Mezopotamya
neresidir?
İlk çağlarda Babil olarak bilinen Sümer ülkesi Bağdat’ın
kuzeyinden Basra Körfezine dökülen Şattularap’a kadar uzanmaktaydı.
Mezopotamya;Grekçe orta veya ara anlamına gelen “meso” ile nehirler
anlamına gelen “potamos” kelimelerinden oluşmakta ve “iki nehir arası”
anlamına gelmektedir. Sözü edilen nehirler Fırat ve Dicle’dir. Aslında Mezopotamya’nın
coğrafi sınırları kuzeyde Doğu Toroslar, güneyde Basra körfezi, batıda Suriye
çölleri, doğuda Zağros dağları ile çevrili olup güneyi Sümer, ortası Babil,
kuzeyi Asur olarak adlandırılsa da eski çağ Mezopotamya kültürü denildiğinde
Sümer, Akad, Babil ve Asurlar akla gelmektedir.
Sümerler öncesi
Mezopotamya’da ve Hassuna ,Samarra, Halaf ve Ubeyd kültürleri
Tarih Öncesi Çağlarda Mezopotamya
İsa’nın doğumundan
on bin yıl öncesinde buzul iklim hakim iken buzulların etkisi Mezopotamya’ya
ulaşmadığından bu bölgede insanlar nispeten daha iyi şartlarda yaşadılar.
Mezopotamya’da Homo Sapiens’ten önceleri Homo Neandertal’lerin yaşadığı
bilinmektedir. Buzulların erimeye başlamısyla birlikte Neolitik dönemde
insanlar tüketim toplumundan üretim toplumuna geçerek bazı bitkileri ve
hayvanları evcilleştirmeyi başlamıştı.
İnsanlık
tarihinin en büyük dönüm noktalarından biri olan bu gelişme ile insanlar
arasında iş bölümü ve meslek farklılığı başlamış ve insanlar arasında değişimin
hızlanmasına katkı sağlayacaktı. Mezopotamya’nın kuzeyinde (günümüz Anadolu’da)
Çayönü yerleşmesinin on bin yıl öncesine dayanması o dönemlerden itibaren
insanların yerleşik düzene geçmeye başladıklarını göstermektedir.
Mezopotamya’da
yazılı dönem öncesinde 7. Bin yıl sonu
ve 6. Bin yıl ortalarına kadar
Hassuna(6000-5500), Samarra (6000-5500), Halaf 55000-4500), Obeyd/ Ubeyd(5500-4000)
kültürlerinde yerleşik düzene geçildiğini kanıtlayan bulgular vardır.
Bölgenin
iklimi, yazları çok uzun ve kurak olup kurak dönemde toprak susuzluktan çatlar,
kışları yağmurla birlikte toprak suya doyardı. Kısa süren baharda ise yeşil
renk hakim olurdu. Baharı takip eden
dönemde Yukarı Mezopotamya ile İran’la sınır Zağros dağlarının karları erimeye
başlayınca tufanı andıran sular bölgeyi basardı. Mezopotamya’nın güneyinde
taşan suların çekilmesiyle alüvyonlardan dolayı bölge verimli hale gelmiş insan
ırkı için vaz geçilemez hale gelmişti.
Sahip olduğu
iklim nedeniyle taş yok, bitki örtüsü sazlıklardan oluşmakta kerestecilik
faaliyeti de yapılamıyordu. Alüvyonlarla kaplı kıraç toprakları sulayarak
tarihin akışını Sümerler değiştirmişti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder