OSMANLI’DA SÖZLÜ VE YAZILI KÜLTÜR
·
Sözlü kültür nedir? Sözlü kültürün etkisi nedir?
·
Değişik anlatıların sözlü olarak
anlatılmasıdır. Bir kültürün nesilden nesle taşınmasında sözlü ürünlerin büyük
bir önemi vardır.
·
Sözlü kültür ürünleri kimindir? Sözlü kültür ürünleri önceleri bir sanatçıya aitken zamanla toplumun
ortak malı olur. Eser zamanla ait olduğu toplumun inançlarını, geleneğini, dil
özelliklerini yansıtır.
·
Sözlü kültür eserlerinin yazıya geçirildikten sonraki
durumu nedir? Sözlü kültür
eserleri yazıya geçirildikleri dönemin tüm özellikleriyle birlikte o eserde
donup kalır.
·
Sözlü edebiyat ürünleri ne zaman oluşmaya başlar? İslamiyet Öncesi Dönem’de oluşmaya başlayıp
Osmanlı Dönemi’nde zirveye ulaşır. Bu ürünlerin yazıya geçirilmesiyle
zenginleşen halk edebiyatı ve
İslamiyet etkisiyle oluşan Divan
Edebiyatı, Osmanlı’daki sözlü ve yazılı
kültürün en güzel örneklerini barındırır.
·
Osmanlı’da sözlü ve yazılı kültürün gelişim süreci şu şekilde olmuştur:
ü İslamiyet öncesi Türklerin dinî törenlerde ve sosyal etkinliklerde
söylenen destanlar, okunan şiirler, sözlü edebiyat ürünleridir. Yazının yaygınlaşmasıyla
sözlü kültür ürünleri yazıya geçirilir.
ü Anadolu’nun yurt edinilmesiyle İslam öncesi sözlü kültürü, Anadolu ve
İslam kültürüyle etkileşime geçerek yeni bir sözlü kültür geleneği
oluşturmuştur. Eski Türk destanlarında, şiirlerinde yer alan vatan sevgisi,
kahramanlık gibi temalar Anadolu sözlü kültüründe yeniden şekillenmiştir.
ü Yıldırım Bayezid, Çelebi Mehmet ve II. Murat gibi padişahlar, sözlü
kültür taşıyıcıları olan âşık ve ozanlara yakın ilgi göstermişler; onları bu
kültürün korunması için teşvik etmişlerdir.
ü Sarayın, özellikle hanım sultanların himayesinde olan saz şairleri,
usta-çırak ilişkisiyle yetişmişlerdi.
·
Saz şairleri:
·
Saz şairleri savaşlarda okudukları
kahramanlık şiirleri ile orduya manevi desteklerler.
·
Saz şairleri Osmanlı esnaf
teşkilatı içinde yetişirler.
·
Saz şairleri en sözlü edebî
geleneği koruyarak âşıklar zümresinin ortaya çıkmasını sağlamıştır.
·
KÖROĞLU:
·
Koçaklamalarıyla tanınan aynı zamanda en
önemli saz şairidir. Köroğlu’nun Bolu Beyi’ne karşı yapmış olduğu mücadele;
yiğitlik ve kavganın, haksızlığa karşı duruşun simgesi hâline gelerek şiirlere,
türkülere konu olmuştur.
·
“Benden selâm olsun Bolu Beyi’ne
/Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır /At kişnemesinden, kalkan sesinden /Dağlar seda
verip seslenmelidir…”
·
İlgi gören bazı sözlü edebiyat ürünleri: XV. yüzyıldan itibaren en çok görülen sözlü edebiyat ürünü halk
hikâyeleridir. Destan ve şiir geleneğin Züleyha,
Ferhat ile Şirin, Arzu ile Kamber gibi çok bilinen aşk
hikâyeleri halk arasında çok tutulmuştur.
·
Sözlü edebiyat ürünleri nerede okunurdu?
·
Konusunu İslamiyet’ten alan halk
hikâyeleri de uzun yıllar köy misafirhanelerinde, camilerde, tekkelerde,
kıraathanelerde anlatılmış ve okunmuştur.
·
YAZICIOĞLU MEHMED ve MUHAMMEDİYYE
·
Yazıcıoğlu Mehmed’in Peygamberin özelliklerini
ve örnek kişiliğini anlattığı manzum bir eser yazar. Muhammediyye adı verilen bu eser, halk arasında Kur’an’dan sonra en
çok okunan kitap olmuştur. Medreselerde ders kitabı olarak da okutulur.
·
Diğer sözlü kültür ürünleri:
·
Destanlar, halk hikâyeleri ve şiirleri sözlü kültür örnekleridir.
·
Bunların dışında gösteri sanatları olan Köy seyirlik oyunları, kukla,
karagöz,
meddah
ve orta
oyunu sözlü kültürün tiyatro örnekleridir. Bu oyunlar halkın eğlence
kaynağı da olmuştur.
Resim 4: Meddah |
·
Helva sohbetleri: Edirne ve Topkapı saraylarında başlatılan helva sohbetleri de bir başka sözlü kültür geleneği olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Resim 5: Helva sohbetleri |
·
Şehzade şehirlerinde edebiyat: İstanbul dışında özellikle şehzadelerin bulunduğu sancak şehirleri Trabzon, Amasya, Manisa başta
olmak üzere Edirne ve Bursa gibi eski başkentlerde de
edebiyat toplantılarının yapılırdı.
Harita1: 14. yy Anadolu |
·
Şairlerin bir araya gelerek şiir
okuduğu, edebî sohbetler yaptığı bu muhitler hem sanatın gelişmesini hem de
sözlü kültür ürünlerinin korunmasını sağlamıştır.
·
Sözlü kültürün olumlu yönleri:
1.
Halkı kendi dil ve kültürünü
korur.
2.
Toplumsal sevinçler ve
üzüntüler halkın dayanışma ve kaynaşmasını sağlar.
3.
Türk kültürünün
korunmasında ve yaşatılmasında önemli bir işleve sahiptir.
·
Bazı destanlar: Yazılı
edebiyat örneği olan Battalnameler, Danişmendnameler ve Saltuknameler birer kahramanlık
destanlarıdır. Halk edebiyatı, folklor, dil, tarih vs. araştırmaları için çok
önemli kaynaklardır. Yazıldıkları dönemin devlet ve toplum yapısı hakkında çok
değerli bilgiler içerdikleri gibi, edebî açıdan da zengin metinlerdir.
Resim 6: Battal Gazi |
·
Tekke edebiyatı: Osmanlı Devleti’nin kuruluş
yıllarından itibaren tasavvuf inanışı toplumda önem kazanmıştır. Bir tarikata
bağlı olan şairler tekke ve tasavvuf edebiyatını oluşturmuştur.
· Hoca Ahmet Yesevi’nin “hikmet” adını verdiği şiirleri tekke ve tasavvuf edebî geleneğinin temelini atmıştır. Yesevi’nin hikmetleri Anadolu coğrafyasında
·
“ilahi, nefes, methiye, deme, nutuk, devriye, şathiye” gibi türlerle karşımıza çıkmaktadır.
Resim 7: Divan-ı Hikmet |
·
Alevi-Bektaşi halk şiirinin
kurucusu olan Kaygusuz Abdal ise nefes
ve şathiyeleriyle ünlüdür. Yine Seyyit
Nesimi, tasavvuf inançlarıyla Yunus
Emre ile benzerlik gösterir. Bu âşıklık geleneği sonradan yazıya
geçirilmiştir.
Resim 8: Kaygusuz Abdal |
·
Divan edebiyatı: Osmanlılarda İslam
medeniyeti etkisiyle gelişen divan edebiyatı yazılıdır.
·
Divan edebiyatı, Oğuz Türklerinin Türk
İslam kültürünü anlatan, Fars ve Arap edebiyatlarının yazım
özellikleriyle gelişmiş klasik Türk edebiyatıdır.
·
Daha çok medrese eğitimi alan,
şeriat bilgisine hâkim, yüksek eğitimli kişilerce okunup yazılan bu edebiyata “saray edebiyatı, yüksek zümre edebiyatı” gibi isimler de verilmiştir.
