10 Aralık 2024 Salı

Rumeli’de Hâkimiyet Kurulması

  Rumeli’de Hâkimiyet Kurulması

ü 1353’ten itibaren Rumeli’ye geçen Osmanlılar, yaklaşık bir asır içinde bölgede hâkim güç hâline geldi. Osmanlı Devleti’nin Anadolu’ya nispeten Rumeli’de daha hızlı hâkimiyet kurmuştur.

Rumeli

ü Bu durumun nedenleri:

1) Balkanlardaki yerli unsurlar arasındaki siyasi, mezhebî ve sosyal iç çekişmelerin etkisi oldu.

2) XIV. yüzyılın başlarında Bizans’ın Balkanlar üzerindeki hâkimiyeti sona ermişti.

3)Balkanlarda bağımsız konumda olan Bulgar ve Sırp krallıkları, ArnavutlukBosnaHersekEflâk ve Boğdan beylikleri arasında  sürekli siyasi çekişmeler yaşanıyordu. Bunların içerisinde en güçlü olanı Sırp Krallığı’ydı.

4) Balkanlarda siyasi çekişmelerin yanında, yıllardır süregelen mezhep kavgaları da söz konusuydu. Sırp ve Bulgarlar Ortodoks, Bosna ve Hersekliler Bogomil, Hırvatlar ise Katolik mezhebine mensuplardı.  Katolik olan Macarlar ise kendileri ile aynı mezhepten olmayan Ortodoks Hristiyanlara mezhep değiştirmeleri için baskı uyguluyordu.  Bu yüzden bölgede sık sık mezhep çatışmaları yaşanıyordu. Ayrıca şehirlerin yöneticileri olan voyvodalar, halka sürekli baskı yapıp onları ağır vergiler altında eziyorlardı.

ü Bu durum Balkan uluslarının adaletli bir yönetim anlayışına sahip Osmanlı Devleti’ne tabi olmalarını kolaylaştırdı ve bu sayede bölge yaklaşık üç asır boyunca rahat ve huzura kavuştu.

 

ü Osmanlı Devleti’nin Rumeli’de kalıcı olmasında;  istimâlet politikasının payı büyüktür.

ü İstimâlet politikasının temel amacı fethedilen bölgelerdeki insanların inanç ve özgürlüklerine karışmayarak devlete olan bağlılıklarını güçlendirmektir.

ü s.62 etkinlik derste yapıldı.

ü Balkanlarda kalıcı olmayı hedefleyen Osmanlı Devleti, Rumeli’de fetihlere başladığı andan itibaren ele geçirdiği şehir ve köylerde sistemli bir iskân politikası takip etti.

ü Bu doğrultuda fetihler sırasında, köy ve kasabalarını terk ederek başka bölgelere gidenlerin yerlerine, Anadolu’dan Türkmenler getirerek yerleştirdi.

ü Osmanlı Devleti, Rumeli’nin iskânı konusunda oldukça dikkatli hareket etti.

ü Kimler göç ettirildi?

1) Anadolu’da hayvanlarına otlak bulmak için mevsimine göre yer değiştiren konargöçerlere iskân konusunda öncelik vermeyi tercih etti.

2) Anadolu’daki kavgalı aşiretler veya  isyana meyilli aileler Rumeli’ye nakledilerek Anadolu’da huzur ortamı sağlanmaya çalışıldı.

 

ü Anadolu’dan Rumeli’ye giden Türkmenler buralara dillerini ve kültürlerini de götürdüler. Boşalmış toprakları şenlendirilerek işlediler. Balkanların büyük bir kısmına Türk-İslam kültürünü yaydılar.

ü Osmanlı Devleti, iskân politikası sayesinde 500 yıldan fazla Rumeli’de hâkim unsur olarak varlığını sürdürdü. Balkanlarda coğrafyanın ve bu bölgede yaşayan diğer milletlerin de tesiriyle Türkler arasında yeni bir kültür yani Rumeli Türklüğü ortaya çıktı. Bu konuda Osmanlı Devleti’nin ilk dönemleri hakkında bilgi veren “Tevârih-i Âli Osman” Rumeli Türkleri için “Eğer soruverecek olursa Rumeli’nin aslı Anadolu’dandır, ondan gelmişlerdir” der.

ü Rumeli Türklüğünün ortaya çıkmasında Manisa, Isparta, Konya, Muğla, Aydın, Balıkesir, Çanakkale, Çorum, Kastamonu, Antalya gibi yerlerden iskân edilen Türklerin payı büyük olmuştur.

ü Evlad-ı Fatihan” da denilen bu Türkler; Bulgaristan, Yunanistan, Romanya ve Makedonya’nın değişik bölgelerine yerleştirildiler.

ü Türkler Rumeli’de yerleştikleri bölgelere cami, medrese, han, hamam, kervansaray ve köprü gibi eserler inşa ederek Rumeli Türklüğünün gelişmesine büyük katkı sağladılar.

ü Tartışalım: s.63 etkinliği (İskân politikasının amacı, yöntemi ve sonuçlarını arkadaşlarınızla değerlendiriniz.) sınıfta yapıldı.


ü EVLÂD-I FÂTİHÂN : Evlâd-ı fâtihân tabiri genel olarak Rumeli’nin fethi sırasında Anadolu’dan göç ettirilip bu bölgeye  iskân edilen Türkleri ifade eder.  Osmanlı döneminde ise bu adlandırma, özel bir teşkilât altına alınmış  olan Türkmen veya yörük grupları için XVII. yüzyıl sonlarında kullanılmaya başlanmıştır. (Yusuf HALAÇOĞLU’na göre)

Rumeli Türklerinin bayrağı
 








ü Rumeli fethinde şeyh ve dervişlerin (abdal) rolü: Osmanlıların Rumeli’de hâkimiyet kurmasında, askerî gücünün yanında maneviyata değer veren şeyh ve dervişlerin de katkısı oldu.  Abdal da denen bu dervişlerin Osmanlı Kuruluş Dönemi’nde Bursa, İzmit, İznik gibi pek çok yerleşim merkezinin fethinde katkıları oldu. Sonraki dönemlerde ise Balkanların fethedilmesine ve bu toprakların İslamlaşmasına da katkı sağladılar. Adaletli tutumarıyla, Balkan uluslarının Osmanlı Devleti’ne meyletmesine yardımcı oldular. Bu sayede bögeyi psikolojik olarak Osmanlı fetihlerine hazır hâle getirdiler. Osmanlı fetihleriyle birlikte Balkanlara geçen  şeyh ve dervişler, Anadolu’dan gelen nüfus kitlelerinin sevk ve iskânına öncülük ettiler. Kurmuş  oldukları zaviye ve tekkelerde bölge halkına dinî  ve ilmî bilgiler öğrettiler. Zamanla birer bilim  ve kültür merkezine dönüşen bu kurumların etraflarında zamanla mahalle ve köyler oluştu.

ü Akıncı ve Akıncı beylerinin fetihlere olan rolüOsmanlı Devleti’nin Rumeli’de kalıcı hâkimiyet kurmasında rol oynayan diğer bir grup ise akıncı beyleri ve onların komutanlarıdır. Genelde sınır ve uçlarda görev yaparlardı.

ü  Atlı birliklerden oluşan akıncıların başlıca görevleri;

1. düşman ordularına akınlar yapmak,

2. savaşa giden orduya keşif hizmetinde bulunmak,

3. ordunun güvenle ilerlemesini sağlamaktı.

ü Akıncı birlikleri, aynı zamanda komutanlarının adı ile anılır, akıncı komutanına “akıncı beyi” denirdi.  En ünlü akıncı beyleri Malkoçoğlu, Mihaloğlu ve Turhanbeyoğulları idi. Akıncı beyleri birçok dili bilir, Avrupa şehir ve kasabalarını yakından tanırlardı.

