1. Ünite: TARİH
BİLİMİ
TARİH
BİLİMİNE GİRİŞ
Tarihin Tanımı ve
Özellikleri
·
Geçmişteki insanların yaşayışlarını, oluşturdukları kültür ve uygarlığı, yer
ve zaman göstererek, neden-sonuç ilişkisi içinde, belgelere
dayanarak, objektif olarak inceleyen ve anlatan bir sosyal bilimdir.
Tarihi Olayların
özellikleri
ü Geçmişte yaşanmış olayları inceler.
ü İnsanlar meydana getirir.
ü Belgelere dayanmalıdır.
ü Yer ve zaman belirtilmeli.
ü Sebep-sonuç ilişkisi olmalıdır.
ü Objektif olmalı.
ü Tarihi olaylar tekrarlanamaz (deney- gözlem
yapılamaz).
Tarihin Konusu
•
Toplumların yapmış oldukları sosyal, ekonomik,
siyasi, dinî, kültürel faaliyetler tarihin konusu arasında yer alır.
Olay ve Olgu
kavramı
•
Geçmişte
meydana gelen, başlangıç ve bitiş tarihi belli olan olaylara “tarihî olay”
denir.
•
Tarihî olay
sonucunda uzun sürede gelişen durumlara ise “tarihî olgu” denir.
•
Tarihî
olgular süreklilik gösterir.
•
Örneğin,
Fransız İhtilali tarihî bir olay, Fransız İhtilali sonrasında milliyetçilik
akımının yayılması ve ulusal devletlerin kurulması da birer tarihî olgudur.
Tarihte Yer ve Zaman İlişkisi
•
Tarihî bir olay için, yer ve zaman en önemli
unsurlardır.
•
Ayrıca coğrafi şartlar, bölgenin özellikleri,
olayların sebep ve sonucunu doğrudan etkilediğinden tarihî olayların geçtiği yerlerin bilinmesi son
derece önemlidir.
• Tarihte Sebep-Sonuç ilişkisi
•
Tarihî olaylar bir zincirin halkaları gibi
birbirlerini neden ve sonuçlarıyla takip eder.
• Tarih Biliminin Yöntemi
•
Her bilim
dalı sonuca ulaşmak için kendine özgü yöntemleri vardır.
•
Tarih
bilimini fen bilimlerinden ayıran en önemli özelliği tekerrür (tekrar)
etmemesi, sonuca ulaşmak için deney ve gözlemin yapılamamasıdır.
•
Tarihçi: Tarihî olayları sebep-sonuç ilişkisi içerisinde belirli yöntemlerle
araştırarak açıklama yapanlara “tarihçi” denir.
•
Tarihçinin
geçmişi aydınlatmak için yararlandığı her türlü yazılı kaynağa “belge”, belgelerin saklandığı yere “arşiv”,
incelenen olayla ilgili elde edilen her türlü bilgilere ise “veri” denir.
•
Tarih
araştırmacılığında şu yöntemler vardır:
1. Kaynak Arama:
•
Geçmişten
günümüze kadar gelmiş her türlü veriye kaynak denir.
•
Kaynaklar 3’e
ayrılır;
a)
ana kaynaklar, olayı yaşayan birinin yazdığı eserler, paralar, devletlerin resmî
evraklar
b)
birinci elden kaynaklar, ana kaynaklardan yararlanarak yazılan eserlerdir
c)
ikinci
elden kaynaklar, birinci elden kaynaklardan yararlanılarak
yazılan eserlerdir.
•
Tarihî
kaynaklar, bilgi veren kaynağına ve malzemenin cinsine göre çeşitli gruplara
ayrılır:
a)
Sözlü
Kaynaklar: ağızdan ağza söylenerek gelen tarihî
şiirler, hikâyeler, efsaneler, destanlar
b)
Yazılı kaynaklar: Kitabe, şecereler, biyografi, seyahatnameler,
hatıralar, yıllıklar, kitaplar, resmi yazışmalar, mühürler, fermanlar,
kanunnameler, paralar, takvimler, antlaşmalar, kil tabletler.
c)
Yazısız kaynaklar: Evler, kaleler, çeşmeler, heykeller, resim,
hikayeler, film, fotoğraflar, destanlar, efsaneler, mağara resimleri, kabartmalar, mezarlar, anıtlar, insan ve
hayvan iskeletleri.
d)
Görsel
ve İşitsel Kaynaklar: Olayların geçtiği dönemde çizilmiş
haritalar ve planlar görsel kaynaklardır. taş plaklar, CD’ler, VCD’ler, DVD’ler
ve filmler sesli ve görüntülüdür.
(etkinlik sayfa 20)
2. Tasnif etme ( Sınıflandırma)
•
Tarihçilerin
elde edilen verileri zamana, mekâna (yere) ve konuya göre
bölümlere ayırarak düzenlemelerine “tasnif” denir.
3. Tahlil (Çözümleme)
•
Tarihçinin
elde ettiği verilerin yeterli olup olmadığını tespit etme aşamasına “tahlil”
denir.
4. Tenkit (Eleştiri)
•
•
Eleştiri iç
ve dış tenkit olmak üzere iki aşamada yapılır:
a)
İç
Tenkit: Yazarın duygu ve düşüncelerinin eser
üzerindeki etkilerine bakılır.
b)
Dış
Tenkit: Eserin yazarı, nerede ve ne zaman yazıldığı
tespit edilir. (s. 21 etkinlik)
5. Terkip (Sentez)
•
Tarihçilerin
hazırlayacağı eseri yazma aşamasına geçtikleri son bölüme “terkip” denir.
•
Bu aşamada
şunlara dikkat edilir:
•
Meydana gelen
dönemin koşulları dikkate alınır.
•
Sade ve anlaşılır
dil kullanılmalıdır.
TARİHİN TASNİFİ (SINIFLANDIRILMASI)
•
Tarihin
kapsadığı konu ve zaman bakımından geniş olmasından dolayı tarihi
araştırmalarda ve tarih öğretiminde kolaylık sağlamak amacıyla sınıflandırılır.
1.
Zamana
göre: Tarih, zamana göre; yıl, dönem, çağ ve
yüzyıl gibi bölümlere ayrılması
2.
Mekana
göre: coğrafi bölgelerin, kıtaların, ülkelerin
tarihini incelemek
3.
Konuya
göre: Konular belli bir alanı kapsar. Kültür
Tarihi, Siyasi Tarih, Dinler Tarihi gibi çalışmalar, konuya göre sınıflandırma
kapsamında değerlendirilir. (s. 22 etkinlik)
ZAMAN VE TAKVİM
a) Takvimlerin Ortaya Çıkışı
·
İnsanlar, zaman içinde yaşanılan gelişmeleri yıl, ay ve
saate göre ayırarak takvimi ortaya çıkarırlar.
·
Takvim düzenlenirken Dünya’nın kendi etrafında bir defa
dönmesi ile geçen zamana “gün”, Ay’ın
Dünya çevresinde bir tur yapması ile geçen zamana “ay”, Dünya’nın Güneş çevresinde bir tur dolanması ile geçen zamana
“yıl” denmiştir.
·
Ay takvimi: Tarihte ilk takvimi Sümerler kullandılar.
Ay yılı esasına göre düzenledikleri takvimi 12 aya bölerek bir yılı 360 gün
olarak hesapladılar.
·
Güneş takvimi: Mısırlıların kullandıkları takvim
ise güneş yılına dayanıyordu. Bir yılı 12 aya bölerek 365 gün olarak hesapladılar.
·
Mısırlıların yaptıkları takvim Roma imparatoru Julius Caesar
(Jül Sezar) ve Papa XIII. Gregorius (Gregoryus) tarafından yeniden düzenlenerek
1582 tarihinden itibaren dünya genelinde kullanılmaya başlandı.
·
Tarih boyunca toplumlar kendileri için önemli olayları
takvimlerine başlangıç yaptılar. İbraniler MÖ 3761 yaradılış yılını, Yunanlılar
ilk olimpiyat oyunlarının yapıldığı MÖ 776 yılını, Romalılar, MÖ 753 Roma şehrinin
kuruluşunu, Müslümanlar ise 622 yılını Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye
hicretini takvimlerinin başlangıç yılı olarak kabul ettiler
b) Türklerin Kullandıkları
Takvimler
·
Türkler tarih boyunca birçok takvim kullanmışlardır:
1.
On İki Hayvanlı
Türk Takvimi:
İslamiyet öncesinde Türklerin kullandığı ilk takvimdir. Güneş yılı esasına göre
düzenlenmiştir. Bir yıl, 365 gün 5 saat olarak belirlenmiştir. On iki yılda bir
devir yapan yılları sayı ile değil, hayvan adları ile adlandırmışlardır. Her yılın
bir adı vardır. Aylar ise sayılar ile gösterilmiştir. Her on iki yıldan sonra yıl
adları, birinci yıldan itibaren başlar. Başlangıçta Köktürk ve Uygurlar tarafından
kullanılan bu takvim zamanla birçok Türk boyu, Çin ve Tibetliler tarafından da
kullanılmıştır.
2.
Hicri Takvim: Ay yılı esasına göre düzenlenen hicri
takvimin başlangıcı hicrettir. ilk kez Hz. Ömer döneminde kullanılmaya başlanan
hicri takvime Kameri (Ay) takvimi de denir. Günümüzde ülkemizde kutsal gün, ay
ve dinî bayramların belirlenmesinde hicri takvim kullanılmaktadır.
3.
Celali
Takvimi: Melikşah’ın
emriyle Ömer Hayyam başkanlığında bir komisyona hazırlatılmıştır. Melikşah’ın
diğer adı olan Celalettin’den dolayı “Celali takvimi” olarak anılmıştır.
Takvimin başlangıç tarihi 1079’dur. Güneş yılı esasına göre belirlenmiştir. Bir
yıl 365 gün 6 saat olarak hesaplanmıştır. Büyük Selçuklu Devleti dışında,
Hindistan’da Babür Devleti tarafından da kullanılmıştır.
4.
Rumi Takvim: Osmanlı Devleti tarafından
kullanılmıştır. Osmanlılar vergilerin toplanmasında ve diğer malî işlerde Hicrî
takvimin bir takım sakıncaları görülünce Rumi takvim yapıldı. Güneş yılına göre
düzenlenen takvimde bir yıl 365 gün 6 saat olarak hesaplandı. Rumi takvim 1839
yılından itibaren bütün resmî işlerde kullanıldı.
5.
Miladi Takvim: Başlangıç tarihi milat (Hz. İsa’nın
doğumu) olan bu takvim ülkemizde 1 Ocak 1926 yılından itibaren kullanılmaya başlandı.
Bir yıl 365 gün 6 saattir. Günümüzde, dünyada en yaygın olarak kullanılan
takvimdir. Güneş yılı esasına göre düzenlenen takvimlerde her yüz yıla “yüzyıl”
veya “asır” denir.
·
TARİHİN ÖNEMİ
a) Tarih Öğrenmenin Amaç ve
Faydaları
·
Tarih, insanların geçmişten ders alıp geleceğe yön
vermelerini sağlar.
·
Tarih, insanlara, vatan ve millet kavramları ile millî
ve kültürel değerleri öğretir.
·
Tarih, millî birlik ve beraberlik anlayışının kuvvetlenmesini
sağlar.
·
Devlet yöneticilerine devletin nasıl yönetileceği
konusunda yardımcı olur.
·
İnsanlara karşılaştıkları durumları tarihî olaylarla bağlantı
kurdurarak mantıklı bir sonuca varma yeteneği kazandırır.
·
İnsanların, aralarındaki sorunları barış yoluyla
çözümlemelerine katkıda bulunur.
b) Atatürk ve Tarih
ü 1924 yılında İstanbul
Üniversitesine bağlı olarak Türkiyat Enstitüsünü kurdu,
ü Atatürk, Türk milletinin tarihini öğrenmesini
ve kendisini tanımasını amaçladı.
ü millî tarih dersleri öğretilmesini
sağladı.
ü 1931 yılında bilimsel çalışmalar
yapılması için Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti (Türk Tarih Kurumu) kuruldu.
ü Ankara’da Dil ve Tarih-Coğrafya
Fakültesinin açılmasına öncülük etti (1936).
ü Atatürk, yaptığı tarih çalışmalarıyla Türk
millî tarihinin büyük ölçüde aydınlanmasını sağladı.
ü Atatürk son olarak mirasının büyük
bir kısmını Türk Tarih Kurumuna bağışlayarak tarihe ne kadar önem verdiğini
gösterdi.
4. TARİHÎ OLAYLARIN
DEĞERLENDİRİLMESİ
·
Tarihî olayı değerlendirirken o dönemin şartları göz
önünde bulundurulmalıdır.
·
Örneğin,
·
Çanakkale Savaşı’nı zor koşullarda kazanılması
5. TARİHÎ OLAYLARIN FARKLI
BAKIŞ AÇILARIYLA DEĞERLENDİRİLMESİ
·
Tarihî olayların değerlendirilmesinde en önemli husus
tarihçilerin olaylara tarafsız yaklaşmalarıdır. Tarihçi, olayları duygusal
yaklaşımlarla açıklamamalıdır.
·
Bunun en önemli kanıtı, Mısırlılarla Hititliler
arasında yapılan Kadeş Antlaşmasıdır. Kendi kaynaklarında; Mısır Firavunu II.
Ramses, kahraman olarak tasvir edilirken Hitit kralı Muvattali savaşı
kendisinin kazandığını iddia eder.
6. TARİHÎ BİLGİLERİN
DEĞİŞEBİLİRLİĞİ
·
Tarihte mutlak değerler yoktur. Tarihçiler geçmişte yaşanmış
tarihî olaylarla ilgili sürekli araştırmalar yapmaktadır. Bu araştırmalar
sonucunda bulunan yeni bilgi ve belgeler, mevcut tarihî bilgilerin değişmesine
yol açabilmektedir.
·
Örnek: Yapılan araştırmalar sonucunda ilk Osmanlı
parasının Orhan Bey döneminde değil Osman Bey döneminde bastırıldığını
göstermektedir.
1. TARİH YAZICILIĞININ
GELİŞİM SÜRECİ
·
Yazının kullanılmaya başlanmasından sonra yapılan
faaliyetlerin kayıt altına alınmasıyla da tarih yazıcılığı başlamıştır. (Örnek;
Hititlerde anallar (yıllıklar), Köktürklerde kitabeler, Osmanlılarda
vakayinameler, Ruslarda kronikler tarih yazıcılığına örnektir.)
TARİH YAZICILIĞININ GELİŞİM
SÜRECİ (ETKİNLİK S 31)
Hikâyeci
(Rivayetçi) Tarih:
·
En ilkel tarih yazma tarzıdır.
·
Hikâyeci tarihin öncüsü Heredot’tur.
·
Heredot yazmış olduğu Historia (Tarih) adlı eserinde Yunan tarihini ve
komşu ülkelerin tarihini hikâye şeklinde anlatmıştır.
·
Anlatılan olaylar yorum yapılmadan verilir.
·
Hikâyeci tarihi masallardan ayıran özellik, bu türün yer ve zaman
belirtmesidir.
Öğretici Tarih (Pragmatik, Faydacı)
·
Geçmişin olaylarından gelecek için ders çıkarma amacı güdülür.
·
Olaylar ve kişilerden ilgi çekici şekilde söz edilerek toplumun ahlaki
bakımdan gelişmesi amaçlanır.
·
Yazar, mensup olduğu millete nasihatlar verir.
·
Öğretici tarih yazıcılığın ilk temsilcisi Thukydides, Peleponnes Savaşları’nın
tarihini yazmıştır
Araştırıcı Tarih
·
Araştırma ve geliştirme yöntemleri kullanılır.
·
19. yüzyıldan itibaren bilimsel tarihçiliğin kullandığı yöntemdir.
·
Araştırmacı tarih olayların nedenlerini, gelişimlerini ve sonuçlarını
sorulara cevap verecek şekilde anlatır.
·
Olaylar arasında sebep-sonuç ilişkisi kurar.
·
XX. yüzyıldan itibaren gelişerek bilimsel özellik kazanan araştırmacı
tarih, günümüz tarih anlayışının temelini oluşturur
2. TÜRKLERDE TARİH
YAZICILIĞI
a) Osmanlılarda Tarih Yazıcılığı:
·
Osmanlı Devleti’nde tarih yazıcılığı devletin başarılarını
ortaya koyar. Padişah ve diğer yöneticilerin hayatları, kahramanlıkları, siyasi
ve askerî zaferleri anlatılır. Bu işleri yapan tarihçilere “şehnameci”
denir.
·
XVIII. yüzyıldan itibaren Osmanlı tarih yazıcılığında
Avrupa’nın etkisi görülür. Bu dönemde şehnamecilerin yerini “vakanüvisler”
aldı. Resmî devlet tarihçisi olan vakanüvisler, daha önceki tarihî bilgileri değerlendirerek
kendi dönemlerinde yaşanan olayları da yazdılar. Kişisel yorumlara pek yer
vermediler.
·
İlk Osmanlı vakanüvisi Mustafa Naima Efendi’dir. Naima,
tarihî olayları kronolojik olarak sıralayıp olaylara sosyolojik yorumlar da
kattı.
b) Cumhuriyet Döneminde
Tarih Yazıcılığı
·
Türk tarihinin kökenlerini eleştirel bir anlayışla
ortaya çıkarmaya çalışıldı.
·
Türklerin kurmuş oldukları uygarlıklar ve bu uygarlıkların
dünya medeniyetine katkıları belgelerle ispatlanmaya çalışıldı.
TARİHİN YARARLANDIĞI BİLİM
DALLARI
1.
Coğrafya: Tarihî olayların tüm yönleriyle aydınlatılabilmesi
için olayın yaşandığı mekânın coğrafi özelliklerinin bilinmesi gerekir.
2.
Arkeoloji: “Arkeoloji”, bir kazı bilimidir.
Özellikle tarih öncesi dönemlerin aydınlatılmasında tarihe yardımcı olur.
3.
Kronoloji: “Kronoloji”, zaman bilimidir. Tarihî
olayların zamanının belirlenmesinde ve sıralanmasında tarihe yardımcı olur.
Olaylar arasında sebep-sonuç ilişkisi kurar.
4.
Antropoloji: İnsan ırklarını fiziksel açıdan
inceleyerek sınıflandırır. İnsanın iskelet, kafatası gibi fiziki özelliklerini
inceleyerek insanlık tarihinin en eski dönemlerinin aydınlatılmasında tarihe
yardımcı olur.
5.
Etnografya: Toplumların yaşayış, gelenek, örf ve
âdetlerini araştırıp inceleyen bilim dalına “etnografya” denir. Özellikle
belgelerin yetersiz olduğu durumlarda, etnografya biliminin verdiği bilgiler
büyük önem taşır.
6.
Paleografi: “Paleografi”, eski yazıların
okunmasını sağlayan bilim dalıdır. Her devirde ayrı yazılar kullanıldığından bu
yazıların okunması önemlidir. Paleografya, tarih boyunca yazıların geçirdiği
evreleri ve özellikleri inceler.
7.
Epigrafi: “Epigrafi”, anıtlar üzerindeki
yazıları ve kitabeleri inceler. Böylece anıt veya kitabenin dikildiği dönemin
sosyal, siyasi ve ekonomik özelliklerinin aydınlatılması konusunda tarihe
yardımcı olur. Epigrafi, çalışmalarını filoloji ve paleografya ile birlikte
yürütür.
8.
Diplomatik: “Diplomatik”; devletlerarası
antlaşma, ferman, berat gibi vesikaları inceler. Devletlerarası siyasi
ilişkiler, yapılan antlaşmalar konusunda tarihe yardımcı olur.
9.
Nümizmatik: “Nümizmatik”, eski paraların
tanınması ile uğraşan bir bilim dalıdır. Paraların üzerindeki resim, şekil ve
semboller sayesinde devletlerin siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik durumları
hakkında bilgilere ulaşılabilir.
10. Hukuk: “Hukuk”, insanların birbirleriyle ve devletle olan
münasebetlerini düzenleyen kurallardır. Hukuk kurallarının incelenmesiyle
toplumların siyasi, kültürel, ekonomik yapıları hakkında bilgilere ulaşmak
mümkündür.
11. Edebiyat: Edebiyat, tarih boyunca meydana gelmiş olayların, günümüze
aktarılmasında tarihe yardımcı olur.
12. Felsefe: Felsefenin tarihî olayları değerlendiren kolu ise
tarih felsefesidir.
13. Sosyoloji: Tarihî olayların geçtiği döneme ait toplum yapısı ve
değer yargılarının bilinmesi, tarihî olayların doğru bir şekilde değerlendirilmesine
yardımcı olur
14. Filoloji : “Filoloji” dünya üzerinde var olmuş dilleri inceler.
Dillerin benzer özelliklerini, akrabalık bağlarını araştırır. Göç
hareketlerinin açıklanmasında, toplumların yakınlık derecelerini ortaya koymada
tarihe yardımcı olur.
15. Ekoloji: “Ekoloji”, çevre bilimidir. Çevre değişikliklerini ve
bu değişikliklerin insan toplulukları üzerindeki etkilerini araştırır.
16. Kimya: “Kimya”, tarihî buluntuların belirlenmesinde tarihe yardımcı
olur. “Karbon 14” metodu sayesinde buluntuların hangi döneme ait olduğunu ve
orjinalliğini kimyasal analizler sonucu tespit eder.
17. Heraldik: “Heraldik”, armaları inceleyen bilim dalıdır.
Armalarda yer alan semboller, kullanıldığı dönemin aydınlatılmasında tarihe
yardımcı olur. (sayfa 42)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder