FIRTINA (The Tempest)
(Miranda, Caliban, Sycorax, Prospero, Setebos, Stephano, Trinculo, Francisco, Ferdinand (Ariel uydusunun adı bu eserin değil, Alexandr Pope’nin Bukleye Tecavüz eserinden esinlenerek verilir))
· · Fırtına, Shakespeare'in son oyunu; yazarın ölümünden beş yıl önce, 1611’de yazılmış ve oynanmıştır.
· Kısaca
özeti:
·
Milano Dükü Prospero'nun kardeşi Antonio,
Napoli Kralı Alonso'nun yardımıyla
Prospero'nun dükalığını gaspeder ve Prospero
ile küçük kızı Miranda'yı köhne bir
tekneye koyarak denize bırakır.
·
Prospero'yla
Miranda uzak bir adaya çıkarlar. Burada Prospero zamanını, kendisine sadık
lordlardan Gonzalo'nun verdiği, büyücülükle ilgili kitaplan okumaya ayırır.
Ayrıca, Sycorax adlı, sonradan ölen, kötü ruhlu bir büyücünün, bir çam ağacının
yanğına hapsettiği Ariel adlı "havamsı peri"yi kurtarır ve Sycorax'ın
garabet oğlu Caliban'ı eğitmeye çalışır.
Caliban nankörlük ederek, Miranda'ya tecavüz etmeye kalkışınca, Prospero onu
köle olarak kullanmaya başlar. Prospero,
oyunun başında, büyücülük gücünü kullanarak bir fırtına çıkartmış ve Alonso,
Antonio, Alonso'nun oğlu Ferdinand, kardeşi Sebastian ve öteki lordların içinde
bulunduğu geminin parçaianmasına ve karaya vurmasına yol açmıştır. Gemidekilerin
hepsi sağ salim karaya çıkmayı başarmıştır. Birinci perdenin başında bir yandan
bunlar olurken, Prospero da kızı Miranda'ya, Milano'dan başlayarak o adaya
nasıl düştüklerini anlatır. Bu arada Peri Ariel, karaya vuran geminin
yolcularından Alanso'nun oğlu Ferdinand'ı Prospero'nın mağarasına götürür. Ferdinand
burada gördüğü Miranda'ya aşık olur. Prospero, Ferdinand'a ne kadar zor iş varsa verir. İkinci perdede; Kral, Ferdinand'ın
öldüğünü sanmaktadır. Antonio'yla Sebastian, Kral'ı öldürmeyi planlarlar.
Ancak, Ariel sayesinde planları suya düşer. Alonso'nun kahyası Stephano ile
soytarısı Trinculo da Caliban'la alem yapmaya başlamışlardır. Üçüncü ve
dördüncü perdelerde Prospero, Ariel'in yardımıyla ve büyücülüğünü kullanarak,
Kral'la adamlarını şaşkına çevirir. Sonra, Miranda ve Ferdinand'ın
nişanlanmalarına razı olur.
·
Beşinci
perdede, Prospero intikam planından vazgeçerek, düşmanlarını bağışlamaya,
tılsımlı büyücülük sopasını da kırmaya karar verir; kimliğini açığa vurur,
dükalığını geri ister, Ariel'i serbest bırakır.
·
Fırtına bir anlamda Prospero'nun tek kişilik
gösterisidir. Etkili ve çarpıcı konuşan, "insanlık bilinç ve sorumluluğunu unutmamış büyücü" rolü,
aktörler önemlidir.
·
Oyunun
önde gelen kişilerinden biri de "cadıdan doğma" Caliban’dır. İnsan olmanın henüz eşiğindeki Caliban'la,
doğaüstü güçleri ve başka yönleriyle insanlığın en üst basamaklarında
sayılabilecek Prospero arasındaki
karşılaşmalar, insan olmanın ne demek olduğu, bireylerin birbirlerine karşı
sorumlulukları, toplumsal yaşamın sürdürülmesi önündeki engeller; eğitim,
bilgi, akıl ve sağduyunun insana kazandırdıkları ve kazandıramadıkları gibi
evrensel soruları vurgular.
·
Oyuna
kişiler açısından bakıldığında, ilginç bir üçlünün ön plana çıktığı görülüyor:
1. Yarı insan, yarı büyücü Prospero; yarı insan,
2. yarı hayvan Caliban ve
3. insan gibi davranan, düşünen, konuşan (yoruma
göre, belki zaman zaman insan kılığına bürünen) ama özü havadan oluşan,
Prospero'nun cisimsiz kölesi peri Ariel.
·
Bu
üç karakter de, doğaüstü veya ötesi varlıklar yaratmada insan hayalinin hangi
sınırlara kadar zorlanabileceğine ilişkin canlı, renkli ve doğurgan örnekler,
başlangıç noktaları oluşturuyor.