 

ü Fetihlere Ahilerin etkisi: Osmanlı fetihlerine destek veren önemli bir güç de “Ahiyân-ı Rûm” denen, Ahilik teşkilatına mensup gönüllülerdi. Başlangıçta fütüvvet denilen tasavvufi bir mahiyete sahip olan Ahilik, XIII. yüzyıldan itibaren Ahî Evran öncülüğünde içtimaî ve iktisadi bir yapılanma olan esnaf teşkilatlanmasına dönüştü. Üyeleri  arasında sosyal ve ekonomik dayanışmayı amaçlayan Ahilik, aynı zamanda kültür, inanç, yiğitlik ve ahlaki değerlere de büyük önem verirdi. Osman Bey’in Ahi teşkilatının lideri olan Şeyh Edebali’nin kızıyla evlenmesiyle Ahiler, Osmanlı Devleti’nin en büyük manevi destekleyicilerinden biri oldular. Osmanlı Devleti’ni  teşkilatlandırma, sosyal ve ekonomik hayatı düzenleme, beylere danışmanlık yapma gibi önemli görevler üstlendiler. Ayrıca Rumeli’de kurdukları tekke ve zaviyeler aracılığı ile bölgenin Türkleşmesine ve İslamlaşmasına önemli katkıda bulundular.

 

ü Fetihlere Bacıyan-ı Rum’un  etkisi: Rumeli’deki fetihlerin kalıcı olmasında, Balkanların İslamlaşması ve Türkleşmesinde kadınların dayanışmasıyla oluşturulan Bâciyân-ı Rûm’un farklı bir önemi vardı. XIII. yüzyılda Ahî Evran’ın hanımı Fatma Hatun tarafından kurulan bu kadın teşkilatlanmasına “Anadolu Bacıları” da denirdi. Bâciyân-ı Rûm’a mensup olanlar fetihlere manevi destek vermenin yanında, Türk kültür ve geleneklerini bulundukları bölgelerde yaşatarak çevrelerine örnek olurlardı. Kadınların eğitimi ile ilgilenir, kimsesiz kadınlara sahip çıkarlardı. Yaşlı kadınlara bakım ve ihtiyaçları konusunda yardımcı olurlardı. Gerektiğinde erkeklerle birlikte ülke savunmasına katılırlardı. Halı, kilim gibi tekstil üretimi yaparak ekonomiye katkı sağlarlardı. Yine ilk dönemlerde  Osmanlı ordusunun üniformalarının imalatını da yapmışlardı. Anadolu Bacıları bu faaliyetlerin dışında, fethedilen bölgelere yönelik iskân faaliyetlerinde de bulunur, bu bölgelerde dinî ve kültürel amaçlı çeşitli zaviyeler de kurarlardı. Nitekim bu zaviyeler aracılığı ile bazı kadın  Türk dervişleri ordularla birlikte hatta onlardan daha evvel fütûhata çıkarlardı.


          AKINCILARŞİİRİ                                    Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik                 Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik Haykırdı, ak tolgalı beylerbeyi "İlerle!"                Bir yaz günü geçtik Tuna'dan kafilelerle 
Sayfa 60 Etkinliği: Şiir ve görselden hareketle akıncıların özellikleri hakkında ne gibi çıkarımlarda bulunabilirsiniz? Açıklayınız. ( Sınıfta yapıdı)

Akıncı beyleri, fetih hareketleri yanında Osmanlı kültür yapısının Balkanlarda fethedilen topraklara taşınmasında ve o toprakların idare edilmesinde önemli bir rol üstlendiler. Kısa sürede Osmanlı idaresinin Balkan topraklarındaki temsilcisi ve denetleyicisi konumuna geldiler. Akıncı beylerinin bu hizmetleri karşılığında Osmanlı Devleti, onlara araziler tahsis etti. Osmanlı Devleti, bu sayede sınır boylarının savunulmaıyla yeni fethedilen toprakların imar ve iskânını sağlamayı amaçladı.


Sayfa 66 etkinliği sınıfta yapıldı.

