAS MİTİ:
Marsyas adındaki bir satir bir gün kırlarda dolaşırken Zeus’un kızı Athena’nın icat ettiği ancak çalarken yüzü
çirkinleştiğinden fırlatıp attığı flütü bulmuştu. Athena’nın eseri olduğu için çok güzel sesler çıkaran
flütü çalmaya başladı Marsyas bir süre
sonra marifetin kendisinde olduğuna inanmaya başlayarak kendini Müzik
tanrısı Apollona’a rakip görmeye başladı.
bunun üzerine Apollon kazananın kaybedene istediğini yapabilmesi şartıyla Marsyas ile bir yarış yapmaya karar verdi.
Apollon,
tarafsız olacağı inancıyla Phrygia kralı Midas’ın yarışmada hakem olmasını
kabul eder. Apollon gitarı ile çok güzel şarkılar çalarak başhakem Midas ve
Müzik dehalaı Musa’ları mest etti. Marsyas da flütü ile çok güzel şarkılar çaldı.
Hakemler tereddüt edince . Apollon lirini eline alarak dağlar ve taşları bile
heyacanlandırdı. Marsyas, Apollon gibi çalamayacağını kabul etmek zorunda
kaldı. Apollon yaptığı anlaşmaya dayaarak Marsysa’ı ölümle cezalandırdı.
İki rakip
kapışırken Marsyas’ın daha iyi çaldığını iddia eden Midas’a da kulaklarının iyi
işitmediğini söyleyerek insanlara özgü kulakları ona uygun görmedi ve midas'ın
kulaklarını uzatarak eşek kulaklarına çevirdi.
Midas kulaklarından öyle utanıyordu ki
sürekli başında bir külahla dolaşmaya
başladı. Midas’ın bu uzun kulaklarını sadece farketmişti. Midas hiç kimseye anlatmama
şartıyla berberinin yaşamasına izin
verdi. Berber bu sırrı birilerine
söylemezse patlayacağını düşünüyordu, diğer yandan söylediği taktirde kralın
kendisini öldürmesinden korkuyordu. Nihayetinde bir gün daha fazla dayanamayarak ıssız bir
yerde bir çukur açıp çukura eğilerek yavaşça "Biliyor musunuz, kral Midas
eşek kulaklıdır." diye fısıldadı. Bunu söyleyince üzerinden büyük bir yük
kalkmış gibi oldu ve rahatladı. Ne yazık ki kazdığı çukurun yanındaki kamışları hesaba
katmamıştı. kamışlar rüzgarla sallandıkları zaman "eşek kulaklı Midas, eşek
kulaklı Midas, eşek kulaklı Midas " diye sırrı her tarafa yaydılar.
Kaynaklar
1.
Ünsal Veli, “Urartu ve Frig Devletlerinin Yıkılışında
Bozkır Kavimlerinin Rolü”,Amasya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi,
Cilt/VolumeII, Sayı/Issue 3, Haziran/June 2018, Sayfa/Page: 117-143
2.
Veli Sevin, “Anadolu’nun Tarihi Coğrafyas I”, T.T.K. Yayınları
, 2. Baskı , Ankara:2007
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder