Mısır'da İhşidiler devleti(935-969)
Hicaz (Mekke ve Medine) bölgesine egemen olan ilk Türk devleti |
·
Abbasi
devletinin merkezi otoritesini zayıfladığı dönemlerde Mısır’da kurulan ikinci
Türk hanedandır.
·
Kurucusu Muhammed, Fergana hükümdar ailesinden geldiğinden
dolayı kendisine halife tarafından “İhşid” unvanı verilmişti. Muhammed’in
babası Tuğç, eski Mısır hükümdarı Tolunoğlu Ahmet‘in
hizmetine girmiş fakat onunla arası
bozulunca halife Müktefi’nin isteği ile Suriye’de Karmati saldırısının önlenmesinde hizmetleri olmuştu.
·
Tuğç,
Tulunilerin Mısır hakimiyetine son veren
Muhammed b. Süleyman ile birlikte hareket edip Kinnesrin valiliğine atansa da Abbasi veziri Abbas b. Hasan el-Cercerâî ile arası bozulunca
hapsedildi ve hapis hayatında iken hayatını kaybetti(907).
·
Muhammed
b. Tuğç (935-946)
·
Tuğc’un oğulları Muhammed ve Ubeydullah, Hamdânoğulları’ndan Hüseyin b. Hamdân ile anlaşıp Vezir Abbas b. Hasan’ı ortadan kaldırdılar. Muhammed b. Tuğç, bu olayın ardından Mısır Valisi Ebû
Mansûr Tekin’in hizmetine girerek Fatımilerin Mısır’a baskısını o dönem için
engelledi (915). Mısır valisi ile arası
bozulunca Abbasi halifesi tarafından Suriye
valiliğine getirilse de o daha önce
görev yaptığı Mısır valiliğini istemesi karşısında önce Halife Kahir-Billâh tarafından bu göreve getirilir ama kısa
süre sonra azledilir ama yeni halife Râzî-Billâh,
onu tekrar Mısır valiliğine getirmesi Muhammed’in amacına ulaşması için fırsatı
yaratır. Mısır valisi olarak atanan Muhammed b. Tuğç Mısır’da İhşidiler’in hanedanını başlatmış oldu (935). Muhammed, hanedanın merkezini Tuluniler gibi Fustat seçmişti.
Halife kendisine Fergana hükümdarlarının kullandığı “ihşîd” unvanını verdi. İhşîd, prens
veya hükümdar anlamında Farsça bir unvandır.
İhşidilerin bayrağı |
·
Muhammed, EbûBekr
Muhammed el-Mâzerâî adlı maliyeci ile uğraştıktan sonra
onu hizmetine alarak maliyesini güçlendirme yolu buldu.
·
Bu dönemde Fatımilerin Mısır’a egemen olma hedefleri
devam ederken kendisinin güçlenmesi Abbasilerle arasının bozulmasına neden
oldu. Abbasilerin komutanı Muhammed bin Raik Mısır’ı
ele geçirmek için Ariş’te mücadele etse de bu savaşı kaybetti.
·
Halife Müttaki Lillah,
Mısır’ın Muhammed b. Tuğç’a ait olduğunu kabul etti. Bu sırada Muhammed b. Râik
Hamdaniler tarafından öldürülmüş ve Muhammed
b. Tuğç bundan istifade ile bütün Suriye’ye egemen olmuştu. Irak’ta Türk
komutan Tüzün’ün halifeye baskısı üzerine halifeye yardım vaat ederek halifeden
Mısır valiliğinin otuz yıllığına kendisine ait ve oğlu Ebü’l-Kāsım Ûnûcûr’un
kendi veliahtı olduğunu kabul ettirdi.
·
Suriye için yapılan mücadeleler sonucunda
Hamdanilerden Seyfüddevle ile ile anlaşarak Suriye’yi aralarında paylaştılar.
Kuzey Suriye Hamdanilere ait olacakken Güney Suriye İhşidilere ait
olacaktı(946). Muhammed’in ölümünden sonra başa geçen oğulları yetenekli
olmadıklarından dolayı sadece sembolik olarak başta kaldılar.
·
Ebü’l-Kāsım Ûnûcûr(946-960)
·
Muhammed b. Tuğç’un yerine on beş
yaşındaki oğlu Ebü’l-Kāsım Ûnûcûr geçti ve ailenin hizmetçisi Nûbe asıllı Ebü’l-Misk Kâfûr ona vasi tayin edildi. Kâfûr devleti bir hükümdar
gibi yönetmeye başladı. Ûnûcûr yönetimi ele almaya girişince İhşîdî ordusu
Kâfûrîler ve İhşîdîler olarak ikiye bölündü. Ancak Kâfûr’un devlet yönetimi
üzerindeki hâkimiyeti, Ebü’l-Kāsım Ûnûcûr’un ölümüne kadar devam etti.
·
Ebü’l-Hasan Ali b. Muhammed(960-966)
·
Unucur’un ölümünden sonra hânedanın
başına kardeşi Ebü’l-Hasan Ali geçti. Halife
Mutî‘-Lillâh onun da Mısır, Suriye, Sugūr ve Haremeyn toprakları üzerindeki
hâkimiyetini tasdik etti. Ancak Kâfûr yine bu
dönemde de hâkimiyetini sürdürdü. Ali, daha önce ağabeyi Ûnûcûr için tahsis
edilen yıllık 400.000 dinarlık ödeneği alıp istediği gibi kullanması
karşılığında Kâfûr’a teslim oldu.
·
Bu sırada 962’de Hamdanilerin komutanı Seyfüddevle’yi yenerek Halep’i işgal eden Bizans
İmparatoru Nikephoros, bölgedeki İhşîdî birliklerinin Seyfüddevle’den gelen
yardım taleplerine cevap vermesi neticesinde ordusunu geri çekti. Ebü’l-Hasan Ali, aynı yıl Kâfûr’u yönetimden
uzaklaştırmak için teşebbüse geçtiyse de yeterli asker ve maddî destek
bulamadı. Bu durum Kâfûr ile Ali’nin arasının daha da açılmasına sebep oldu.
Nihayet Ali de yönetime sahip olamadan öldü (966).
·
Ebü’l-Misk
Kâfûr (966-968)
·
Ebü’l-Hasan Ali’nin ölümünden sonra Kâfûr, onun dokuz yaşındaki oğlu Ahmed’in yerine
geçmesine itiraz edince Mısır emîrsiz kaldı. Bu arada Kâfûr, Halife
Mutî‘-Lillâh’tan kendisi için bir menşur çıkararak Mısır valiliğine tayinini
sağladı ve hutbelerde adını okutmaya başladı. Böylece fiilen ve resmen
hükümdarlık makamını elde etmiş oldu. Kâfûr’un dönemindeki en önemli olay
Fatımi yayılmasını ve Hamdani saldırılarını önlemek olmuştu. Kâfûr’un ölümünden
sonra henüz on bir yaşındaki Ebü’l-Fevâris Ahmed b. Ali b. Muhammed el-İhşîd’e
biat edildi.
·
Ebü’l-Fevâris Ahmed b. Ali b. Muhammed el-İhşîd(968-969)
·
Kafur’un ölümünden sonra başa geçse
de Vezir Ebü’l-Fazl Ca‘fer b. Fazl yönetime daha çok hakimdi. Bu vezir birçok
devlet adamını tutuklatıp mallarına el koydu. Ahmed b. Ali’nin nâibi olan Hasan
b. Ubeydullah b. Tuğç, Suriye’den Mısır’a gelerek Ebü’l-Fazl Ca‘fer b. Fazl’ı tutuklatıp mallarına el koyduysa da bir süre
sonra serbest bırakıp görevine iade etti.
·
Bu dönemdeki iç kargaşaya askerlere
maaş ödemesinin yapılmaması ve kıtlığın etkisiyle salgın hastalıkların
başgöstermesi Fatımilere aradığı fırsatı
vermişti. Fâtımî Halifesi
Muiz-Lidînillâh komutanı Cevher es-Sıkıllî kliderliğindeki birlikleri Fustat’a girmiş ve böylece İhşîdîler Devleti sona erdi.
·
İhşîdîler bağımsız olmakla birlikte hutbelerde ve bastırdıkları
sikkelerde Abbâsî halifelerini adlarını belirtmeleri merkeze bir miktar para
göndermek suretiyle Abbâsîler’e bağlılıklarını şeklen sürdürmüşlerdir. Mısır,
Suriye ve Filistin bölgelerini hâkimiyet altında bulunduran İhşîdîler’in Hicaz
ve Yemen’deki hâkimiyetleri ise sembolikti.
·
Kaynak:
1.
Prof. Dr. Erdoğan Merçil, Müslüman-Türk Devletleri Tarihi,
BilgeKültürSanat, İstanbul, 199, Eylül2013
2.
AHMET AĞIRAKÇA, “İHŞİDİLER”,TDV İslam Ansiklopedisi,
https://islamansiklopedisi.org.tr/ihsidiler
(17.04.2020)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder