14 Temmuz 2021 Çarşamba

BÜYÜK İSKENDER VE HELENİZM -4-

İskender’in Hindistan Seferi

·         Dünya’ya egemen olma fikri antik dünya devletlerinden Asur, Babil ve Hititler’de de vardı. İskender aslında fetih yaparken fethettiği milletleri köleleştirmek ve sömürmek değil de bütün milletlerin eşit olduğu kültürel kaynaşmanın sağlanmış olduğu bir anlayışa sahipti. İskender; sırayla Yunanistan, Anadolu, Suriye, Filistin, Mısır, Babil, Persis, Baktriya ve Sogdiyana bölgelerini ele geçirip birleştirdikten sonra sıra Hindistan’a gelmişti.  Sind (İndus) hakimi Taxiles, İskender ile diplomatik ilişki kurmuştu. Aslında Hindistan’ın kuzeyindeki dağlarla Asya kıtasındaki diğer bölgelerden ayrı olarak farklı bir kültür kıtası sayılmaktadır. İran düzlüklerinden Hindistan’a iki ayrı geçitten geçilebilir.

Sind eyaleti günümüzde Pakistan'da yer alır.


                                 i.            Bolan geçidi; Sind nehrinin aşağı tarafında güneyde yer almaktadır.

Bolan geçidi


                               ii.            Hayber geçidi; İç Asya ile Hindistan karasını birbirine bağlayan geçittir. Bu geçitte Persler, Makedonlar, Maurya, Baktriya ve Partlar da egemen oldular. Geç dönemlerde de İngilizler de bu geçidi kullanarak Afgan topraklarını ele geçirmişlerdi. İskender de bu geçidi kullanmayı seçmiştir.

·         İskender, Hindistan’a giderken ordusunu tekrar düzenlemiş takviyelerle 120.000 askerin var olduğu belirtilmektedir ki bu sayı İskender’in Makedonya’dan getirdiği askerlerin dört katı oluyordu. İskender, ordusunda artık sadece Makedon, Yunan değil Persli ve Baktriyalıları da görevlendirmişti. Antik dünyanın arkasında Okenos sahillerine ulaşılacağına inanıldığından amiral Nearhos(Nearchus)  da sefere çağrılmıştı.

Nearhos(Nearchus) 


·         Nearchus’un seferi

·         İskender’in Hint seferini takiben İndus nehrinden Basra körfezinde Dicle nehrine kadar sefer yapmıştır.

·          İskender’in Filip’ten sonra başa geçmesi üzerine Nearchus, Likya ve Pamfilya satrabı olarak görev yapmıştı. Nearchus, Ege denizinde Perslere karşı koyması İskender’in Fenike, Mısır ve Babil’de rahat etmesini sağlamıştı. İskender’in Hydaspes’te kurduğu donanmasının başına Nearchus getirildi. MÖ 326-325’te İndus nehrinde başarılı seferler yaptı. Emri altında 20.000 gemiciyle Basra körfezine giden filo komutanlığı da yapmıştır. Nearchus’un seferindeki notları Strabon’un Coğrafya kitabına kaynaklık da edecektir. Hindistan’ın sınırları, büyüklüğü, nüfusu, faunası, florası, kültürü ve askerlik durumunu anlatmaktadır. Nearchus, Arapların yaşadığı ülkeleri keşfetmiş, bu arada Umman’a ulaşmıştı. Umman da Perslerin bir satraplığı idi. Bahreyn adasına da ulaşılmış hatta bu adaya Tylos denmiş ve adada olimpiyatlar da düzenlenmişti. Arapların Güneş tanrısı Şems (Şemş) Zeus’la eşdeğer görülmüştü.

 

·         Hayber Geçidi’nin ele geçirilişi MÖ 327

·         İç Asya’daki barış sağlandıktan hemen sonra Hindistan’a ulaşmak için Hindikuş dağlarını aşmaya başlamış burada daha önce kendi adıyla kurmuş olduğu şehre gelmiş ancak gevşek yönetimleri nedeniyle yerli satrap ve Makedon komutanı görevden almış ve çevredeki kuzey Hint mihraceleri bağlılık arz etmişlerdi. Burada yeni kurulan Nikaya (zafer) şehrinde son hazırlık yapılarak Kabil nehri boyunca ilerlemek için Hayber geçidini kontrol altına almak ve Sind nehrine ulaşıp burada köprü kurmak ilk hedef olarak belirlendi. Hayber’in kontrolü çok önemliydi. Çünkü İskender’in kuzeyde kalan birlikleri ile yerli kabilelerin geçide saldırı sonucunda bağlantı kesilebilirdi.

Hayber geçidi, Afganistan ile Pakistan'ı bağlar


·         Bu bölgedeki sarp vadilerde yaşayan Aspasiler ile yapılan mücadelede ilerdeki Mısır kralı Ptolemayos yaralansa da şehir ele geçirildi. Andaka şehri teslim oldu. Gorüdale şehri yöneticileri ve halkıyla dağlara kaçmadan şehri yakmışlardı. Gorüdale’nin yöneticisi Ptolemayos tarafından sonradan öldürüldü. Kabil vadisini kontrol altına almak için Arigayon şehrinin de alınması gerekmekte idi fakat halk Gorüdale’de olduğu gibi dağlara kaçmış İskender de onlarla savaşmak zorunda kalmıştı. Zaferde 40.000 esir ve 230.000 hayvan ele geçirilmiş ayrıca dağ kavimlerinin hazineleri de ganimet olarak elde edilmişti.

·         Bu bölgelerden daha doğuda bulunan Kaşmir hükümdarı Abisares, Asaken denilen kavimden yardımcı kuvvetler alarak İskender’e karşı koymuştu. Bunların en güçlü kaleleri olan Masaga’yı kuşatması dirençle karşılansa da nihayetinde burası ele geçirilmişti. İskender’in komutanlarında Hefaystion Kabil nehri güneyindeki dağlık bölgeyi ele geçirmiş ve bu şekilde Hayber geçidi emniyet altına alınmıştı. Bu ele geçirilen bölgeler stratejik konumları nedeniyle ayrı satraplık olarak başına bir Makedonyalı görevlendirilmişti.

 

İskender'in seferleri

·         Aornos Kalesi MÖ 327

·         Büyük İskender’in Hint seferi esnasında Pencap’ta hüküm süren Taxiles (gerçek adı Ambhi idi)  adında yerel bir kral vardır. Bu kral İskender’e müttefik olarak bölgeyle ilgili bilgiler de ulaştırmaktadır. Taxiles, komşuları olan düşmanlarına karşı İskender’le diplomatik ilişki kurarak 30 fil ve 700 atlı ile birlikte İskender’e bağlılık sunmuştu. İskender’in seferlerine de asker vererek destek de vermişti. Taxiles’in düşmanı olan Porus, İskender’in araya girmesiyle barıştırıldılar. Tarihçi Plutarch, Taxiles’in hüküm sürdüğü toprakların Mısır kadar geniş olduğunu söylemektedir.

·         Taxiles’in hüküm sürdüğü toprakların doğusunda Kaşmir kralı Abisares, güneyde Hydaspes(Celum)nehri çevresinde Poros’un hüküm sürdüğü Paurava ülkesi vardı. Abisares ve Poros,   Taxiles’e karşı ittifak etmişlerdi. Taxiles, bunun etkisiyle İskender’le ittifak kurmuştu. Bu ittifak sonucunda İskender, Hydaspes nehrine kadar toprakları ele geçirmişti. Ancak Peşaver’in kuzeyinde Asaken’lerin çok güçlü kalesi bulunuyordu. Bu kale de Abisares’e üs görevi vererek İskender’in ordusunu taciz ediyordu. Makedonlar bu kaleye Aornos( Avarana) demekteydiler. Bu kale tepenin üzerinde çok sarp bir kale idi. İskender, Sind nehri gerisinde Krateros komutasında ordusunu görevlendirerek kendisi hafif kuvvetlerle kalenin eteğinde bekledi. Kale Ptolemayos’un ve İskender’İn taarruzu sonucunda ele geçirildi. Kale, Hint prensi Sisikotos yönetimine verildi. Böylece Abisares’in saldırı yapabileceği yer emniyet altına alındı.

 

Temsili Taxiles

·         Hydaspes(Cihelum) Savaşı MÖ 326

·         İskender, Sind nehrini geçerek Taxiles’in merkezi Taksila’ya törenle karşılanarak girdi. İskender, müttefiki olan Taxiles’e ele geçirdiği toprakların bir kısmını verdi ve kendi sefere devam ederken arkasını emniyete almak için burayı askerleriyle yerleştirerek tahkim etti. İskender, Taksila’da iken Abisares’in gönderdiği elçiler ona hediyeler sunarak diplomatik ilişki kurmak istedilerse de bu durum fazla önemsenmedi. Bu sırada Hint kralı Poros İskender’e karşı savaş hazırlıklarını tamamlamıştı. Poros’un kuvvetleri Makedon kuvvetlerini dar bir geçitte durdurmaya çalışmaları başarısız oldu. İskender, nehir yolunu takip ederek Hint kuvvetlerinin onu takip ederek yorulmalarını sağlamıştı. İskender, Hydaspes nehrinin kavis yaptığı iki uç arasında ordusunu hareket ettirerek Hintlileri kendisini takip etmek için öbür kıyıda daha fazla yorulmalarını planlamıştı. İskender böyle davranarak Hintlilerin Makedon kuvvetlerinin karşım kıyıya geçmesinin mümkün olmadığı zannetmelerini sağlamıştı. Bu arada Abisares’in kuvvetli bir orduyla kuzey yönünden İskender’in olduğu yere gelmek üzereydi. Bu nedenle Abisares’in ve Poros’un kuvvetlerinin birleşmesinin önüne geçmek için ordusunu üç kısma bölerek nehrin karşı tarafına geçmeye karar verdi.

Hydaspes, İskender'i en çok zorlayan savaş



·         Ordunun birinci kısmı Krateros’un komutasında geçidi tutacaklardı. Ordunun ikinci kısmı bizzat İskender’in komutasında nehir boyunca kuzeye yönelerek alçak bir sıradağ arkasında siper alarak karşıya geçmek için hazırlık yapıldı. Ordunu üçüncü kısmı ise general Melagros komutasındaki piyade askerleriydi. İskender, kapkaranlık ve yağmurlu bir gecede sallar ve kayıklarla orduyu öteki tarafa geçirmeyi başardı. Gerçekleşen ilk karşılaşmada Hint kuvvetleri imha edildi. Poros ise öncü kuvvetlerinin yenildiği haberini alınca asıl ordusuyla saldırı emrini verdi. İskender’in süvari birlikleri daha üstündü.Bu nedenle savaşın ikinci kısmında da İskender üstün durumdaydı. Ancak devam eden mücadelede Poros’un filleri Makedonların piyadelerine üstünlük sağladı. Bu geçici başarı üzerine Poros süvarilerini sürünce zaten üstün olan Makedon süvarileri bu sefer de Poros’un süvarilerinin büyük kısmını imha etti. İskender’in müttefiki Turani kavimlerin süvarileri ve özellikle okçularının isabetli atışları sonucunda Poros’un fillerini tuzağa düşürerek tasfiye ediyorlardı. Bu sırada İskender’in ordusunun diğer kısımları Melegras’un süvarileri yardıma gelmiş ardından Krateros’un kuvvetleri nehri geçerek İskender’e avantaj sağlamıştı.

·         Poros, kalan ordusunu çekerek doğuda mevzi elde etmek istemesini İskender’in yardıma gelen kuvvetleri önlediler. Poros’un iki oğlu bile öldürülmüştü. Poros, teslim olmak zorunda kalmıştı.

·         Rivayete göre İskender, Poros’a “Sana nasıl davranılmasını istersin?” sorusuna “Kral gibi” cevabını alan İskender Poros’a “O halde krallığını sana bırakıyorum ancak onu büyütmeyi üzerime alıyorum.” Cevabını verir.

·         Poros, teslim olduktan sonra İskender tarafından ele geçirilen bölgelerden Pencap’a kadar doğu sınırına kadar olan ülkelerin kralı olarak tanındı. