16 Aralık 2020 Çarşamba

BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ TARİHİ (1040-1157) -1- SELÇUKLULARIN İLK DÖNEMLERİ

 


Selçuklu Ailesi’nin Kökeni

Türkler dünyanın farklı yerlerinde devletler kurmuş olsalar da bu devletlerin birbirinin devamı özelliği göstermektedir. Türklerin kurduğu en önemli devletlerden hiç şüphesiz birisi de Büyük Selçuklu Devleti’dir. Selçuklular adlarını Oğuz Yabgu devletinin subaşı görevinde olan Selçuk Bey’den almıştır.

Oğuz Yabgu Devleri sınırları


Selçuklular Oğuzların yirmi dört boyundan Kınık boyuna mensupturlar. Oğuzlar X. yüzyılda Seyhun ırmağı ile Hazar denizinin doğusu ve Aral gölü arasındaki bölgede yaşarlarken Kınık boyu da buralarda yaşamlarını sürdürüyorlardı. X. yüzyılın başında Oğuz Yabgu devletinde “Yabgu” unvanı taşıyan bir hükümdar hüküm sürerdi. Selçuklu ailesinin  atası olan “demir yaylı” lakaplı Dukak bu devlette güçlü bir asker ve önemli bir siyasi konumu bulunmaktaydı. Oğuz Yabgu devletinin Hazarlar üzerine yapmayı planladığı sefere itiraz eden Dukak Bey’le hükümdar arasında çıkan mücadelede Yabgu, Dukak’ı yüzünden yaralamış; Dukak da Yabgu’yu atına binerken ona gürzle vurarak atından düşürmüştü. Oğuzların beylerinin araya girmesiyle Yabgu ile Dukak Bey barıştılar (875-885). Bir süre sonra Dukak Bey hayatını kaybedince oğlu Selçuk, üstün askeri kabiliyetleri nedeniyle devletin subaşılığına (ordu komutanı) getirilmişti.


Kınık Boyu'nun sembolü


Selçuk Bey’in Cend Şehrine Göç Etmesi

Selçuk Bey’in nüfuzunun arttığını gören Yabgu, hatunun da etkisiyle onu kıskanmaya başladı. Durumun vehametini gören Selçuk Bey, kabilesi ve sürüsüyle Yengi kent bölgesinden İslam dünyası iken Türklerin arasında uç şehri olan Cend şehrine X. yüzyılın son çeyreğinde geldi.

Selçuk Bey’in Cend’e gelişi sıralarında İslam dini Türkler arasında hızla yayılmaktaydı. Selçuk Bey de yanındakilerle siyasi geleceğinin yükseleceği için Şaman dininden İslam dinine geçmiştir. Buhara’nın kuzeyinde bulunan Zondak şehir valisinden kendisine İslam dinini öğretecek din görevlileri talep etti. İslam dinine geçişle birlikte Oğuz Yabgusunun Cend ve çevresindeki müslümanlardan aldığı yıllık verginin ödenmesine “keferelere haraç verilmez” diyerek engel oldu. Daha sonra Yabgu tarafından gönderilen güçlerle çarpışarak bölgede kolayca tutunmaya başladı. Selçuk Bey, Yabgu’nun hakimiyetine buralarda son vererek bağımsız bir beylik kurmuş oldu.

 

 Nur Bölgesinin Yurtluk Verilmesi

Büyük Selçuklarının ilk dönemlerinde ikisi Türk olmak üzere şu  devletler bulunmaktaydı:

ü  Karahanlılar devleti (840-1212); İslam devletinin doğu sınırında yer alan Türk devletidir.

ü Gazne devleti (963-1186); Hakimiyetine Gazne şehrinde başlayan kısa sürede Afganistan, Pakistan ve Kuzey Hindistan’a kadar sınırlarını genişletecek Türk devletidir.


Gazneliler Devleti sınırları
Karahanlılar Devleti sınırları






ü  Samani devleti(819-1005); Maveraünnehir ve Horasan taraflarında egemen olan Fars devletidir.

ü  Büveyhîler devleti(932-1062); Deylem asıllı İran ve Irak’ta hüküm süren bir hanedanlıktır.

ü  Abbasi halifeliği(750-1250); Bağdat merkezli olup son dönemlerinde İrani devlet olan Büveyhi devletinin egemenliğine girmişti.


Büveyhi Devleti sınırları


Selçuk Bey, yapmış olduğu gaza faaliyetleriyle ön plana gelmeye başlamış; Selçuk Bey’in faaliyetlerinden istifade etmek isteyen Samaniler Selçuk Bey’in emrindeki Oğuzlara “uç beyliği”olarak Nur bölgesini Karahanlılara karşı sınırları korumak için yerleşme izni verdiler. Bu izinle birlikte Selçuk Bey’in oğlu Arslan Yabgu (İsrail) yönetimindeki Oğuzların bazıları Nur’a yerleşmeye başladılar.

Karahan devleti hükümdarı Buğra Han El Harun bin Süleyman’ın Samani devleti başkenti Buhara’yı 992’de ele geçirmesi üzerine  Samani Emiri II. Nuh, mağlup olarak Selçuk Bey’den yardım istemek zorunda kalır. Selçuk Bey de Oğuz devlet teşkilatına uygun olarak “Yabgu” unvanına sahip oğlu Arslan Yabgu komutasında ordu gönderdi. Arslan Yabgu’nun ani baskını ve Karahan hükümdarının hastalığının da etkisi ile Karahan kuvvetleri geri çekilmek zorunda kaldılar. Karahanlılar geri çekilirken Oğuzlar, Karahan kuvvetlerine saldırmış ve mallarını yağmalamışlardı.

Karahan hükümdarı İlig Nasr Han, Samanileri tekrar mağlup etmiş 999 yılında Buhara’yı zapt etmeyi başarmıştı. Son Samani emiri Ebu İbrahim  El Muntasır II. Abdulmelik ve diğer hanedan mensupları Karahanlıların merkezi olan Özkent’e gönderildiler. Ebu İbrahim, tutuklu olduğu yerden kaçmayı başararak Buhara’yı ele geçirmeye muvaffak oldu (1000). Ebu İbrahim, Karahanlılarla mücade ederken başarılı olsa da zamanla bu başarısını devam ettiremeyince Arslan Yabgu yönetimindeki Oğuzlara sığınmak zorunda kalarak yardımlarını istemek zorunda kaldı.  Arslan Yabgu komutasındaki kuvvetler yanlarında Ebu İbrahim olduğu halde Karahanlı Subaşı Tegin komutasındaki kuvvetleri Semarkand yakınlarında Kühek denilen yerde mağlup ettiler. Karahan hükümdarı İlig Nasr Han, bu mağlubiyetin intikamını almak için kuvvet gönderse de Semarkand civarında Arslan Yabgu, yine muzaffer oldu (1003). Oğuzlar, bu savaşlarda ele geçirdikleri esirler arasında Karahanlıların on sekiz komutanı için fidye almak için Karahanlılarla görüşmelere gitmeleri üzerine kendisinin Karahanlılara teslim edileceğinden çekinen Ebu İbrahim yanında bin civarındaki askerle , Oğuzlardan ayrılarak Horasan bölgesine gitti. Karahanlılar, Buhara’ya tekrar egemen olmaya başlamaları üzerine Ebu İbrahim, Oğuzların desteği ile Karahanlılar’ı yine Semerkand civarında mağlup etti (1004). Bu en son savaşta Oğuzlar, Karahanlılardan o kadar ganimet elde ettiler ki Ebu İbrahim’i terk ederek bölgelerine gitmeleri üzerine Ebu İbrahim, mücadeleyi devam ettirememiş önce başarısız olmuş sonra vefat etmişti (1005).

1009 yılında yüz yaşını aşmış olduğu halde Cend şehrinde vedat eden Selçuk Bey’in Arslan Yabgu, Mikail, Yusuf ve Musa Yabgu adlarında dört oğlu vardı. Bu kardeşlerden Mikail, babası hayattayken bir savaşta vefat etmiş; bu nedenle Mikail’in iki oğlu olan Tuğrul (Muhammed) ve Çağrı (Davud) Beyler dedeleri Selçuk Bey tarafından yetiştirilmişlerdi.

Samaniler (819-1005): Maveraünnehir ve Horasan’da hüküm süren yerel bir hanedanlıktır. Samanilerin kökenlerinin Türk olduğu iddia edilse de İrani kökenli olduğu genelde kabul edilmektedir. Bu duruma kanıt olarak, Farsçanın zirve dönemini yaşaması ve İranlıların kadim hükümdarları Keyumers’e dayandırmaları gösterilmektedir. Samanilerin atası Samanhudat, İslamiyet’i benimsemiş kendisinden sonra dört oğlu çeşitli valiliklere Abbasi halifeleri tarafından getirilmişlerdi(819). Ordusunun önemli kısmı Türklerden oluşmakla birlikte topraklı üzerinde farklı milletler ve dine inanan insanlar yaşamaktaydı. Zaman içinde Gazne devleti şeklen Samanilere bağlı görünse de Karahanlılar ile Gaznelilerin arasında Samanilerin toprakları paylaşılarak bu devlete son verilmişti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Rumeli’de Hâkimiyet Kurulması

   Rumeli’de Hâkimiyet Kurulması ü  1353’ten itibaren Rumeli’ye geçen  Osmanlılar , yaklaşık bir asır içinde bölgede hâkim güç hâline geldi....