Beyliğin Kısa Sürede Büyüme Nedenleri

1) Coğrafi konumunun elverişli olması

2) Zayıf bir durumda bulunan Bizans’a komşu olması

3) Balkanlarda siyasi birliğin olmaması

4) Gelişmesini sürdürürken Türkmen beylikleri ile ilk dönemde mücadeleye girişmemesi, onlarla iyi geçinmesi

5) Bizans’a karşı sürdürülen fütuh (fetih hareketleri) gaza ve cihad anlayışına dayandığı için hem diğer Türkmen beyliklerinden hem de Ahilerden destek alınması

6) Beyliğin güçlü merkezi otoriteye önem vermesi

7) Avrupa’da Yüzyıl Savaşları’nın yaşanıyor olması

8) Adil ve hoşgörülü bir yönetimin uygulanması (İstimalet politikası)

9) Fethedilen yerlere Türkmenlerin yerleştirilip kalıcı bir egemenlik kurulması (İskan Siyaseti)

10) Gaziyân-ı Rûm, Ahiyân-ı Rûm, Bâciyân-ı Rûm ve Abdalân-ı Rûm grup/örgütlerin etkisi


 ANADOLU’DA TÜRK SİYASİ BİRLİĞİNİ SAĞLAMAYA YÖNELİK FAALİYETLER

Osmanlı Devleti’nin Anadolu Türk Beyliklerine Yönelik Politikaları

ü Osmanlı Beyliği, kuruluş yıllarında batı eksenli (Bizans ve Rumeli yönlü)  bir fetih politikası izledi. Anadolu’daki diğer Türk birliklerinin birbirleriyle olan mücadelelerinde yer almadı.

Anadolu (2. ) beylikleri


ü Osmanlı Beyliği’nin Türk beylikleri ile siyasi çatışmaya girmeme nedenleri:

    1.o dönemde Anadolu Türk siyasi birliğini sağlayabilecek güçte olmaması ve

    2.batıya yönelik fetihlerde Türk beyliklerinin desteğini almak istemesi etkili oldu.

 

ü İlk dönemlerde; Osmanlı Beyliği, Anadolu’daki Türk beylikleri ile dostane ilişkiler kurdu.

ü Ancak zamanla;

    1. Osmanlı Devleti’nin güçlenmesi ve

     2.Anadolu’da oluşan koşullar Osmanlı Devleti’ni, Anadolu Türk siyasi birliğini kurmaya yöneltti.

  3. Osmanlı Devleti Anadolu Türk siyasi birliğini sağlamaya yönelik çalışmalara Orhan Bey Dönemi’nde başladı.

Karesi Beyliği
 

ü Orhan Bey, Bizans’a yönelik fetihler yaptığı dönemde Balıkesir ve Çanakkale civarında kurulmuş olan Karesioğullarının iç mücadelelerinden yararlanarak bu beyliği savaşmadan hâkimiyeti altına aldı (1345).

BÖYLECE;

     1.Karesioğullarının Osmanlı hâkimiyetine girmesiyle Anadolu’da Türk siyasi birliğini sağlamaya yönelik ilk adım atıldı.

    2.Karesioğullarının denizcilik tecrübesinden faydalanan Osmanlı Devleti’nin Rumeli’ye geçişi kolaylaştı.

     3.Karesi beylerinden Hacı İlbeyiEvrenos BeyEce Halil ve Gazi Fazıl Bey Osmanlı Devleti’nin hizmetine girerek Rumeli’nin fethinde önemli katkı sağladılar.

      4. Çanakkale ve Balıkesir, Osmanlı egemenliğine girdi.

ü Orhan Bey, Karesioğulları Beyliği’nin siyasi hâkimiyetine son verdikten sonra Anadolu’daki gelişmeleri yakından takip etmeye başladı.

ü Nitekim Ankara, Tokat, Sivas ve Kayseri civarında hüküm süren Eretna Beyliği’nin iç karışıklıklarından yararlanmak istedi.

ü Ankara’daki Ahilerin de desteği ile Ankara ve Sivrihisar’ı savaşmadan aldı. Orhan Bey Dönemi’nde yapılan bu faaliyetler, Osmanlı Devleti’nin Türk beyliklerine karşı strateji değiştirdiğinin ispatı oldu.

I. Murat döneminde Anadolu siyasi birliği sağlama çalışmaları

a) Çeyiz yoluyla: Bu durum karşısında Karamanoğulları Beyliği’nin tehdidine maruz kalan Germiyanoğlu Süleyman Şah, Osmanlı Devleti’ne yakınlaşma ihtiyacı duydu. Bu amaçla kızını I. Murad’ın oğlu I. Bayezid’e verdi. Çeyiz olarak da Kütahya, Tavşanlı, Simav ve Emet’i Osmanlı Devleti’ne bıraktı (1381).

b) Satın alma yoluyla: I. Murad Dönemi’nde Anadolu Türk siyasi birliğini sağlamaya yönelik diğer bir gelişme ise Hamitoğulları Beyliği’nden Isparta,Karaağaç, Akşehir, Seydişehir, Beyşehir ve Yalvaç’ın satın alma yoluyla Osmanlı Devleti’ne katılması oldu (1382). 



c)Diğer yandan Karamanoğulları Beyliği’yle yapılan savaşı Osmanlı Devleti kazandı (1387). Ancak Karamanoğlu Alaeddin Ali Bey’in Osmanlı Devleti aleyhine faaliyette bulunmayacağına dair söz vermesi üzerine beyliğin devamlılığına izin verildi. 

Karamanoğulları'nın bayrağı

Karamanoğulları

I. Bayezid dönemi Andolu siyasi birliği sağlama çalışmaları

üI. Murad’ın I. Kosova Savaşı’nda şehit edilmesinden sonra Osmanlı tahtına I. Bayezid (Yıldırım) geçti. Ancak bu durumu fırsat bilen başta Karamanoğulları olmak üzere AydınoğullarıSaruhanoğulları ve Menteşeoğulları Osmanlı topraklarına saldırdı.  Bu durum karşısında Yıldırım Bayezid süratle Anadolu’ya yöneldi. Anadolu beylikleri ile yapılan savaşlar sonrasında KaramanoğullarıGermiyanoğullarıAydınoğullarıMenteşeoğullarıSaruhanoğullarıCandaroğulları (Kastamonu Kolu) beylikleri ve Eretna Beyliği toprakları Osmanlı topraklarına katıldı.

üBöylece Anadolu Türk siyasi birliği büyük ölçüde sağlandı. 

I. Bayezid döneminde büyük ölçüde Anadolu Türk siyasi birliği sağlandı (Osmanlı'da ilk defa)


ETKİNLİK: Etkinlik: Osmanlı Devleti’nin Anadolu’da Türk siyasi birliğini sağlamak için yaptığı faaliyetleri ve izlediği yöntemleri aşağıdaki tabloya yazınız. (s.68) (Sınıfta yapıldı, okul kitabında tablo yok)


 ü ÖDEV: 
1. Günümüzde Rumeli’deki Türklerin durumu ile ilgili bir araştırma yapınız.  Elde ettiğiniz bilgilerle  hazırladığınız sunumu sınıfta arkadaşlarınızla değerlendiriniz. (s.64) (Sunum yapmak yerine bir kaç araştırmanızı bir ka cümle halinde deftere yazınız)
2. İskan ve İstimalet politikası nedir?
3. Orhan Bey, I. Murat ve Yıldırım Bayezid döneminde Anadolu siyasi birliği sağlama konusunda yapışan çalışmalar nelerdir?
4.Evlâd-ı Fatihan ne demektir?
























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Rumeli’de Hâkimiyet Kurulması

   Rumeli’de Hâkimiyet Kurulması ü  1353’ten itibaren Rumeli’ye geçen  Osmanlılar , yaklaşık bir asır içinde bölgede hâkim güç hâline geldi....