·
Shakespeare'in
Fırtına oyununda işlediği konulardan biri de doğayla doğaüstünün anlamlarının
irdelenmesidir. Shakespeare Hamlet'te var olmakla olmamayı, yaşamla
ölümü karşılaştırırken, nasıl her ikisine de ilginç, çoğu kimsenin aklına
gelmeyecek açılardan bakmışsa, bu oyunda da doğayla doğaüstünü
çakiştırıp çatıştırarak, ikisinin de anlamlı yanlarını ortaya çıkarmış,
anlamsızlıktan anlam çıkarma yolları bulmuş.
·
Eserdeki Önemli Karakterler
1. Alonso, Napoli kralı
2. Sebastian, Alonso'nun kardeşi
3. Prospero,
Gerçek Milano dükü
4. Antonio, Prospero'nun kardeşi; kardeşinin hakkı olan
dükalık mevkiini zorbalıkla alan Milano dükü
5. Ferdinand,
Napoli kralı' nın oğlu
6. Gonzalo, Namuslu, yaşlı bir meclis üyesi
7. Adrian ile Francısco, lordlar
8. Caliban,
köle; vahşi ve çarpık bir yaralık
9. Trinculo,
bir soytarı
10. Stephan(o) o, ayyaş bir
kahya
11. Miranda,
Prospero'nun kızı
12. Ariel, uçan bir peri
13. Sycorax, Issız
adadaki büyücü kadın
14. Setebos, Caliban’ın
annesi Sycorax’ın tanrısı (Kırmızı altı çizili Uranüs uyduları)
BİRİNCİ PERDE
·
Prospero, Milano’nun gerçekte dükü (yöneticisi
olup)dür. Kardeşi Antonio, Napoli kralı Alonso’nun
himayesine girerek Prospero’yu sürgüne göndermiştir.
·
Prospero, sürgüne gönderilirken halkın sevgisi nedeniyle
onlardan korktukları için Milano’nun gerçek dükünü ve kızını Miranda’yı öldürmeye cesaret edemediler.
·
Babası
bunları anlatırken Miranda üzülünce babası kendisi (Miranda) sayesinde katlanıp
hayatta kaldıklarını ifade eder.
·
Prospero ve
Miranda ıssız bir adaya kandi ifadeleriyle tanrının yardımıyla çıkarlar. Miranda,
babasından daha fazla ayrıntı istese de babası ayrıntı vermez. Bu sırada
Miranda’nın uykusu gelir.
·
Perilerden
olan Ariel, Prospero’dan aldığı emirle Jupiter (Yunan mitolojisinde Zeus)
şimşekleri gibi şimşekler çaktırıp Neptün (Yunan mitolojisindeki Posedion)’ün
yabası (üç ucu olan mızrak) ile fırtına yaratıp kralın gemilerini batırır. Ariel,
efendisi Prospero’ya yaptığı
hizmetler karşılığında özgürlüğünü ister. Ancak Prospero, kendisini Sycorax
adlı cadıdan kurtardığı hatırlatınca Ariel göreve devam edeceğini söyler. Prospero, yeni bir emir verir: Sadece
kendisine görünecektir.
·
Caliban, Sycorax adlı cadının oğlu ancak şimdilerde Prospero’nun kölesi olmuştu. Miranda, Caliban’dan tiksinse de onların ayak
işlerine bakmaktadır.
“Sana
acımıştım; elimden geleni yapmıştım
Konuşturabilmek
için seni;…..
Ama
öğrendiklerin hep boşa gitti…”
diyerek Miranda Caliban’ın kafasının
kalın olduğunu ima eder. Caliban da
öğrendiklerinden konuşmanın küfretmek için olduğu cevabını söyler.
·
Napoli
kralı Alonso’nun oğlu Ferdinand sanki babasının gemilerini
kaybettiğini hissetmişti. Bu sıralarda Miranda’ya
rastlar. Ferdinand, babasının
denizin dibini boyladığını, aynı kaderi Milano dükü (Antonio) ve oğlunun da
olduğunu söyler.
·
Ferdinand,
Mranda’yı Napoli kraliçesi görmek istediğini söylese de Prospero’nun Ferdinand’ı cezalandırma isteğine kızı Miranda itiraz
eder.
