Tuğrul Bey (1040-1063) Dönemi
Tuğrul Bey Nişabur’da tahta geçtikten sonra çeşitli nedenlerle bozulan siyasi düzeni yeniden teşkilatlandırdı. Bu fetihlerden sonra Taberistan ve Cürcan bölgelerini ve buralardaki mahalli hanedanı kendisine bağladı(1041). 1042’de Tuğrul Bey Harezm seferine çıkarken kardeşi İbrahim Yınal Rey şehrini Arslan Yabgu’ya bağlı Oğuzlardan aldı; bu sıralarda Oğuzların başlarında Götaş, Boğa, Mansur ve Anasıoğlu bulunmaktaydı. Rey şehir başkent olarak hazırlanması için İbrahim Yınal tarafından imar edilmişti.
Tuğrul Bey, kardeşi İbrahim Yınal
tarafından karşılandı ve Büyük Selçukluların başkenti resmen Nişabur’dan Rey’e
taşındı. Bu sıralarda Abbasi halifesi Kaim Biemrillah’ın Selçuklulara bağlı
Türkmenlerin İslam ülkelerinde akınlarda bulunmamasını Ebu’l Hasan Ali bin
Muhammed adlı elçisi vasıtasıyla istemişse de Tuğrul Bey, askerlerinin
fazlalığından hüküm sürdüğü toprakların kendilerine yetmediği bahanesiyle
akınları durduramayacağını belirtti.
Selçukluların en başarılı Meliklerinde biri İbrahim Yınal |
1046-47’de Tuğrul Bey’in İsfahan’ı almaya muvaffak olamadığı ancak
İsfahan hakimi Ebu Mansur Feramurz b. Alaüddevle’nin vergiye bağlandığını ve
hutbelerde Tuğrul Bey’in adını zikretmeye başladığını biliyoruz, böylece
İsfahan’da Selçuklu otoritesi benimsenmeye başladığını gösterir. Bu olaylardan
sonra Tuğrul Bey, İbrahim Yınal, Arslan
Yabgu’nun oğlu Kutalmış ve yeğeni Çağrı Bey’in oğlu Kavurd’u Bey’i İran’ın
kalan bölgelerini fethetmekle görevlendirmişti. Selçuklu komutanları;
Büveyhilerin İran toprakları aleyhinde sınırlarını genişlettiler.
Tuğrul Bey Döneminde Anadolu Akınları
Anadolu’ya Selçukluların akın yapma nedeni olarak bölgeyi yurt edinmek
istemeleri ve Türkmenlerin Müslüman ülkelerde yağma faaliyetlerinin önüne
geçmek gösterilir. Bu akınların ilki Çağrı Bey’in 1018 yılında yapmış olduğu
keşif faaliyetidir. Çağrı Bey izinsiz şekilde kendisine bağlı Oğuzlarla Gazne
topraklarından geçip Diyarbakır havzasına kadar uzanması bölgede güçlü bir
otoritenin olmadığının anlaşılmasına neden oldu. Çağrı Bey’in geri dönüş
yolunda Gaznelilerin onu cezalandıracağından endişelenmesi nedeniyle
kuvvetlerini dağıtmış kendisine tüccar kılığında abisi Tuğrul’un yanına
gitmişti.
İbrahim Yınal’ın Rey’e girmesi üzerine Selçuklulara bağlanmak istemeyen
Türkmenler Azerbaycan yöresine yerleşmeye başladılar. Ancak, İbrahim Yınal’ın
onları takip ettiği için Türkmenler Doğu Anadolu’ya girdiler. Bu Türkmenler Boğa
ve Anasıoğlu komutasındaki 10 bin kişilik kuvvetle Amid’i (Diyarbakır) işgal etmeye muvaffak oldular. Buradan Mardin
ve Meyyafarıkin (Silvan) bölgelerine akınlar yapmaya başladılar. Cizre (Ceziret’übni
Ömer) hakimi Mervanilerlen Süleyman bin
Ahmet bu akınları durdurmak için Türkmenlerin yöneticilerinden Oğuz oğlu Mansur
ile anlaştı. Bu anlaşmaya göre Mansur kışı burada geçirdikten sonra kendi
idaresindeki Türkmenlerle Kuzey Suriye’ye akınlarda bulunacaktı. Ancak,
Süleyman bin Ahmet anlaşmayı ihlal ederek Mansur’u tutuklatınca Türkmenler
başsız kaldığından önce dağıldılar daha sonra tekrar toparlanıp Musul’a doğru
yürüdüler. Musul hakimi Ukayl oğlu Karvaş ve ona yardıma gelen Amid emiri
Nasırüddevle’i bozguna uğrattılar. Kaçanları takip ettikleri gibi Nusaybin ve
Sincar taraflarına girmeyi başardılar. Nasırüddevle Türkmen baskısından
kurtulmak için Mansur’u bıraktırmak zorunda kaldı. Yapılan yeni anlaşmaya göre,
Türkmenler çekilecekti ancak Türkmenler Musul’a egemen olmaya başladılar
(1043).
Türkmenlerin Anadolu ve Irak
taraflarındaki bu hareketleri yerel hanedanlar olan Ukayl, Mervan ve Büveyhi
sultanı Celalüddevle’nin Tuğrul Bey’e şikayette bulunmalarına neden oldu.
Tuğrul Bey, başına buyruk hareket eden Türkmenlerin cezalandırılacağını
söyledi. Tuğrul Bey de Türkmenlere İslam memleketlerinde akınlarda
bulunmamalarını Azerbaycan’a dönmelerini Türkmen emirlerine de Bizans
taraflarına yapılacak gaza faaliyetine katılmalarını emretti. Tuğrul Bey’in isteği
doğrultusunda Türkmenler Göktaş ve Mansur emrindeki Türkmenler Murat nehrini
geçerek Ermeni topraklarına girmişlerdi. Ermeni şehir ve köylerinde akınlar
yaparak Van valisi Stefanos’tan Azerbaycan gitmek için topraklarından geçme
izni istediler. Stefanos, onlara izin vermeyerek onlara saldırınca mağlup ve
esir düştü.
Türkmenler bu akınlar sayesinde önceleri Selçuklu egemenliğe girmek
istemezken Selçuklu devletinin egemenliğine girmiş ve Anadolu’ya yapılacak
bütün akın faaliyetlerine katılmışlardı. Tuğrul Bey’ amcasının oğlu Musa
Yabgu’nun oğlu Hasan’ı Anadolu üzerine sefere gönderdi. Hasan, Vaspourakan
topraklarına girerek akınlar yapmaya başladı. Vaspourakan hakimi Aran Gürcistan
valisinden yardım ister. Bu kevvetler Bizans ordusuyla birleşip Selçuklu
kuvvetleriyle Büyük Zap suyu keneraında karşılaştılar. Mücade başladıktan bir
süre sonra Bizans kuvvetleri sahte bir çekilme yaptılar. Bizans kuvvetlerinin
yenildiğini düşünen Türkmen kuvvetleri ganimet toplama telaşına düşünce pusuya
düşmüş oldular (1047). Başta hanedan üyesi Hasan olmak üzere Türkmenlerin
önemli bir kısmı katledildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder