10 Ekim 2020 Cumartesi

 

1. Ünite: TARİH BİLİMİ

TARİH BİLİMİNE GİRİŞ

Tarihin Tanımı ve Özellikleri

·         Geçmişteki insanların yaşayışlarını, oluşturdukları kültür ve uygarlığı, yer ve zaman göstererek, neden-sonuç ilişkisi içinde, belgelere dayanarak, objektif olarak inceleyen ve anlatan bir sosyal bilimdir.

 

Tarihi Olayların özellikleri

ü  Geçmişte yaşanmış olayları inceler.

ü  İnsanlar meydana getirir.

ü  Belgelere dayanmalıdır.

ü  Yer ve zaman belirtilmeli.

ü  Sebep-sonuç ilişkisi olmalıdır.

ü  Objektif olmalı.

ü  Tarihi olaylar tekrarlanamaz (deney- gözlem yapılamaz).

 

Tarihin Konusu

        Toplumların yapmış oldukları sosyal, ekonomik, siyasi, dinî, kültürel faaliyetler tarihin konusu arasında yer alır.

 

Olay ve Olgu kavramı

       Geçmişte meydana gelen, başlangıç ve bitiş tarihi belli olan olaylara “tarihî olay” denir.

       Tarihî olay sonucunda uzun sürede gelişen durumlara ise “tarihî olgu” denir.

       Tarihî olgular süreklilik gösterir.

       Örneğin, Fransız İhtilali tarihî bir olay, Fransız İhtilali sonrasında milliyetçilik akımının yayılması ve ulusal devletlerin kurulması da birer tarihî olgudur.

 

Tarihte Yer ve Zaman İlişkisi

       Tarihî bir olay için, yer ve zaman en önemli unsurlardır.

       Ayrıca coğrafi şartlar, bölgenin özellikleri, olayların sebep ve sonucunu doğrudan etkilediğinden tarihî olayların geçtiği yerlerin bilinmesi son derece önemlidir.

 

       Tarihte Sebep-Sonuç ilişkisi

        Tarihî olaylar bir zincirin halkaları gibi birbirlerini neden ve sonuçlarıyla takip eder.

       Tarih Biliminin Yöntemi

       Her bilim dalı sonuca ulaşmak için kendine özgü yöntemleri vardır.

       Tarih bilimini fen bilimlerinden ayıran en önemli özelliği tekerrür (tekrar) etmemesi, sonuca ulaşmak için deney ve gözlemin yapılamamasıdır.

       Tarihçi: Tarihî olayları sebep-sonuç ilişkisi içerisinde belirli yöntemlerle araştırarak açıklama yapanlara “tarihçi” denir.

       Tarihçinin geçmişi aydınlatmak için yararlandığı her türlü yazılı kaynağa “belge”, belgelerin saklandığı yere “arşiv”, incelenen olayla ilgili elde edilen her türlü bilgilere ise “veri” denir.

       Tarih araştırmacılığında şu yöntemler vardır:

 

 

1. Kaynak Arama:

       Geçmişten günümüze kadar gelmiş her türlü veriye kaynak denir.

       Kaynaklar 3’e ayrılır;

a)        ana kaynaklar, olayı yaşayan birinin yazdığı eserler, paralar, devletlerin resmî evraklar

b)       birinci elden kaynaklar, ana kaynaklardan yararlanarak yazılan eserlerdir

c)        ikinci elden kaynaklar, birinci elden kaynaklardan yararlanılarak yazılan eserlerdir.

 

       Tarihî kaynaklar, bilgi veren kaynağına ve malzemenin cinsine göre çeşitli gruplara ayrılır:

a)        Sözlü Kaynaklar: ağızdan ağza söylenerek gelen tarihî şiirler, hikâyeler, efsaneler, destanlar

b)       Yazılı kaynaklar: Kitabe, şecereler, biyografi, seyahatnameler, hatıralar, yıllıklar, kitaplar, resmi yazışmalar, mühürler, fermanlar, kanunnameler, paralar, takvimler, antlaşmalar, kil tabletler.

c)        Yazısız kaynaklar: Evler, kaleler, çeşmeler, heykeller, resim, hikayeler, film, fotoğraflar, destanlar, efsaneler, mağara resimleri,  kabartmalar, mezarlar, anıtlar, insan ve hayvan iskeletleri.

d)       Görsel ve İşitsel Kaynaklar: Olayların geçtiği dönemde çizilmiş haritalar ve planlar görsel kaynaklardır. taş plaklar, CD’ler, VCD’ler, DVD’ler ve filmler sesli ve görüntülüdür.

