21 Mart 2020 Cumartesi

9. SINIF: İLK VE ORTA ÇAĞLARDA TÜRK DÜNYASI DERS NOTU


İLK VE ORTA ÇAĞLARDA TÜRK DÜNYASI

A.TÜRKLERİN TARİH SAHNESİNE ÇIKIŞLARI

1. Türk Adının Anlamı nedir?
       Kaşgarlı Mahmut’ın Divan-ı Lügat it Türk eserinde Olgunluk çağı anlamında kullanılırken,
       Danimarkalı bilgin Wambery’e göre  türemek,
       Ziya Gökalp’e göre, devlete bağlı halk, (töreli) kanun, nizam sahibi,
       Çin kaynaklarında ise miğfer anlamında kullanır.

       Türkiye adı coğrafi olarak nerelere verilmiştir?
       Türkiye adı VI. yüzyıla ait Bizans kaynaklarında Orta Asya için, coğrafi bir terim olarak kullanılmıştır.
       Türkiye adı IX. ve X. yüzyıllarda Volga Nehri’nden Orta Avrupa’ya kadar uzanan bölge, XII. yüzyıldan itibaren de Anadolu için kullanılan bir ad olmuştur. 
       Türkiye adı XIII. yüzyılda Mısır ve Suriye için de kullanılmıştır.

2. Türklerin Ana Yurdu
a. Orta Asya neresidir?
·         Türklerin ana yurdu Orta Asya (Türkistan)’dır. Türklerin Orta Asya’ya Kuzey’in Ormanları oln Sibirya’dan göç ettikleri J.J. Roux’n “Türklerin Tarihi” kitabında yazmaktadır.

·         Orta Asya’nın;
ü  Kuzeyinde,Sibirya
ü  Doğusunda, Kingan Dağları
ü  Güneyinde, Hindikuş Dağları
ü  Batısında, Aral ve Hazar yer almaktadır.

b.Orta Asya Kültür Bölgeleri hangileridir?
Türklerin “Kurgan” dedikleri mezarlarda yapılan araştırmalara göre şu kültür bölgelerine rastlanmıştır:
       Anav Kültürü: Türklerin en eski kültürü olup Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat yakınlarındadır. Yerleşik yaşama geçildiği tespit edilmiştir.
       Keltminar Kültürü: Aral Gölüne dökülen Amuderya deltası ciarında balıkçılık ve avcılıkla uğraşan insanlar yerleşik bir hayat tarzı benimsemiştir
       Afanasyevo Kültürü: Altay ve Sayan dağlarının kuzeybatısındaki bozkırlarda gelişmiştir. Altay’larda gelişen bu kültürün Orhun nehirleri bölgesini de etkisi altına alarak Orta Asya medeniyetinin temelini oluşturduğu fikrini benimsemektedir.
       Andronova Kültürü:  Altay –Ural dağları ve Güney Sibirya-Hazar’ın doğusunda gelişir. Afanesyevo kültürüne benzeyen bu kültürü ilerleten bu kültürde bakır eşya kullanılmış, at evcilleştirlmiştir.
       Karasuk Kültürü: Bu kültür adını Karasuk nehrinden almıştır. Orta Asya uygarlığında demir ilk defa bu bölgede işlenmiştir.
       Tagar Kültürü : Abakan bölgesinde ortaya çıkarılan bu kültür çevresi, bölgedeki kültürlerin en gelişmiş olanıdır..

B.İÇ ASYA’DA KURULULAN İLK TÜRK DEVLETLERİ

1. Asya Hun Devleti

       Tarihte bilinen ilk Türk devleti Büyük Hun (Asya Hun) Devleti’dir.
       Kuruluş tarihleri kesin olarak bilinmeyen Büyük Hun Devleti hakkında ilk bilgiler, MÖ 318 yılına ait Çin ile yapılan ve Çince yazılmış bir antlaşma metnidir.
       Başkenti Ötügen olan bu devletin adı bilinen ilk hükümdarı Teoman (Tu-Man)’dır.
       Mete Han dönemi bu devletin en güçlü olduğu dönemdir.Orta Asya’da bütün Türkçe konuşan kavimleri ilk defa bir bayrak altında toplamayı başarmıştır.
       Mete Han’a Çin kaynaklarında Şanyu denmektedir. Çin’e sefer yaparak bu ülkeyi vergiye bağlamıştır. Türklerin Çin ülkesine yerleşmesini yasaklamıştır.
       Mete, Çin’in fethiyle buralara yerleşecek olan Türklerin Çin kültüründen etkilenerek benliklerini yitirip yok olacaklarını düşünüyordu.
       Mete’den sonra başa geçen Ki-Ok İpek yolunu elinde tutsa da oğlu Kün-çin döneminde Çin çok güçlenerek Hun ülkesinin ikiye ayrılmasına destek verdi.

       Ho-han-yeh dönemi: MÖ 56 yılında tahta çıkan Hun hükümdarı Ho-han-yeh, ülkesi için tek kurtuluş çaresinin Çin’deki Han hanedanına bağlanmak olduğunu söyleyince Batı Hunları yabgusu Çi-çi bağımsızlığını ilan etti.
       Batı Hunları: Çi-çi hükümdarlığında kurulsa da Çi-çi’den sonra Çin baskısı nedeniyle yıkıldı.
       Doğu Hunları:Çin hakimiyetinde yaşayıp bağımsızlık kazanılar. Bir süre sonra iç kargaşalardan dolayı Kuzey ve Güney olmak üzere ikiye ayrılırlar. Önce Kuzey Hunları sonra Güney Hunları Çin’e bağlandılar.


2. I. Kök Türk (Göktürkler)  Devleti
       Göktürkler’in kurucusu Bumin Kağandır. Başkenleri Ötügen’dir.
       Bumin doğuda büyük kağan oldu. Kardeşi İstemi ise “Yabgu” unvanı ile batı kanadını yönetti.
       Bumin Kağan’dan sonra  oğlu Mukan, başa geçti.
       Mukan Kağan Dönemi
       Bu döneminde Göktürk Devleti en güçlü dönemini yaşadı. Mukan Avarları yenerek onların batıya göç etmelerine  neden oldu.
       Amcası İstemi Yabgu ile Akhunlar üzerine seferlere katıldı.
       İstemi Yabgu ve Batı Siyaseti
       İstemi Yabgu İpek Yolu’nun kontrolünü sağlamak için Sasanilerle ittifak kurarak Akhun devleti topraklarını paylaştılar.
       Sasanilerin İpek Yolu ticaretini engellemeleri Göktürkleri olduğu kadar Bizans’ı da olumsuz yönde etkilemesi üzerine İstemi Yabgu, İstanbul’a bir elçilik heyeti gönderdi. II. Jüstnyen de bir elçilik heyetini İstemi Yabgu’ya göndermiştir.
       Oluşurulan Bizans-Göktürk ittifakı sonucunda, Sasanîlerle ortak mücadeleye giriştiler.
       Mücadele sonrasında İpek Yolu ticareti üzerindeki Sasanî engeli ortadan kaldırılarak, Sasanîler zayıflatıldı.
       Göktürk-Bizans saldırıları sonucu Sasanî Devletinin zayıflaması, ileride Hz Ömer zamanında İslam ordularının İran’ı kolayca fethetmelerini sağlayacaktır.

       Tapo Kağan Dönemi
       Mukan Kağan’ın ölümü sonrasında yerine kardeşi Tapo geçmiştir (572).
       İstemi Yabgu’nun 576 yılında ölmesi üzerine yerine oğlu Tardu geçti.
       Tardu, Göktürk Devleti’nin başına hakan olmak isteyince doğudaki büyük kağan Tapo ile arası açıldı. Tapo Kağan 581’de ölünce yerine İşbara Kağan geçti.

       Göktürk Devleti’nin İkiye Ayrılışı
       Çin’in desteğiyle Tardu, İşbara’nın kağanlığını tanımadığını bildirdi.
       Yapılan mücadeleler Göktürk Devleti’ni zayıflattığı gibi Doğu ve Batı Göktürkleri diye ikiye ayrılmasına da neden olmuştu.

       Doğu Göktürk Devleti

       İşbara Kağan’ın Çin ile yaptığı mücadelelerde başarısız olması sonrasında Çin hâkimiyeti tanınır.
       Çinlilerin, Türkleri Çinlileştirme politikasına engel olamayan İşbara Kağan öldü.
       Bundan sonra Göktürk tarihinde elli yıl sürecek olan sıkıntılı ve acılı esaret dönemi başlamıştır.

       Batı Göktürk Devleti
       Tardu, bağımsızlığını ilan etti.
       Doğu Göktürk devletini de egemenliği altına almaya çalıştıysa da başarısız oldu.
       Çin’e sefer düzenledi ama bu seferde Tardu’nun ordusu, Çinlilerin su kaynaklarını zehirlemesi nedeniyle çok büyük kayıplar verdi.
       On-ok ve Karluk isyanları ile gelişen olaylar, devletin çöküşünü hızlandırdı. 
       Batı Göktürklerinin tamamen Çin egemenliği altına girmesi 659 yılında olmuştur.

       Kür-şad İsyanı:
       Türklerin esareti yaklaşık elli yıl kadar sürdü. Türklerin bağımsızlık hedefleri baş kaldırmalara neden olduysa da, bu hareketlerin en önemlisi Kür-şad ayaklanması olmuştur.
       639’da Doğu Göktürklerin aşina soyundan Kür-şad, Çin sarayına düzenlediği baskın bir bağımsızlık hareketidir.
       Kür-şad’ın amacı
ü  Çin imparatorunu yakalamak,
ü  Çin’le pazarlık yapmak,
ü  Çin sarayını ele geçirmek ve başkente hâkim olmaktı.
       Ancak düzenlenen baskın başarılı olamadı.

3. II. Kök Türk (Kutluk) Devleti
       630 yılında Doğu Kök Türk Devleti’nin Çin egemenliği altına girmesiyle, elli yıl kadar süren bir esaret dönemi başladı. 
       Etrafına topladığı Türklerle Ötüken’i başkent yaparak yerleşen Kutluk Kağan II. Kök Türk Devleti’ni kurdu.
       Kutluk’un yanında yer alanlar arasında ünlü devlet adamı ve komutan Tonyukuk’u aygucu (başbakan) yaptı.
       Kutluk Kağan’a «İlteriş» unvanı veriliyor:
       Türkleri Çin esaretinden kurtarıp yeniden bir bayrak altında toplamasından dolayı Kutluk Kağan’a “derleyen, toplayan” anlamına gelen «İlteriş» unvanı verildi.
       Kapgan Kağan, Çin’e yaptığı 46 seferle Asya’da yaşan bütün Türkler yönetim altına alındı.
       Kapgan’dan sonra başa geçen oğlu İnal ülkeyi iyi idare edemeyince Bilge Kağan başa geçirildi.

       Bilge Kağan dönemi  
       Devleti kardeşi Kültigin ile birlikte yönetti. Devletin en parlak ve en güçlü dönemidir.
       Tonyukuk, vezir olarak göreve getirildi. Tonyukuk, Bilge Kağan ve Kültigin’in başarılarında önemli bir paya sahipti.
       Çin’e baskı kuruldu.Çin üzerine yapılan seferler sonucunda Çin yıllık vergiye bağlandı. İpek Yolu’nun denetimi II. Kök Türk Devleti’ne geçti.
       Orhun Kitabeleri: Türklerin ilk yazılı belgeleri kabul edilen bu anıtlar Tonyukuk, Bilge Kağan ve Kültigin’in adına dikilmişlerdir.


       II. Kök Türklerin yıkılışı
       Kök Türklerin bu güçlü dönemi uzun sürmedi.
ü  Tonyukuk’un (725), Kültigin’in (731), Bilge Kağan’ın (734 ) ölümleri
ü  Tahta çıkan hakanların tecrübesiz olması
ü  Hanedan üyeleri arasında taht kavgalarının çıkması
ü  Nihayetinde Türk boylarından Uygurlar, Basmiller ve  Karluklar birleşerek bu devlete son verdiler.
4. Uygur Devleti
       Kutluk Bilge Kül Kağan devletin kurucusu olup başkenti Ötügen’den Orhun Nehri kıyısındaki Ordu-Balık (Karabalgasun)’a  taşıdı

       Bayan Çur Dönemi (Moyen-Çor) dönemi
      Devletin en güçlü dönemidir. Karluklar, Türkeşler ve Basmiller, bunların yanında Sekiz Oğuz, Dokuz Tatar isyanlarını bastırır.
       Tarihin bu ilk Arap-Çin savaşı, aynı zamanda Araplar ile Türklerin ilk teması niteliğini taşıyordu.
       Bayan Çur(Moyen-Çor), bu savaşta Arap’ları destekleyerek kendisine bağlı olan Karlukları Arap ordusuna yardıma göndermiştir.
       Araplar, Çin’i ağır bir mağlubiyete uğratarak Çin’i Asyanın içlerinden çekilmeye mecbur bıraktı.
       Bayan Çur(Moyen-Çor), Turfan bölgesindeki tarım ve ticaretin ev sahibi oldu.
       Bögü Dönemi
       Tibetlilerin saldırısına uğrayan Çin’i korumak için düzenlediği sefer dönüşünde Bögü Kağan, Mani dinini resmen kabul etmiş ve dört Mani rahibini de beraberinde getirmiştir.