·
Saray çevresi ve belirli
şehirlerde (Bursa, Edirne, İstanbul) oluşan divan edebiyatında;
ü sanat ön plandadır.
ü konunun işleniş biçimi önemlidir.
ü soyut anlatım ön plandadır.
ü Divan edebiyatında Arapça ve Farsça kelimeler fazlaca kullanıldığından
dili oldukça ağırdır.
ü Divan edebiyatında genellikle ilahi aşk, dinî ve tasavvufi konular
işlenmekle birlikte toplumsal hiciv
ve mizah türlerinde de önemli
eserler verilmiştir.
·
Yazılı kültürün önemi: Osmanlı
coğrafyasında yazılı kültür, Türk kültürünün korunmasında ve yaşatılmasında
önemli bir işleve sahip olmuştur.
·
II. MURAT DÖNEMİ’NDEKİ KÜLTÜREL GELİŞMELER
·
Osmanlı’da Türkçenin büyük devlet
dili olmasına zemin hazırlayan, âlimler ve sanatkârlar ile haftada iki gün
görüşüp konuşan Sultan II. Murat’dır.
Resim 9: Sultan II. Murat |
·
Bütün bunların yanında bilinçli
bir Türkçeciliğe sahip olan II. Murat, Türkçenin yozlaşmasına karşı tedbirler
almıştır. Arapça ve Farsça eserlerden Türkçeye tercümeler yaptırmıştır. Yine
mütercimlere eserlerinde sade ve açık bir dil kullanmalarını tavsiye etmiştir.
·
II. Murat Dönemi’nde, âlim ve
şairlerin Türkçe yazmalarını da istemiştir.
·
II. Murat’ın aynı zamanda usta bir şair
olması, Arapça ve Farsçadan Türkçeye eserler tercüme ettirmesi onun nazarında
Türkçenin gelişmesini sağladı. Nitekim;
ü Danişmendnâme (Türklerin Anadolu’yu fethini anlatan
destan) ve
ü Kâbûsnâme (Mercimek Ahmet’e ait nasihatnâme) gibi eserler II. Murat’ın gayreti
ile yeniden Türkçeye tercüme ettirildi.
ü Yine Osmanlı şiir mecmularından olan Mecmûatü’n-Nezâir (şiir lügatı)de II. Sultan Murat’a adandı.
·
II. Murat Dönemi’nde bilimsel ve
kültürel çalışmalara verilen destek sayesinde birçok ülkeden bilim insanı
Edirne ve Bursa’ya yerleşti.
·
II. Murat, ömrünü gaza
meydanlarında geçirdiği hâlde, imar işlerine de büyük önem verdi. Döneminde
birçok eserin yapılmasına öncülük ettiği için Ebü’l-Hayrat diye anıldı.
·
Başta Bursa ve Edirne olmak üzere
Rumeli’de birçok şehirde camiler, medreseler, saraylar ve köprüler yaptırdı. Külliye binaları ile birlikte inşa
edilen Bursa Muradiye Cami ve Edirne
Muradiye Cami kendi adını verdiği en büyük eserlerdir.
·
II. Murat Dönemi’nin en önemli
eserlerinden biri olan, Edirne’de inşa edilen Üç Şerefeli Camii’nin yanına ise bir medrese ve imarethane
mevcuttur.
Resim 10: Üç Şerefeli Camii |
·
ÖDEV /ETKİNLİK
1.
Değişik anlatıların sözlü olarak
anlatılmasına …………………………………… denir.
2.
Osmanlı devletinde imar
faaliyetleri ile ünlenen II. Murat’ın lakabı ………………………………..’tır.
3.
Türkçenin korunmasına çalışan kuruluş
dönemi padişahı ……………………………………’tır.
4.
Koçaklamalarıyla ünlü saz şairimiz
……………………………………….’dur.
5.
Helva sohbetleri genellikle ………………………
şehrinde yapılırdı.
6.
……………………. edebiyatı, Fars(İran) ve Arap edebiyatlarının yazım özellikleriyle gelişmiş klasik Türk
edebiyatıdır.
7.
Hoca Ahmet Yesevi’nin şiirlerine …………………….
denir.
8.
Sözlü kültürün olumlu yönleri
nelerdir?