(etkinlik sayfa 20)

 

2. Tasnif etme ( Sınıflandırma)

       Tarihçilerin elde edilen verileri zamana, mekâna (yere) ve konuya göre bölümlere ayırarak düzenlemelerine “tasnif” denir.

 

3. Tahlil (Çözümleme)

       Tarihçinin elde ettiği verilerin yeterli olup olmadığını tespit etme aşamasına “tahlil” denir.

4. Tenkit (Eleştiri)

       Tarihçi, bu aşamada elde edilen verilerin gerçek veya sahte olup olmadığını “tenkit” (eleştiri) yaparak değerlendirir. 

       Eleştiri iç ve dış tenkit olmak üzere iki aşamada yapılır:

a)        İç Tenkit: Yazarın duygu ve düşüncelerinin eser üzerindeki etkilerine bakılır.

b)       Dış Tenkit: Eserin yazarı, nerede ve ne zaman yazıldığı tespit edilir. (s. 21 etkinlik)

 

5. Terkip (Sentez)

       Tarihçilerin hazırlayacağı eseri yazma aşamasına geçtikleri son bölüme “terkip” denir.

       Bu aşamada şunlara dikkat edilir:

       Meydana gelen dönemin koşulları dikkate alınır.

       Sade ve anlaşılır dil kullanılmalıdır.

 

TARİHİN TASNİFİ (SINIFLANDIRILMASI)

       Tarihin kapsadığı konu ve zaman bakımından geniş olmasından dolayı tarihi araştırmalarda ve tarih öğretiminde kolaylık sağlamak amacıyla sınıflandırılır.

1.        Zamana göre: Tarih, zamana göre; yıl, dönem, çağ ve yüzyıl gibi bölümlere ayrılması

2.        Mekana göre: coğrafi bölgelerin, kıtaların, ülkelerin tarihini incelemek

3.        Konuya göre: Konular belli bir alanı kapsar. Kültür Tarihi, Siyasi Tarih, Dinler Tarihi gibi çalışmalar, konuya göre sınıflandırma kapsamında değerlendirilir. (s. 22 etkinlik)

 

 

 

 

ZAMAN VE TAKVİM

a) Takvimlerin Ortaya Çıkışı

·         İnsanlar, zaman içinde yaşanılan gelişmeleri yıl, ay ve saate göre ayırarak takvimi ortaya çıkarırlar.

·         Takvim düzenlenirken Dünya’nın kendi etrafında bir defa dönmesi ile geçen zamana “gün”, Ay’ın Dünya çevresinde bir tur yapması ile geçen zamana “ay”, Dünya’nın Güneş çevresinde bir tur dolanması ile geçen zamana “yıl” denmiştir.

·         Ay takvimi: Tarihte ilk takvimi Sümerler kullandılar. Ay yılı esasına göre düzenledikleri takvimi 12 aya bölerek bir yılı 360 gün olarak hesapladılar.

·         Güneş takvimi: Mısırlıların kullandıkları takvim ise güneş yılına dayanıyordu. Bir yılı 12 aya bölerek 365 gün olarak hesapladılar.

·         Mısırlıların yaptıkları takvim Roma imparatoru Julius Caesar (Jül Sezar) ve Papa XIII. Gregorius (Gregoryus) tarafından yeniden düzenlenerek 1582 tarihinden itibaren dünya genelinde kullanılmaya başlandı.

·         Tarih boyunca toplumlar kendileri için önemli olayları takvimlerine başlangıç yaptılar. İbraniler MÖ 3761 yaradılış yılını, Yunanlılar ilk olimpiyat oyunlarının yapıldığı MÖ 776 yılını, Romalılar, MÖ 753 Roma şehrinin kuruluşunu, Müslümanlar ise 622 yılını Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye hicretini takvimlerinin başlangıç yılı olarak kabul ettiler

b) Türklerin Kullandıkları Takvimler

·         Türkler tarih boyunca birçok takvim kullanmışlardır:

1.        On İki Hayvanlı Türk Takvimi: İslamiyet öncesinde Türklerin kullandığı ilk takvimdir. Güneş yılı esasına göre düzenlenmiştir. Bir yıl, 365 gün 5 saat olarak belirlenmiştir. On iki yılda bir devir yapan yılları sayı ile değil, hayvan adları ile adlandırmışlardır. Her yılın bir adı vardır. Aylar ise sayılar ile gösterilmiştir. Her on iki yıldan sonra yıl adları, birinci yıldan itibaren başlar. Başlangıçta Köktürk ve Uygurlar tarafından kullanılan bu takvim zamanla birçok Türk boyu, Çin ve Tibetliler tarafından da kullanılmıştır.

