1 Ocak 2021 Cuma

BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ TARİHİ -13-ALP ARSLAN DÖNEMİ - MALAZGİRT ÖNCESİ-SELÇUKLU EMİRLERİNİN ANADOLU FAALİYETLERİ

Selçuklu Emirlerinin Anadolu Faaliyetleri

Sultan Alp Arslan devlet içinde isyanları bastırdıktan ve düzeni sağladıktan sonra kendisine bağlı komutan ve emirlerin Anadolu’ya seferleri tekrar başladı. Sâlâr-i (Farsçada kumandan) Horasan adlı bir kumandan Amid (Diyarbakır)’de bulunan Tulhum kalesini kuşatsa da başarılı olamayarak Siverek üzerine yürüdü ancak burada bulunan Bizans’a bağlı Frenk askerleri tarafından püskürtüldü. Sâlâr-i Horasan, yardımcı kuvvetler tarafından güçlendirilmiş ordusuyla bu sefer Urfa’yı kuşattıysa da yine başarı sağlayamadı. Urfa’ya tekrar akınlar yapan Sâlâr-i Horasan, bu sefer beş bin kişilik Bizans kuvvetini yenmeyi başardı. Ardından 1066 yılı başında yine Amid kalesi önüne geldi. Amid hakimi Mervanilerden Nizamüddin, şehir kapılarını kapattı. Nizamüddin’in veziri Ebu’l Fazl İbrahim, Salar-i’ye otuzbin dinar karşılığında şehir durlarından ayrılmaya ve kendisini bu durumu görüşmek üzere şehre davet etmiş ancak tuzağa düşürülen Sâlâr-i Horasan, öldürülmüştü.

Malazgirt Savaşı öncesi (temsili) Selçuklu akınları


1066-1067 yılında Hacib Gümüştekin yanında Afşin, Ahmetşah gibi Türk beyler olduğu halde Anadolu’ya girdi. Bu Selçuklu kuvvetlei Amid’deki Tulhum’a ulaştıktan sonra El Cezire’de bulunan Nizip’i kuşatmışlar ancak mukavemet karşısında Hısn-ı Mansur (Adıyaman) taraflarına indiler. Bu arada Selçuklu akınlarına karşı koymak için Bizans on bin kişilik bir kuvvetle Selçuklulara saldırsa da komutanları Arvondanos esir düştü.  Gümüştekin ve beraberindeki kuvvetler ganimet ve esirlerle hareket merkezleri Ahlat’a geri döndüler. 

Selçukluların Anadolu'ya harekat merkez üssü Ahlat, Van Gölü çevresinde yer almaktadır.


Türk komutanlar arasında başlayan münakaşada Afşin, Gümüştekin’i öldürmiştü. Afşin, Gümüştekin’in öldürülmesine sultan Alp Arslan’ın kızacağından korkup kendine bağlı kuvvetlerle batı yönüne giderek Fırat Nehri’ni geçmiş Afşin’in kuvvetlerinin bir kısmı Antep civarına diğeri Antakya’ya ulaşmıştı.

Afşin bu başarılardan sonra Malatya üzerine yürüdü. Onu karşılayan Bizans ordusu dayanamayarak dağıldı. Afşin bu sefer Kayseri’ya ulaşarak burayı da ele geçirdi. Afşin, Karaman bölgesine de akınlar yaptıktan sonra Toros dağlarını aşıp Adana ve Seyhan taraflarına ulaşmış ardından merkez üssü Halep’e ulaşmıştı. 1068’de Afşin Antakya, Antep, Halep taraflarında yeni istila hareketi başlattı. Bu büyük başarılardan sonra sultandan kendisini affeden mektubunu alınca yüzbin altın ve hediyelerle sultan Alp Arslan’ın yanına gitmek için hareket etti.

Malazgirt savaşı öncesi Anadolu akınları yönü


Sultan Alp Arslan’ın İkinci Kafkasya Seferi ve Romanos Diogenes’in Anadolu ve Suriye Seferi

Sultan Alp Arslan, 1067 yılı içinde büyük bir orduyla Horasan’dan ayrılarak ikinci defa Aras nehrini geçerek Azerbcaycan’daki Şeki şehrine girdi. Sultan’a bağlı öncü kuvvetler komutanı Savtekin, farklı hanlıklardan oluşan Şeki bölgesini ele geçirirken Ahastan adlı yerel bir yönetici sultana bağlılık arz ederken İslam dinini kabul etmişti. Gürcü kralı IV. Bağrat ise savaşmaya yanaşmayarak kaçtı. Tiflis’in ele geçirilmesi ile Gürcü kral, sultana bağlı olmayı ve vergi vermeyi kabul etti. Tiflis ve Gence tarafları Fazluya’nın yönetimine verilerek Selçuklulara bağlı bir emirlik kurduruldu. Sultanın asıl amacı Anadolu’da ordunun başında fetihlerde bulunmaktı. Ancak Selçuklukarın doğusunda bulunan Batı Karahanlı hükümdarı Ebu İshak I. İbrahim b. Nasır’ın vefatı ile meydana gelen olaylar sultanın geri dönmesine yol açtı. Sultan geri çekilirken emirlerine ve kumandanlarına akınlara devam etme emrini vermişti. Bu kumandanlar arasında Er Basğan ve Emir Sanduk da vardı.

En güçlü dönemlerinde Doğu Roma (Bizans)


Bizans imparatoru X. Konstantinos Dukas’ın ölümünden sonra imparatoriçe Eudokia artan dış baskılar karşısında Bizans’ın önde gelen kumandanlarından Romanos Diogenes ile evlenerek iktidarı ona vermişti. 1068 yılı içinde iyi savunulmayan Anadolu’yu Selçuklu akınlarına karşı korumak amacıyla IV. Romanos (Romanos Diogenes) kendi memleketi olan Kapadokya ve çoğunluğu Norman, Frank, Oğuz ve Peçenek ücretli askerlerinin teşkil ettiği kuvvetli bir ordu toplayarak harekete geçti. 

Doğu Roma imparatoriçesi Eudokia 


Suriye taraflarına yönelen imparator, Kayseri yakınlarındayken Selçuklu akıncılarının kuzeyde Tokat ve Niksar’da  olduklarını öğrenir öğrenmez onları takibe koyuldu. İmparator akıncıları Divriği yakınlarında mağlubiyete uğrattıktan sonra Maraş taraflarına indi. Bu bölgede bulunan Selçuklu akıncı emiri Has Yınal mukavemet gösterince Bizans ordusu Kuzey Suriye’de Halep yakınlarındaki Menbiç’i kuşattıktan sonra ele geçirdi. Bu kuşatma devam ederken Hanoğlu Harun ve Halep Emiri Mahmut kumandasındaki Türk ve Arap kuvvetlerin karşı tarruzu sonuç vermemişti. Bizans imparatoru kalabalık ordusunun beslenme sıkıntısı nedeniyle zayiat vermemek için Torosları aşıp Orta Anadolu’ya girdi. İmparatorun Halep taraflarındayken Ahlat’ta Afşin ve Ahmetşah  kumandasındaki Selçuklu kuvvetleri Orta Anadolu’ya uzanan akınlar yaptılar. İmparator da kış yaklaştığından İstanbul’a dönmek zorunda kaldı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Rumeli’de Hâkimiyet Kurulması

   Rumeli’de Hâkimiyet Kurulması ü  1353’ten itibaren Rumeli’ye geçen  Osmanlılar , yaklaşık bir asır içinde bölgede hâkim güç hâline geldi....