       Mani dini nedir?
       Hristiyanlık, Musevilik ve Zerdüştlük dinlerinin karışımı olan bir dindi. Bu dinin temel düşüncesini; aydınlık ile karanlığın, iyilik ile kötülüğün, varlık ile yokluğun mücadelesi oluşturuyordu.
       Çünkü Mani dini, hayvan eti yemeyi yasakladığı için Uygurların mücadeleci ve savaşçı ruhlarını olumsuz yönde etkiliyordu.
       Baga Tarkan’dan sonra gelen yöneticiler Mani dininin etkisiyle “kayıtsız şartsız savaşmama” kararı ile savunmasız kaldılar.
       Zayıflayan Ugurlara Kırgızlar son verdiler.Uygurlar daha sonra Turfan ve Kansu Uygur devletlerini kursalar da bağımsızlıkları uzun sürmedi.
       13. yy dan itibaren Moğolları kültürel olarak etkilemişlerdir. Günümüzde Doğu Türkistan, Uygur Özerk devleti olarak Çin yönetiminde yaşamaktadır.
       Uygurlar, Türk tarihinde hem din değiştiren hem de yerleşik düzene geçen ilk Türk toplumudur.Yerleşik hayata geçmeleriyle tarımsal faaliyet ve şehirleşmeyi de mimari eserlerle desteklemişlerdir.

C. İLK TÜRK DEVLETLERİNDE GÜÇ VE YÖNETİM YAPISI

1. Gücün Meşruiyet Kaynağı
       Kut Anlayışı: Türkler hükümdarlarına Gök-Tanrı tarafından devleti yönetme yetkisinin verildiğine inanırlardı.  Kut’un kan yolu ile babadan oğla geçtiğinden taht kavgaları sık olarak görülmüştür. “Ülke hanedan ailesinin ortak malıdır.” anlayışı devletin parçalanmasına neden olmuştur.
       Kut Anlayışı Sonuçları
ü  Taht kavgaları
ü  Devletin zayıflaması
ü  Türk devletlerinin kısa sürede yıkılmaları

2. Gücün Maddi Kaynakları
       Devleti oluşturan unsurlar millet ve ülkedir. Ülke “yurt” veya “uluş” diye adlandırılır.türkler yurtları için savaşı göze alırlar.Buna en iyi örnek Mete Han’ın Tunguz hükümdarının işe yaramayan bölgeyi kendisinden istemesi üzerine savaş başlatmıştır.

a. Toprak ve Konar-göçerlik:Türklerde “Devlet, halk için vardır.” anlayışı olup kağanlara sosyal devlet anlayışı ile açları doyurma, fakir millet zenginleştirme görevleri vardır.

b. Soy Dayanışması: Eski Türk toplumlarında halk bazı kısımlardan oluşmuştur.

c.Askeri Güç
       Türk milletinin tarihinde ilk sistemli ordunun büyük Hun kağanı Mo-tun(Mete) kurmuştur. 
        Türk ordusunun farklı olan üç yönü :
1- Türk ordusu ücretli değildir.
2- Türk ordusu daîmidir.
3- Türk ordusu temelde suvarilerden oluşur.

3. Güç Paylaşımı ve Yönetim Organizasyonu
       Türk Cihan Hâkimiyeti Anlayışı: Türklerin dünyayı yönetme ve dünyaya hâkim olma fikridir.(Cihanşümul)
       Kağan: Türk devletlerinde devletin başı, hakimiyeti Tanrıdan alan hükümdardı.
       Kağan olabilmek için hükümdar ailesinden gelmek ve erkek olmak şartı vardı.
       Töreye göre hükümdar 2 şekilde tespit edilirdi;
ü  Kurultay onayı ve
ü  Baş hatunun en büyük oğlu

       Hükümdar Unvanları; Kağan, Han, Yabgu, İl-teber, Şanyü ve İdikut
       Hükümdarlık Sembolleri; Otağ, Taht, Sancak, Davul, Sorguç, Kemer, Kılıç ve Kamçı

       Kağanın görevleri:  Kağan, devlet başkanı, başkomutan ve büyük davalara bakan kişi olup genel şu görevleri vardır.
ü  Ülkeyi düşmanlardan korumak
ü  Ülkede birlik beraberliği sağlamak
ü  Töre kurallarını uygulamak
ü  halkı adaletli yönetmek
ü  Halkı giydirip doyurmak,
ü  ordunu başında sefere gitmek
ü  Devlet görevlilerini atamak
ü  Savaşa ve barışa karar vermek
ü   Elçileri göndermek ve kabul etmektir.

Kağanın ülke yönetiminde bazı yardımcıları:
ü  Aygucı ve Üge: Devlet danışmanları
ü  Ayukıya: Hükümet
ü  Buyruk: Devlet bakanları
ü  Kağanın erkek çocuklarına Tigin denirdi.
ü  Tiginler küçük yaştan itibaren Ataman (İnal-İnanç) adı verilen öğretmenler gözetiminde şehirlere yönetici olurlardı.
ü  Hükümdar diğer erkek akrabalarına Şad denilirdi.

       Kurultay (Kengeş):
       İlk Türk devletlerinde devleti ilgilendiren konuların görüşülüp karar bağlandığı meclislere Kurultay denirdi.
       Kurultay üyelerine Toygun denilmekte olup
       Kurultay üyeleri:
       Kağan, Hatun, Vezirler, Devlet memurları, Boy Beyleri, Komutanlar ve halkın ileri gelenleri kurultaya katılırdı.

       HATUN (KATUN)
       Kağanın eşine hatun denirdi.
ü  kendine has tahtına oturur,
ü  kurultay katılır,
ü  elçileri kabul eder, savaşa katılır ve
ü  hükümdar öldüğünde çocuklar küçük ise bir müddet devleti hatun yönetirdi.

       İkili Yönetim: Mete Han döneminden itibaren ülke yönetiminin kolaylaştırılması için “İkili Yönetim” uygulaması getirilmiştir.Ülke sınırlarının geniş olmasından dolayı ülkenin genelde Doğu ve Batı olarak yönetilmesidir.
       Bu yönetim anlayışında Yabgu, Kağan’a bağlı olmalıdır.

4. Türklerde Töre
       Sosyal hayatta bir önemli unsur da hukuktur.
       Yazılı hukuk yoktu. Devlet işleri töre ile düzenlenmekte idi.
       Hem idare edenlerin, hem de idare edilenlerin uymaya mecbur oldukları ve bir tek şahsın iradesiyle değişmeyen esaslara eski Türkler töre (türe) demişledir.
       Adli teşkilatın başı hükümdardır. Hükümdar törenin dışına çıkamazdı. Ayrıca Yargıçlar da vardı. Hapis cezası oldukça azdı. Adam öldürmek, hırsızlık yapmak, başkasını namusuna göz dikmek ağır cezalar gerektirirdi.

Ç. İÇ ASYA’DA HAYAT
       Konar-göçer yaşamı beraberinde getiren karsal iklim ve çöllerin varlığı nedeniyle geçim kaynağı hayvancılıktır. Türklerin atı evcilleştirmeleri uzak bölgelere göç etmelerine de yadımcı olmuştur.

D. TÜRK GÖÇLERİ
       Göçlerin Nedenleri:
1.        Kuraklık ve iklim şartlarını değişmesi, (C)
2.        Nüfusun artması, tarım alanlarının daralması, otlakların azalması ve hayvan hastalıkları nedeniyle hayvancılığın gerilemesi (C)
3.        Türk boylarının birbirleriyle mücadeleleri, (S)
4.        Türk boylarının yabancı kavimlerin baskıları (S)
5.        Türklerin yeni yurtlar edinmek istemesi (S)
(C)Coğrafi neden     (S) Siyasi neden
ü  Atı evcilleştiren ilk millet olan Türkler, at arabalarının yardımıyla bu göçleri kolaylıkla yapmışlardır.
ü  Türklerin hayvancılıkla uğraşmaları ve konar-göçer yaşamaları da göçlerini kolaylaştırmıştır.


       Göç Yolları:
       Orta Asya’dan doğuya gidenler Çin’e, güneye gidenler Hindistan’a, kuzeybatıya gidenler Hazar Denizi’nin kuzeyinden Orta Avrupa’ya, batıya gidenler İran, Irak, Anadolu, Suriye, Mısır ve Afrika’ya, kuzeye gidenler Sibirya’ya yerleşmişlerdir.

       Göç Sonuçları:
1.        Türk kültürü yayıldı.
2.        Türkler farklı yerlerde bağımsız devlet kurdular.
3.        Oğuzlar İslam’ı kabul etti.
4.        Türkler genelde yerleşik hayata geçti.

E. ORDU-MİLLET: TÜRKLER
       Türkler çocukluklarından itibaren koyunların üzerinde ata binmeyi, yay ve oklarla kuşlara nişan almak suretiyle atıcılığı öğreniyorlardı.
       Ordunun başında bugünkü genelkurmay başkanı yerinde olan Sü-başılar bulunuyordu.
       Eski Türk ordusunda en büyük askerî birlik tümen denilen on bin kişilik kuvvettir ve bunlar “tümen başı” denilen komutanların emrindeydi.
       Savaşta askerler, komutanlarına yüzde yüz itaat etmek zorundaydılar.
       En küçük bir uygunsuzluk veya isyan hareketinin cezası ölümdü.
       Tarihte Türk savaş taktiği Kurt Kapanı, Hilal Taktiği ve ençok bilinen şekliyle Turan Taktiği olarak anılmıştır.
       Turan taktiğinin en büyük özelliği sahte ricattır.

F. KAVİMLER GÖÇÜ VE AVRUPA HUN DEVLETİ
a. Kavimler Göçü
       Hunlar Çi-Çi’nin ölümünden sonra ilk olarak Aral Gölü ve Hazar Denizi’nin kuzeyindeki Alan ülkesini ele geçirdiler.
       Hunların başında Balamir adında bir hakan bulunuyordu. Hunlar, önce Ostrogotları yendiler.  Daha sonra da Vizigotları yenip, onların topraklarını ele geçirdiler.
       Doğudan batıya uzanan bu Hun akını, Avrupalıların barbar adını verdiği Cermen kavimlerini ( Franklar, Angıllar, Saksonlar, Vandallar, Burgordlar, Lombardlar ve Gepidler) yerlerinden ederek Roma İmparatorluğu’nun topraklarını alt üst eden bir kavimler hareketine neden oldu.
       Barbar kavimlerinin yer değiştirmesine ve Avrupa’nın etnik yapısının değişmesine neden olan bu büyük olaya tarihte Kavimler Göçü denir (375).

       Kavimler Göçünün Sonuçları:
1.        Roma, Batı ve Doğu Roma olarak 395 yılında ikiye bölündü.
2.        476 yılında Batı Roma İmparatorluğu yıkıldı.
3.        Avrupa, yüzyıla yakın bir süre karışıklık içinde kaldı.
4.        Çeşitli kavimlerin kaynaşması sonucunda yeni milletler ortaya çıktı. (İspanyollar, İngilizler)
5.        Günümüz Avrupa devletlerinin birçoğunun temelleri bu dönemde atıldı. (Fransa, İngiltere, İspanya vb.)
6.        Avrupa’daki krallıkların sürekli savaş ve yağmaların etkisiyle eski güçlerini yitirmeleri, feodalite rejiminin ortaya çıkmasına zemin hazırladı.
7.        Barbar kavimleri arasında Hristiyanlık hızla yayılmaya başladı.
8.        Avrupa’ya yerleşen Türkler, buralarda çeşitli devletler kurdular. (Avrupa Hun Devleti, Avar Devleti vb.)
9.        Bazı tarihçilere göre bu olay, İlk Çağ’ın sonu Orta Çağ’ın başlangıcı kabul edildi.

b. Avrupa Hun Devleti
       IV. yüzyılın sonlarına doğru Balamir’in önderliğinde batıya doğru göç eden Hunlar,  Balamir’in liderliğinde Macaristan’a girerek Avrupa Hun Devleti’ni kurdular Etzelburg, başkentleridir.
       Anadolu’ya ilk Türk akınlarını yapan Avrupa Hunlarının en güçlü dönemleri Attila dönemidir.
       Atilla Dönemi
       Rua’dan sonra başa Attila ve kardeşi Bleda birlikte geçtiler.
       Amcası Rua’nın yanında yetişmiş, birlikte savaşlara katılmış, devlet yönetimini ve Hun siyasetini öğrenme fırsatı bulmuştu.
       Attila’nın, Bizans üzerine yapmayı düşündüğünü öğrenen Bizanslılar, ona barış elçileri gönderdiler.  Attila elçileri, Margos Kalesi önünde karşıladı. Attila isteklerini, barış koşulları olarak yazdırdı.  Bizans ile Margos Antlaşması imzalandı.
       Margos Antlaşmasına göre;
1.        Bizans, Hunlara ödemekte olduğu vergiyi iki katına çıkaracak,
2.        Bizans, Hunlara bağlı kavimlerle görüşmeler ve antlaşmalar yapmayacak,

       Bizans’ın, Hun yönetimindeki bazı Germen kavimlerini kışkırtması, yıllık vergisini ödemek istememesi gibi nedenlerden dolayı Attila, yeniden Bizans üzerine sefere çıktı.
       Hun ordusunun  Büyük Çekmece önlerine kadar sokulması üzerine Bizans İmparatoru II. Theodosius barış istemek zorunda kaldı. Bizans elçisi Anatolyos ile Attila arasında yapılan bu antlaşmaya Anatolyos Antlaşması denir. Buna göre; Bizans, ödediği yıllık vergiyi üç katına çıkaracak.

       Attila’nın Batı Roma ile arasının bozulması
       Batı Roma (Galya) Seferi
       Batı Roma üzerine yaptığı seferde Batı Roma’nın asker deposu sayılan Galya’nın Katalon Ovası’nda karşılaştı. Kıran kırana süren savaşın galibi belli değildir.
       İtalya Seferi
       İtalya, Attila’nın karşısına bir ordu çıkaramadı.
       Roma Senatosu büyük bir korku içine düştü ve hemen barış görüşmeleri için, Papa I. Leon başkanlığında bir heyeti Attila’ya gönderme kararı aldı.
       Papa I. Leon, Attila’dan tüm Hrıstiyanlık dünyası adına Roma’yı bağışlamasını istedi.
       Papa’nın ricasını kabul etti ve geri döndü.
       Avrupa Hun Devleti’nin Yıkılışı  
       Attila öldüğü zaman arkasında İlek, Dengizik ve İrnek adlarında üç oğul barakmıştı.
       Yerine geçen oğulları, devlet idaresinde başarılı olamadılar ve yıkıldılar.

G. DİĞER TÜRK DEVLET VE TOPLULUKLARI
       Avarlar:
       552 yılında Göktürkler tarafından yıkılan Avarlar batıya göç edip  VI. yüzyılın ikinci yarısında (562) Balkanlarda kendi devletlerini kurdular.
       En ünlü hükümdarları Bayan Kağan’dır. Onun zamanında Sasanilerle birlikte iki defa İstanbul’u kuşattılar (619-626). Ancak başarılı olamadılar. Tarihte ilk defa İstanbul’u kuşatan Türk topluluğu Avarlardır.

       Bulgarlar :
       Avrupa Hunlarının bir kısmıyla Ogurların karışımıyla ortaya çıkarlar. Kurucuları Kubrat Han’dır. Avarlara bağlıyken Büyük Bulgarya devletini kurarlar.
       Kubrat’tan sonra devlete Hazarlar son veririler.
       Bulgar Devleti yerine İtil (Volga) Bulgarları ve Tuna Bulgarları olarak ikiye ayrılmışlardır.

       Tuna Bulgarları;
       Kubra’ın oğlu Asparuh idaresindeki Onogurlar tarafından Tuna boylarında kuruldular.
       Bu dönemde İstanbul’u kuşattılar.
       Ancak Boris Han döneminde Hristiyanlığı kabul eden Tuna Bulgarları kalabalık Slav toplulukları arasında zamanla asimile oldular.


       İtil Bulgarları;
       Hazar yönetimini benimsemeyen Bulgarlar tarafından kurulur. X. yüzyılda İslamiyet’i kabul ettiler.
       Almış Han döneminde Müslümanlığı kabul ettiler.
       Bu yüzden bazı tarihçiler ilk Müslüman Türk devleti olarak İtil Bulgar Devleti’ni kabul ederler.

       HAZARLAR
       VII. yüzyıl başlarında Karadeniz’in kuzeyi ile Kafkasya arasında kuruldu.
       Hazarlar museviliği din olarak kabul eden ilk Türk topluluğudur. Museviliğin yanında İslamiyet ve Hrstiyanlık yaygındı.
       İnsanların ibadetlerini serbestçe yerine getirmelerine izin verdiler. Huzur ve ulaşımı kolaylaştırdılar.
       Bu faaliyetler Hazar ülkesine ticari canlılık, bolluk ve zenginlik getirdi. IV-IX. yüzyıllar arasında yaşanan bu döneme “Hazar Barış Çağı” denildi.

       Macarlar:
       Hungary olarak da bilinen Macarlar, Avar va Sibirlerin baskılarıyla bugünkü Macaristan’a geldiler (896).
       Germenlerin Balkanlara ilerlemesine engel oldular.
       Ayrıca Slavların bir araya gelmelerini de önlediler.
       XI. Yüzyılda Hristiyanlığı kabul ederek, Türklük özelliklerini büyük ölçüde kaybettiler.

       Peçenekler:  (Bağımsız bir devlet kuramamışlardır)
       Peçenekler, Talas Savaşı’ndan sonra Karlukların baskılarıyla Volga Nehri civarına göç ettiler.
       Bu bölgede uzun süre Ruslarla mücadele ettiler,
       Rusların Karadeniz’e doğru inmelerine engel oldular.
       Bizans ordusunda ücretli asker olarak çalışan Peçenekler Malazgirt savaşında taraf değiştirerek Selçuklu ordusuna dâhil olmuşlardır.
       Bizans’a karşı Çaka Bey ile anlaşıp İstanbul’u kuşatmaları üzerine Bizans Kıpçaklar’ı Peçeneklerin üzerine gönderip onları dağıtır.

       Kumanlar (Kıpçaklar):
       Bizanslıların “Kuman” Macarların “Kun” dedikleri Kıpçaklar, Sarı saçlı, mavi ve yeşil gözlü olan Türklerdir.
       Karadeniz’in Türkleşmesine katkıda bulundular. (Deşt-i Kıpçak
       Ruslarla sık sık savaşarak onların güneye inmelerine engel oldular.
       1080 yılından itibaren Anadolu’ya girerek Zonguldak, Trabzon ve Artvin çevresine yerleştiler.
       Altın Orda Devleti egemenliğine girerek Moğolların Türkleşmesi için çalıştılar.
       Codex Cumanicus (Kuman Kitabı ):
Karadeniz’in kuzeyindeki Kıpçak Türklerinden (Kumanlar) İtalyanlar ve Almanlar tarafından 14. yüzyılda derlenmiş iki bölümlük bir eserdir. El yazması, Sözlük-metinler derlemesidir.
       Amaç, Kuman Türkleri arasında hristiyanlığı yaymaktır.

       Sabirler (Sabarlar-Sibir):
       Sibirya adı Sabir Türklerinden kalmıştır.
       Sasanilerle birleşerek Bizans’a karşı mücadele ettiler.
       Bu mücadele sonucu Anadolu’ya geçerek Ankara ve Kastamonu’ya kadar ilerlediler. (6. yy) Anadolu’ya ikinci büyük Türk akınını Sabirler gerçekleştirdiler. Diğer Türk akını 4.  yy da Avrupa Hunları yapmıştır.

       Oğuzlar (Uzlar):
       Türk tarihini en etkin boyudur. Oğuzlar Selçukluların, birçok Türk beyliğinin ve Osmanlı Devleti’nin kurucularıdır
       Bugün Türkmenistan, İran, Irak, Suriye, Azerbaycan, Türkiye, Kıbrıs ve Balkanlarda yaşayan Türklerin ataları Oğuzlardır.

       Türgeş Devleti (Türgeşler) :
       Batı Köktürklerin yıkılmasından sonra bağımsız oldular. İlk hükümdarları Baga Tarkan’dır.
       Baga Tarkan Türk tarihinde ilk kez para bastıran hükümdardır.
       Türgeşler, Sulu Kağan döneminde Maveraünnehir bölgesine
       girmek isteyen Emevilerle mücadele etti.
       Ancak Sulu Kağan’ın ölümünden sonra Çin’in kışkırtmalarıyla Türgeşler arasında iç karışıklıklar başladı.
       Türgeşlere Karluklar son verdiler

       Kırgızlar:
       Uygur Devleti’ne son veren Kırgızlar kendi devletlerini kurdular.
       Kırgızlar Cengiz Han’a itaat eden ilk Türk Kavmidir.
       Türklerin Kutlu Yurt saydıkları Ötüken ve Orhun bölgesi bu dönemde Moğolların eline geçmiştir.
       Manas destanı Kırgızlara aittir.



       Karluklar:
       Talas Savaşında (751) Müslümanların safında yer alarak Orta Asya’nın Çinlileşmesini önlediler.
       Savaştan sonra Müslüman oldular. İslamiyet’i kabul eden ilk Türk boyudur.

H.TÜRKLER VE KOMŞULARI
       Türklerin ilk ilişkiye girdikleri devlet Çin olmuştur.
       Mete Han Türklerin Çin ülkesine yerleşmesini asimile gerekçisi ile karşı çıkmıştır.
       Türkler komşu devletlerle ticareti geliştirmek için antlaşmalar yapmışlardır. Avrupa Hunları Bizans ile yaptığı antlaşmalarda ticaretin sınır boyların yapılmasını istemiştir. Bu durumun nedeni olarak iç güvenliği sağlamak gösterilir.
       Türk devletleri Çin ve diğer devletlerle İpek Yoluna egemen olmak için mücadele etmekten kaçınmamışlarldr.
       İpek Yolunu engelelemeya çalışan Sasani devletine karşı Köktürk Devleti Bizans ile ikili anlaşmalar yapmıştır.
       Karadenizin kuzeyinde varlık gösteren Hazarlar da tüccarların ülkelerinde varlık göstermelerine izin vermiş ve farklı inançtan insanların yaşamlarının etkisiyle de Hazarlarda VIII ve IX. yy “Hazar Barış Çağı” denilmektedir.

























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

TÜRKİYE TARİHİ-1

TÜRKİYE TARİHİ'NİN ŞU KISIMLARI VARDIR:  1. İLK BEYLİKLER DÖNEMİ (İşlendi) 2.«TÜRKİYE SELÇUKLU DEVLETİ» DÖNEMİ 3. OSMANLI DEVLETİ  4. TÜ...