27 Nisan 2020 Pazartesi

OSMANLI'DA DARBELER


OSMANLI DEVLETİ’NDE DARBELER

       Osmanlı’da isyanlar çok önemli yer tutsa da hanedanın değiştirilmesine yönelik herhangi  bir halk hareketi olmamıştır. 19. yüzyıldan itibaren Avrupa’daki değişimlere paralel olarak devlet yöneticilerin ve aydınlarının aldıkları eğitim, Batı’daki siyasi yönelimler ile rejim (yönetim biçimi) hedef alınmaya başlanmıştır.

       Darbe ne demektir? Devlet içindeki çeşitli yapılanmaların veya ordunun yasal olmayan metotlarla mevcut olan yönetimi değiştirmesidir.

 
12 Eylül 1980'de TSK ülke yönetimine el koydu
1876 Darbesi
       1876 darbesi Türk siyasi tarihinde yukarıda söz edilen tdarbe tanımına uyan ilk siyasi harekettir.
       Tanzimat Fermanı’ında sonra yetişen aydınlar        (Bakınız Osmanlı’da demokratikleşme hareketleri ders notu);

a)       Batı(Avrupa)  medeniyetinin üstün olduğunu halkın bu bağlamda geniş hürriyete(özgürlük) sahip olması gerektiğini düşünmeleri ve
b)      Osmanlı’nın geri kalmasının önüne geçmek için parlementolu (meclis) sisteme  (meşrutiyet) dönüşülmesi gerektiğine inanmaya başlamışlardı.
c)       Osmanlı aydınları Osmanlı’nın yapmış oldukları yenilik (ıslahat) girişimlerini de yetersiz görmişlerdi.

       Ancak, Osmanlı imparatorluğunun bünyesinde farklı milletlerin var olması demokratik sisteme dayalı bir yönetim anlayışına geçilirse gayrimüslimlerin yönetimde etkinliklerini artıracakları ihtimali aydınları bu fikir için mücadele etmelerine de engel olmuştu.

       Dolayısıyla, Meşrutiyet yanlılarının azlığı nedeniyle bu hedefi gerçekleştirmek için gizli şekilde “Yeni Osmanlılar” adlı bir dernek (cemiyet) kurmuşlardı. Sultan Abdulaziz (1861-1876)’in sert ve otoriter karakteri nedeniyle Osmanlı aydınlarının meşrutiyet amaçları iyice ortaya çıkmaya başlayacaktı.

       1867 yılında Bâbıâli (Osmanlı Başbakanlığı)’ye baskın yapılması için toplantı yapıldığı istihbaratı nedeniyle dönem sadrazamı (başbakan) Âli Paşa, cemiyet üyelerinden bazılarını tutuklamış, Ziya Paşa ve Namık Kemal gibi cemiyetin önemli simaları İstanbul’dan uzaklaştırılmışlardı.  Ziya Paşa ve Namık Kemal bu hareketi Avrupa’da örgütleyeceklerdi.



Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde yönetildiği Bâbıâli kapısı






       Sadrazam Âli Paşa’nın 1871’deki ölümüyle birlikte aydınlar İstanbul’a geri dönmeye başlamışlardı. Ancak onlara halkın desteğinin olmaması ve Mısırlı prens Mustafa Fazıl Paşa’nın onlara maddi desteği kesmesi işlerini zora sokmuştu.

Tanzimat Paşaları dönemi(1839-1871): Mustafa Reşit Paşa ile başlayan Keçecizade Mehmet Fuat Paşa ve Âli Paşa ile devam eden ve Âli Paşa’nın ölümüyle sona eren bir dönemdir. Bu dönemde sadrazamlar yönetimde etkinlerdi.


Darbeyi hazırlayan etmenler
§  Sultan Abdulaziz’in otokratik tutumu
§  Devletin siyasetiyle fazla ilgilenmemesi; onun döneminde Fuat ve Âli paşalar  etkindi. Onların ölümünden sonra yönetimde etkili olmaya başlamıştı.
§  Mahmut Nedim Paşayı göreve getirmesi ve bu sadrazamın devlet kademelerinde bir çok kişiyi görevden almıştı.


Mahmut Nedim Paşa ile ilgili bir kitap kapağı
§  Nedim Paşa’nın  siyaseti;

o   Devlet yönetimindeki yenilik taraftarlarını görevden aldı.
o   Avrupa’dan getirilen askeri uzmanlar görevlerine son verildi.
o   Dış politikada devletin en büyük düşmanı olan Rusya’ya yaklaştı. Nedim Paşa’ya muhalefet artınca görevden alındı (1872)


§  Sultan Abdulaziz döneminin sonunda Hersek’te isyan patlak vermişti. Meşrutiyet yanlıların yeteince güçlü olmamaları nedenlerinden dolayı İstanbul’daki mederese (Süleymaniye, Fatih ve Bayezid medreseleri) öğrencilerini isyana teşvik etmişlerdi. Meşrutiyet taraftarı Nedim Paşa’nın tekrar azledilmesini sağlamışlardı. Ancak Hüseyin Avni Paşa, Mithat Paşa gibi yöneticiler bu sefer padişahı görevden alıp mümkünse öldürme planını uygulamaya sokacaklardı.



Sultan Abdulaziz (1861-1876)

§  Hüseyin Avni Paşa’nın planı doğrultusunda padişaha saldırı yapılacak ve onu koruma bahanesiyle saray kuşatılmış; saray içindekileri ise bu sırada Abdulaziz’i tahttan indirmiş yerine V. Murat getirilmişti.

§ 
V.Murat’ı başa geçirenler meşrutiyetin ilanı konusunda anlaşmazlığa düşmeleri ve V. Murat’ın daimi cinnet(akıl hastalığı) rahatsızlığı nedeniyle o da tahttan indirilecekti.

Padişah olarak sadece 93 gün görev yapan V. Murat

§  Çerkez Hasan Olayı: Sultan Abdulaziz’in bileklerini keserek intihar ettiği ilan edilse de buna inanmayanlardan Çerkez Hasan, şiphelenmiş olduğu Hüseyin Avni Paşa’nın konağını  bir toplantı halide iken basarak onu öldürme olayıdır.



Sultan İkinci Abdulhamit (1876-1909)

       Sultan Abdulhamid’in padişah yapılması: Sultan Abdulhamid’in meşrutiyeti ilan edeceğine söz vermesi üzerine 1876’da padişahlığa getirilmiştir.

       Çırağan Olayı (1878): V. Murat’ın tekrar padişah yapılması için Ali Suavi’nin Balkan göçmenleriyle Çırağan sarayına  yapmış olduğu başarısız girişimdir. Ali Suavi, YediSekiz Hasan Paşa tarafından öldürüldü.
Baskının yapıldığı Çırağan Sarayı (İstanbul/Beşiktaş)

1909 Darbesi
Darbeyi hazırlayan etmenler
       II. Meşrutiyet’in ilanı ile ülke toprak kaybetmeye devam etmesi iç kargaşalara neden olmuştu. Özel-likle Edirne’nin kaybı ve Balkanlar’daki Türklerin durumu tartışmalara yol açmıştı.
       Bu nedenle İttihat ve Terakki Partisi ile muhalefetin arası açılmıştı.


İttihatçı liderler; Talat, Enver ve Cemal Paşalar
       Sadrazam Hilmi Paşa’nın ilmiye sınıfı öğrencilerinin askerden muaf olma ayrıcalığını kaldırması ve ordu içindeki bu sınıftan olan alaylı subayları rahatsız etmişti.
       Serbesti gazetesi yazarı Hasan Fehmi’nin öldürülmesinden de İttihatçılar sorumlu tutulmuştu.


       31 Mart Olayı (Vak’ası) 13 Nisan 1909
       Avcı taburlarına bağlı askerlerin İstanbul Ayasofya meydanında toplanması ve Derviş Vahdeti adlı birinin yönettiği Volkan gazetesi ile İttihadi Muhammedi Fırkası’nın şeriat istiyoruz, din elden gidiyor söylemlerinde bulunmaya başlamışlardı.

       Bu olayın hemen sonrasında Sadrazam Hilmi Paşa istifa etmiş; bu isyancılar Adliye Nazırı (Adalet bakanı)’nı öldürmüşlerdi. İstanbul’daki I. Ordu isyanı bastıramayınca Selanik’te III. Orduya bağlı komutanlığını Mahmut Şevket Paşa’nın yaptığı Hareket Ordusu İstanbul’a gelerek isyanı bastırmıştı.

       Bu olayın adı neden 31 Mart  Olayıdır? Bu olaylar, 13 Nisan 1909, Rûmi takvimde 31 Mart 1325, günü gerçekleştiği için 31 Mart Olayı denmişti.




Hareket Ordusunda yer alan bazı subaylar (Oturanların soldan dördüncü kişi Mustafa Kemal’dir)

       31 Mart  Olayı sonuçları   
1.       İkinci Abdulhamit tahttan indirilmiş yerine kardeşi V. Mehmet Reşad getirilmiştir.
2.       İttihat ve Terakki Partisi’nin etkisi daha da artmıştır.



1913 Darbesi
       II. Meşrutiyet’i ilan ettiren İttihatçılar, 31 Mart Olayı’ndan sonra güçleri artsa da yönetimde arka planda kaldılar. İttihatçılar’ın en büyük rakibi ileride milli mücadele karşıtı olacak Hürriyet ve İtilaf partisiydi.

       Sopalı seçim: 1912 yılındaki seçimler ittihatçılar tarafından baskı altında yapıldığından dolayı bu yıldaki seçimler “sopalı seçim” olarak adlandırılmıştır.

       Halâskar Zâbitan denilen bazı askerler ittihatçıların siyasetini beeğenmeyince dağa çıkarak onlara baskı uygulayıp Kâmil Paşa’nın sadrazamlığa getirilmesini sağlamışlardı.
       Osmanlı ordusu iç çekişmelerden dolayı Balkan savaşlarında ağır bir yenilgiye uğtamıştı; İttihatçılarbu yenilgiyi kullanarak iktidarı tekrar ele geçirme fırsatı değerlendirdiler.
Halâskar Zâbitan’ın yazdıkları bu mektup hükümetin istifa etmesine neden olmuştu

       Bâbıâli Baskını(23 Ocak 1913): İttihatçı liderler Enver ve Talat paşa liderliğindeki hareket hükümetin Edirne’yi Bulgarlara verdiği söylentisini yayarak hükümet konağına yürümüşlerdi. Harbiye Nazırı (Savaş Bakanı) öldürüldüğü olaydır.

       Bâbıâli Baskını Sonuçları
1.       Sadrazam Kamil Paşa istifa etti.
2.       İttihatçıların önerdiği Mahmut Şevket Paşa sadrazam oldu.
3.       Bazı muhalifler tutuklandı.
4.       İttihat ve Terakki partisi Dünya savaşındaki yenilgiye kadar ülke yönetiminde tek parti olarak kaldılar.


Balkanlardaki Toprak Kayıpları

       Sırbistan, Karadağ  ve Romanya bağımsızlığı: Sırplara; 1812 Bükreş Antlaşması ile ayrıcalık verilmiş; 1829 Edirne Antlaşması ile özerklik tanınmış; 1878 Berlin Antlaşması ile Sırbistan devletinin bağımsızlığı kabul edilmişti. Berlin Antlaşması ile Sırpların yanında Karadağ ve Romanya da bağımsız olmuştu.


Balkanlarda yer alan ülkeler


       Yunanlıların bağımsızlığı ve Girit’in ilhakı
       Yunanlılara Avrupalıların desteği ile 1829 Edirne Antlaşması ile bağımsızlık verilmişti. Osmanlı’ın zor durumundan faydalanan Yunanlılar Girit’te isyan çıkararak Girit’e Halepa Fermanı (1878) ile Giritlilere geniş haklar verilmişti. Girit’in başına Hristiyan bir vali de görevlendirildi(1896). 1897 Osmanlı-Yunan savaşında Yunanisyan yenilse de Girit fiilen Osmanlı yönetiminden çıktı.
       1908’de Girit’in Yunanistan’a bağlandığı ilan edilse de Osmanlılar ancak bunu Balkan savaşındak ağır yenilgi ile kabul etmek zorunda kaldı.

       Bosna-Hersek’in kaybedilmesi:
       Berlin Antlaşmasıyla Bosna-Hersek Osmanlı’ya bağlı ancak Avusturya yönetimine bırakıldı. II. Meşrutiyet’in ilanı ile burada seçim yapılması gerekiyordu. Avusturya seçime izin vermeyerek bu toprakları kendi topraklarına kattığını ilan etti(1908)

       Bulgaristan’ın ayrılması:
       Berlin Antlaşması ile Bulgar prensliği kurulmuş Bulgarlar da 1908’da bağımsızlıklarını ilan ettiler.

       Arnavutluk’un ayrılması:
       I. Balkan savaşları esnasında Arnavutluk da bağımsızlığını ilan etti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 ANADOLU’DAKİ İLK TÜRK SİYASİ TEŞEKKÜLLERİ ÖNCEKİ HAFTANIN HATIRLATMASI: 1. Türkiye neresidir? 2. Magna Turchia nresidir? 3. Diyar-ı Rum ner...