2.        Hicri Takvim: Ay yılı esasına göre düzenlenen hicri takvimin başlangıcı hicrettir. ilk kez Hz. Ömer döneminde kullanılmaya başlanan hicri takvime Kameri (Ay) takvimi de denir. Günümüzde ülkemizde kutsal gün, ay ve dinî bayramların belirlenmesinde hicri takvim kullanılmaktadır.

3.        Celali Takvimi: Melikşah’ın emriyle Ömer Hayyam başkanlığında bir komisyona hazırlatılmıştır. Melikşah’ın diğer adı olan Celalettin’den dolayı “Celali takvimi” olarak anılmıştır. Takvimin başlangıç tarihi 1079’dur. Güneş yılı esasına göre belirlenmiştir. Bir yıl 365 gün 6 saat olarak hesaplanmıştır. Büyük Selçuklu Devleti dışında, Hindistan’da Babür Devleti tarafından da kullanılmıştır.

4.        Rumi Takvim: Osmanlı Devleti tarafından kullanılmıştır. Osmanlılar vergilerin toplanmasında ve diğer malî işlerde Hicrî takvimin bir takım sakıncaları görülünce Rumi takvim yapıldı. Güneş yılına göre düzenlenen takvimde bir yıl 365 gün 6 saat olarak hesaplandı. Rumi takvim 1839 yılından itibaren bütün resmî işlerde kullanıldı.

5.        Miladi Takvim: Başlangıç tarihi milat (Hz. İsa’nın doğumu) olan bu takvim ülkemizde 1 Ocak 1926 yılından itibaren kullanılmaya başlandı. Bir yıl 365 gün 6 saattir. Günümüzde, dünyada en yaygın olarak kullanılan takvimdir. Güneş yılı esasına göre düzenlenen takvimlerde her yüz yıla “yüzyıl” veya “asır” denir.

·         Güneş yılı esasına göre düzenlenen takvimlerde her yüz yıla “yüzyıl” veya “asır” denir.

TARİHİN ÖNEMİ

a) Tarih Öğrenmenin Amaç ve Faydaları

·         Tarih, insanların geçmişten ders alıp geleceğe yön vermelerini sağlar.

·         Tarih, insanlara, vatan ve millet kavramları ile millî ve kültürel değerleri öğretir.

·         Tarih, millî birlik ve beraberlik anlayışının kuvvetlenmesini sağlar.

·         Devlet yöneticilerine devletin nasıl yönetileceği konusunda yardımcı olur.

·         İnsanlara karşılaştıkları durumları tarihî olaylarla bağlantı kurdurarak mantıklı bir sonuca varma yeteneği kazandırır.

·         İnsanların, aralarındaki sorunları barış yoluyla çözümlemelerine katkıda bulunur.

b) Atatürk ve Tarih

ü  1924 yılında İstanbul Üniversitesine bağlı olarak Türkiyat Enstitüsünü kurdu,

ü   Atatürk, Türk milletinin tarihini öğrenmesini ve kendisini tanımasını amaçladı.

ü  millî tarih dersleri öğretilmesini sağladı.

ü  1931 yılında bilimsel çalışmalar yapılması için Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti (Türk Tarih Kurumu) kuruldu.

ü  Ankara’da Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinin açılmasına öncülük etti (1936).

ü   Atatürk, yaptığı tarih çalışmalarıyla Türk millî tarihinin büyük ölçüde aydınlanmasını sağladı.

ü  Atatürk son olarak mirasının büyük bir kısmını Türk Tarih Kurumuna bağışlayarak tarihe ne kadar önem verdiğini gösterdi.

 

4. TARİHÎ OLAYLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

·         Tarihî olayı değerlendirirken o dönemin şartları göz önünde bulundurulmalıdır.

·         Örneğin,

·         Çanakkale Savaşı’nı zor koşullarda kazanılması

5. TARİHÎ OLAYLARIN FARKLI BAKIŞ AÇILARIYLA DEĞERLENDİRİLMESİ

·         Tarihî olayların değerlendirilmesinde en önemli husus tarihçilerin olaylara tarafsız yaklaşmalarıdır. Tarihçi, olayları duygusal yaklaşımlarla açıklamamalıdır.

·         Bunun en önemli kanıtı, Mısırlılarla Hititliler arasında yapılan Kadeş Antlaşmasıdır. Kendi kaynaklarında; Mısır Firavunu II. Ramses, kahraman olarak tasvir edilirken Hitit kralı Muvattali savaşı kendisinin kazandığını iddia eder.

 

6. TARİHÎ BİLGİLERİN DEĞİŞEBİLİRLİĞİ

·         Tarihte mutlak değerler yoktur. Tarihçiler geçmişte yaşanmış tarihî olaylarla ilgili sürekli araştırmalar yapmaktadır. Bu araştırmalar sonucunda bulunan yeni bilgi ve belgeler, mevcut tarihî bilgilerin değişmesine yol açabilmektedir.

·         Örnek: Yapılan araştırmalar sonucunda ilk Osmanlı parasının Orhan Bey döneminde değil Osman Bey döneminde bastırıldığını göstermektedir.

1. TARİH YAZICILIĞININ GELİŞİM SÜRECİ

·         Yazının kullanılmaya başlanmasından sonra yapılan faaliyetlerin kayıt altına alınmasıyla da tarih yazıcılığı başlamıştır. (Örnek; Hititlerde anallar (yıllıklar), Köktürklerde kitabeler, Osmanlılarda vakayinameler, Ruslarda kronikler tarih yazıcılığına örnektir.)

TARİH YAZICILIĞININ GELİŞİM SÜRECİ (ETKİNLİK S 31)

Hikâyeci (Rivayetçi) Tarih:

·         En ilkel tarih yazma tarzıdır.

·         Hikâyeci tarihin öncüsü Heredot’tur.

·         Heredot yazmış olduğu Historia (Tarih) adlı eserinde Yunan tarihini ve komşu ülkelerin tarihini hikâye şeklinde anlatmıştır.

·         Anlatılan olaylar yorum yapılmadan verilir.

·         Hikâyeci tarihi masallardan ayıran özellik, bu türün yer ve zaman belirtmesidir.

Öğretici Tarih (Pragmatik, Faydacı)

·         Geçmişin olaylarından gelecek için ders çıkarma amacı güdülür.

·         Olaylar ve kişilerden ilgi çekici şekilde söz edilerek toplumun ahlaki bakımdan gelişmesi amaçlanır.

·         Yazar, mensup olduğu millete nasihatlar verir.

·         Öğretici tarih yazıcılığın ilk temsilcisi Thukydides, Peleponnes Savaşları’nın tarihini yazmıştır

Araştırıcı Tarih

·         Araştırma ve geliştirme yöntemleri kullanılır.

·         19. yüzyıldan itibaren bilimsel tarihçiliğin kullandığı yöntemdir.

·         Araştırmacı tarih olayların nedenlerini, gelişimlerini ve sonuçlarını sorulara cevap verecek şekilde anlatır.

·         Olaylar arasında sebep-sonuç ilişkisi kurar.

·         XX. yüzyıldan itibaren gelişerek bilimsel özellik kazanan araştırmacı tarih, günümüz tarih anlayışının temelini oluşturur

 

2. TÜRKLERDE TARİH YAZICILIĞI

a) Osmanlılarda Tarih Yazıcılığı:

·         Osmanlı Devleti’nde tarih yazıcılığı devletin başarılarını ortaya koyar. Padişah ve diğer yöneticilerin hayatları, kahramanlıkları, siyasi ve askerî zaferleri anlatılır. Bu işleri yapan tarihçilere “şehnameci” denir.

·         XVIII. yüzyıldan itibaren Osmanlı tarih yazıcılığında Avrupa’nın etkisi görülür. Bu dönemde şehnamecilerin yerini “vakanüvisler” aldı. Resmî devlet tarihçisi olan vakanüvisler, daha önceki tarihî bilgileri değerlendirerek kendi dönemlerinde yaşanan olayları da yazdılar. Kişisel yorumlara pek yer vermediler.

·         İlk Osmanlı vakanüvisi Mustafa Naima Efendi’dir. Naima, tarihî olayları kronolojik olarak sıralayıp olaylara sosyolojik yorumlar da kattı.

b) Cumhuriyet Döneminde Tarih Yazıcılığı

·         Türk tarihinin kökenlerini eleştirel bir anlayışla ortaya çıkarmaya çalışıldı.

·         Türklerin kurmuş oldukları uygarlıklar ve bu uygarlıkların dünya medeniyetine katkıları belgelerle ispatlanmaya çalışıldı.

TARİHİN YARARLANDIĞI BİLİM DALLARI

1.        Coğrafya: Tarihî olayların tüm yönleriyle aydınlatılabilmesi için olayın yaşandığı mekânın coğrafi özelliklerinin bilinmesi gerekir.

2.        Arkeoloji: “Arkeoloji”, bir kazı bilimidir. Özellikle tarih öncesi dönemlerin aydınlatılmasında tarihe yardımcı olur.

3.        Kronoloji: “Kronoloji”, zaman bilimidir. Tarihî olayların zamanının belirlenmesinde ve sıralanmasında tarihe yardımcı olur. Olaylar arasında sebep-sonuç ilişkisi kurar.

4.        Antropoloji: İnsan ırklarını fiziksel açıdan inceleyerek sınıflandırır. İnsanın iskelet, kafatası gibi fiziki özelliklerini inceleyerek insanlık tarihinin en eski dönemlerinin aydınlatılmasında tarihe yardımcı olur.

5.        Etnografya: Toplumların yaşayış, gelenek, örf ve âdetlerini araştırıp inceleyen bilim dalına “etnografya” denir. Özellikle belgelerin yetersiz olduğu durumlarda, etnografya biliminin verdiği bilgiler büyük önem taşır.

6.        Paleografi: “Paleografi”, eski yazıların okunmasını sağlayan bilim dalıdır. Her devirde ayrı yazılar kullanıldığından bu yazıların okunması önemlidir. Paleografya, tarih boyunca yazıların geçirdiği evreleri ve özellikleri inceler.

7.        Epigrafi: “Epigrafi”, anıtlar üzerindeki yazıları ve kitabeleri inceler. Böylece anıt veya kitabenin dikildiği dönemin sosyal, siyasi ve ekonomik özelliklerinin aydınlatılması konusunda tarihe yardımcı olur. Epigrafi, çalışmalarını filoloji ve paleografya ile birlikte yürütür.

8.        Diplomatik: “Diplomatik”; devletlerarası antlaşma, ferman, berat gibi vesikaları inceler. Devletlerarası siyasi ilişkiler, yapılan antlaşmalar konusunda tarihe yardımcı olur.

9.        Nümizmatik: “Nümizmatik”, eski paraların tanınması ile uğraşan bir bilim dalıdır. Paraların üzerindeki resim, şekil ve semboller sayesinde devletlerin siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik durumları hakkında bilgilere ulaşılabilir.

10.     Hukuk: “Hukuk”, insanların birbirleriyle ve devletle olan münasebetlerini düzenleyen kurallardır. Hukuk kurallarının incelenmesiyle toplumların siyasi, kültürel, ekonomik yapıları hakkında bilgilere ulaşmak mümkündür.

11.     Edebiyat: Edebiyat, tarih boyunca meydana gelmiş olayların, günümüze aktarılmasında tarihe yardımcı olur.

12.     Felsefe: Felsefenin tarihî olayları değerlendiren kolu ise tarih felsefesidir.

13.     Sosyoloji: Tarihî olayların geçtiği döneme ait toplum yapısı ve değer yargılarının bilinmesi, tarihî olayların doğru bir şekilde değerlendirilmesine yardımcı olur

14.     Filoloji : “Filoloji” dünya üzerinde var olmuş dilleri inceler. Dillerin benzer özelliklerini, akrabalık bağlarını araştırır. Göç hareketlerinin açıklanmasında, toplumların yakınlık derecelerini ortaya koymada tarihe yardımcı olur.

15.     Ekoloji: “Ekoloji”, çevre bilimidir. Çevre değişikliklerini ve bu değişikliklerin insan toplulukları üzerindeki etkilerini araştırır.

16.     Kimya: “Kimya”, tarihî buluntuların belirlenmesinde tarihe yardımcı olur. “Karbon 14” metodu sayesinde buluntuların hangi döneme ait olduğunu ve orjinalliğini kimyasal analizler sonucu tespit eder.

17.     Heraldik: “Heraldik”, armaları inceleyen bilim dalıdır. Armalarda yer alan semboller, kullanıldığı dönemin aydınlatılmasında tarihe yardımcı olur. (sayfa 42)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

TC İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ ÇALIŞMA SORULARIDIR (2D 2Y)

TC İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ ÇALIŞMA SORULARIDIR (2D 2Y)   1.   Celal Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan ve Fuat Köprülü’nün h...