·
Ferdinand
kendi durumunu şöyle dile getirir:
“…Babamı
kaybetmişim, gücüm kuvvetim gitmiş,
Dostlarım
felakete uğramış,
Şu
adam beni kıskıvrak bağlamış, Tehditler savurup duruyormuş;
Hiçbiri
umurumda değil;
Yeter
ki hapsedildiğim yerden
Şu
kızı günde bir kez görebileyim…”
İKİNCİ PERDE
·
Alonso,
Sebastian, Antonio, Gonzalo, Adrian, Francisco ıssız adanın bir kıyısıda karaya
çıkarlar. İyi karakterli Gonzalo, her ne kadar gemiler batsa da hayatta
kalmalarının mucize olduğunu söyler. Gonzalo, çıktıkları kara parçasının
Tunus/Kartaca olduğunu ve Vergilius’un ünlü “Aeneas” destanında Kartaca
kraliçesi/kurucusu Dido döneminde beri böyle bir yakışıklı bölgeye gelmediğini
ima eder. Mitin devamında Kartaca kraliçesi Dido, aşık olduğu Aeneas’tan
karşılık görmeyince hayatına son verir. Alonso, kızı ve oğlunu kaybetmenin
acısı yaşamaktadır. Kızını uzak bölgeye gelin vermekle kaybettiğini düşünür. Ancak
oğlunun hayatta olabileceğini lord Francisco söyler.
·
Gonzalo
“ideal devleti”ni şöyle ifade eder:
·
“İdeal
devietimde her şeyi ters uygulardım;
Her
türlü ticareti yasaklardım;
Yargıç
filan olmazdı;
Okuryazarlık
bilinmezdi; zengin, yoksul,
Uşaklık
kalkardı; sözleşme, miras,
Arazi
sınırı, çit, tarım, bağ bahçe olmazdı;
Madene,
buğdaya, şaraba, yağa gerek kalmazdı;
Kimse
çalışmazdı; herkes aylak olurdu,
Kadın
erkek, herkes; ama saf ve temiz olurdu; Hükümdarlık olmazdı.”
·
İnsana
ihtiyacını zaten doğa verir. Doğa bol yiyecek veriyor. Silahlara da ihtiyaç
yoktur. Cümlelerini söyledikten sonra Sebastian ve Antonio evliliğe ihtiyacının
da kalmadığı sonucuna ulaşırlar.
·
Adanın
başka bir tarafında köle yaratık Caliban,
efendisine söylenmekteyken soytarı Trinculo gelir. Trinculo, Caliban’ı
tatilcilere göstererek para kazanabileceğini söyler. Fırtına yaklaşırken gök
gürleyince ayyaş kahya Stephano, Caliban’a yanaşır. Caliban, bu iki kişiyi cin
olmakla suçlar. Başından savmaya çalışır. Caliban’a içki içirirler o sarhoş
olmuştur.
ÜÇÜNCÜ PERDE
·
Prospero’nun Ferdinand’ı ağır işlerde
çalıştırmaktadır. Miranda ona yardım etmek ister. Ferdinand buna izin
vermeyeceğini söyler. Ferdinand, gerçekte kendisinin prens olduğunu tekrar
söyler ve seve seve kendisine köle olacağını da ekler. Miranda, “beni seviyor
musun?” sorusuna:
“Gökyüzü, yeryüzü tanık olsun sözlerime;
V e doğru söylüyorsam başarı tacı giydirsin
andıma.
Ama eğer boşsa yeminim, yaşayacağım her
mutluluk
Felakete dönsün. Dünyadaki her şeyden çok
Seni seviyor ve sayıyor, sana değer veriyorum.”
·
Ferdinand
ve Miranda aşklarını birbirlerine itiraf ederler.
·
Bu
sırada adanın öbür tarafında Caliban, Stephano ve Trinculo bir aradadır.
Caliban, kendi hikâyesini anlatır. Caliban, kendisine yardım edip ada
yönetimini alırlarlarsa onların kölesi olmak istediğini söyler.
·
Alonso,
Gonzalo ve arkadaşları bazı kişileri
görürler onları ada yerlisi zannederler. Harpy rolüyle Ariel onlara görünüp
onlara kızar.
DÖRDÜNCÜ PERDE
·
Prospero, Ferdinand’a armağan vereceğini şu sözlerle
ifade eder:
..”İşte
burada, T anrı önünde
Sunuyorum
sana bu değerli armağanı..…
Hem de hakkınla kazandığın ödül.
Ama, kutsal törenierin hepsi
Gereğince tamamlanmadan
Bekaret düğümünü çözmeye kalkışırsan,….
..Hymen'in lambası yolunuza ışık tuttuğu
sürece.”
·
Hymenenaeus veya Hymen mitolojisi:
·
Hymenenaeus veya
Hymen Yunan mitolojisinde evlilik tanrısıdır. Kadınların cinsel organlarında
bulunan hymenin Yunan tanrısıdından geldiği veya tanrının adını burdan aldığı
belli değildir. Hymen’in şarap tanrısı Donysus ile güzellik tanrıçası Afrodit
veya aynı zamanda müzik tanrısı Apollon ile güzel konuşma perisi Kalliope’nin
oğlu ancak diğer versiyonda Hymen’in tanrı değil ölümlü biri ve Magnes’in oğlu
olduğu ancak çok yakışıklı olduğu gerekçesiyle Apollon’un yanından ayrılmadığı
söylenir. Hymen Atina’nın en güzel kızına âşıktır. Kız nereye gitse Hymen ordadır.Kızın bereket tanrıçası Demeter’e
kurban sunmak için Eleusis’e gideceğini öğrenir. Hymen için bu belki de bir
fırsattır. Hymen, kendini kadın olarak gizlemek zorunda kalır. Çünkü erkekler
bu tür etkinliğe katılamazlardı. Ancak Hymen o kadar güzel göründü ki onu kadın
zannederler. Bu adak ibadeti için katılımcıların gemiye binmesi gerektiği için
gemiye binilir. Gemi, yelken açtıktan sonra korsanlar tarafından ele
geçirilerek kadınlar esir edilir. Hymen korsanların dinlenmesini fırsat bilerek
kadınlarla plan yaparak korsanlara baskın yapıp onları öldürürler. Bu korsan
olayında sevdiği kız da kendisine aşık olmuştur.
·
Hymen
gemiyi emniyetli yere götürüp kızları orada bırakır. Atina’ya gidip olanları şehrin
ileri gelenlerine anlatır. Sevdiği kızla evlendirilme karşılığında bütün
kızları sağsalim getireceğine Atinalılar ikna olup düğün hazırlıklarına
başlarlar.
·
Düğün
hazırlıkları devam ederken Atinalılar da düğüne katıldıktan ve düğün töreni
bitince Hymen oracıkta hayatını kaybeder. Atinalılar bu kaderi kabullenmekte
zorlanırlar. Tanrılara yakarırlar. Davetlilerden biri de sağlık tanrısı
Asklepion’dur. Asklepion bu aşktan o kadar etkilenir ki Hymen’i hayata
döndürmeye karar verir. Ama hayata döndürülme şartı Atina’daki bütün düğünlere
katılma zorunluluğudur. Eğer düğüne katılmazsa o çifte uğursuzluk getireceğine
inanılmaya başlandı.
·
Ferdinand şehvetine yenilmeyeceğini şöyle
ifade eder:
“…Phoebus'un
atları mı çatladı acaba,
Yoksa
Gece'yi zincire mi yurdular aşağıda,
Diye
düşünüp o günün tadını kaçırınaya
Hiç
niyetim yok….”
·
Prospero, uşağı Ariel’e bazı perilerin getirilmesini
emreder. Juno (Yunan mitolojisindeki Hera), Elibol, Ceres (Yunan
mitolojisindeki Demeter) ve Iris(Yunan mitolojisindeki iyi haberleri ileten
peri) gelirler. Bu tanrıçalar iki aşığın birleşmesini kutsamaktadırlar.
·
Bu sıralarda Caliban, Stephanao ve Trinculo; Prospero’ya
darbe yapmayı düşünmekteyken Ariel, efendisinin emriyle onlar görünür. Ancak
tazın kılığında kovalanırlar.
BEŞİNCİ SAHNE
·
Prospero, sorar kral ve yanındakiler ne yapıyor diye.
Ariel aynı yerde olduklarını söyler. Onlar görünür olurlar.Prospero kendisine
yapılanları yüzlerine vurur:
“Sen
Alonso, bana ve kızıma insafsızca davrandın;
Kardeşin
de sana yardakçılık etti.
Bu
yüzden vicdanın sızlıyor şimdi Sebastian.
Evet
sen kardeşim, benim kendi kanım ve canım,
İnsanlık
ve merhameti benliğinden sürüp,
Yerine
ihtirası ağıdayan sen;
Sebastian'la
birlikte,
Ki
o bu yüzden böyle azap çekiyor şimdi,
Kralınızı
öldürmeye kalkışan sen!
İkinizi
de bağışlıyorum, insan denemezse de size…..”
·
Alonso, Prospero’nun yaşadığına akıl sır erdiremedi.
Prospero’nun doğaüstü güçleri vardır. Mutlu son da yaklaşmaktadır.
·
Miranda: Hey “cesur yeni dünya*” ki içinde
böyle insanlar var
* “Cesur
Yeni Dünya”, Aldoux Huxley’in 1932’de yazmış olduğu distopik bir eserin
adına ilham kaynağı olmuştur.
Wiliam Shekespeare, Fırtına (çev. Bülent
Bozkurt), Remzi Kitabevi, İstanbul: 2000
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder