30 Aralık 2020 Çarşamba

BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ TARİHİ -8- TUĞRUL BEY'İN ANADOLU SEFERLERİ

 

Tuğrul Bey’in Anadolu Seferi (1054)

Bizzat Tuğrul Bey’in komutasında Büyük Selçuklular Anadolu topraklarına sefer yapmaya karar vermişlerdi. Tuğrul Bey, 1054 yılında Bargiri (Muradiye) kalesini kuşatarak ele geçirmesi üzerine Ercişliler Bargiri’nin durumuna düşmemek için kaleyi hediyeler sunarak teslim etmişlerdi.

Tuğrul Bey, iyi tahkim edilmiş  Malazgirt kalesini muhasaraya alırken kuvvetlerini üçe bölmüştü:  Birinci ordu; Çoruh istikametinde Bayburt’a kadar ulaştılar ancak buradaki kuvvetler tarafından püskürtüldüler. İkinci ordu; kuzeyde Kafkasya’dan, batıda Canik taraflarına ve güneyde Toros dağlarına kadar çok geniş bir alanda akınlarda bulundular. Üçüncü ordu; Kars taraflarında Kars Ermeni prensi Gagik’in kuvvetlerini mağlup eder. Tuğrul Bey’in asıl kuvvetleri ise Pasinler ovasından Erzurum’a kadar ilerlerse de karşısına Bizans kuvvetleri çıkmadığı için Malazgirt kuşatılmaya devam edildi, ancak Vasil adında bir Ermeni’nin mukavemeti ve Selçuklu mancınıklarını imha etmesi nedeni kışın da yaklaşması üzerine geri çekildi. Selçuklu kuvvetlerini geri çekilme yolunda Adilcevaz ele geçirildi( 1054-1055).

 

1000'li yıllarda Ermeni Krallığı

Tuğrul Bey Dönemi Selçukluların Anadolu Akınları

Gürcü Prensinin Selçukluları davet etmesi:  Sultan Tuğrul Bey’in Anadolu’ya yapmış olduğu 1055 tarihli seferden sonra bölgeye bir daha sefer yapmamasına rağmen Selçuklu hanedan üyeleri ve emirleri akınlara devam etmişlerdi. 1054 tarihinden itibaren Tuğrul Bey’e bağlılık arz eden Gence Emiri Şeddadilerden Ebu’l Esfar, ertesi yıl Ani ve çevresine sefer yaparak bölgeyi yağmaladı. Bu sefere mukabil Bizanslı komutan Nikephoros, Gence’ye kadar bölgeye saldırarak Gence Emiri’ni anlaşmaya zorlayarak yeğenini rehin olarak Bizans’a göndertti. Bizans’taki iç kargaşadan faydalanan Gürcü prensliği Bizans toprakların akınlarda bulunarak Erzurum’a kadar saldırı yapmışlardı (1057-8). Ani valisi Bizanslı komutan Katakalon, Gürcülere karşı saldırıda bulununca Gürcü prens İvanet, Türkleri yardıma çağırmak durumunda kaldı. Bunun üzerine Anadolu’ya giren Türk kuvvetleri Bayburt’a ulaştıktan sonra Kemah’a kadar ilerlediler, ardından iki kola ayrılan Türk birliklerinin biri Şebinkarahisar taraflarına doğru ilerlerken diğer birlikler güney yönünde Erzincan daha sonra Malatya’ya doğru ilerlerken ani saldırıya uğrayıp mağlup olarak Muş yöresine ulaştılar, burada “çanlı kilise” denilen mevkide büyük bir kısmı yok edildi.

Tuğrul Bey'in Anadolu Seferleri yönü


Çağrı Bey’in oğlu Yakuti’nin Anadolu akınları

Melik Yakuti, yanında önemli komutanlardan Sabuk (veya Saltuk) olduğu halde 1057 yılında yaptıkları akınları durdurmaya çalışan Bizanslı komutan Nikephoros Bryennios'un çabaları başarılı olmadı. Ani kalesi ele geçirilemese de Pasinler ovasına girip ardından Malazgirt ve Muş taraflarına doğru harekete geçtiler. Yakuti’nin göndermiş olduğu başka kuvvetler de Erzincan’a kadar akınlar yaptılar, Sivas şehri kuşatılıp Selçuklular şehre girdikten sonra ganimet elde ederek Azerbaycan’a geri döndüler. Tuğrul Bey’in talimatıyla Yakuti bu sefer Salari Horasan ile  Kapar ve Ermenilerin Kicaciç olduğu halde Bizans topraklarına 1059 yılında tekrar akınlara başladılar. Bizans imparatoru X.  Constantionos Lukas Selçuklu akınlarını önlemeye çalıştıysa da başarılı olamaz. Bu nedenle Normandiyalı Herve ve Urfa valisi Tavdanos’u Türklerle mücadele için görevlendirdi. Ancak Türklerin üslerine gitmiş olmasıyla Helve ve Urfa valisi onlarla karşılaşamadılar. Helve ve Urfa valisi, yerel hanedan olan Mervanoğullarının elinde buluna Amid’i kuşattılarsa da şehrin Rum kapısı denilen mevkide Urfa valisi hayatını kaybetti. Bizans kuvvetleri Herve komutasında Erzurum’a çekildiler.

Çağrı Bey'in oğlu Melik Yakuti'nin temsili resmi


Tuğrul Bey döneminde gerçekleştirilen bu akınlar Sivas ve Malatya doğusundaki bütün yerleşim yerlerine yapılması sonraki dönemlerde yapılacak fetih hareketlerine zemin hazırlayacak ve Bizans’ın askri anlamda sarsılmasına sebebiyet verecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Rumeli’de Hâkimiyet Kurulması

   Rumeli’de Hâkimiyet Kurulması ü  1353’ten itibaren Rumeli’ye geçen  Osmanlılar , yaklaşık bir asır içinde bölgede hâkim güç hâline geldi....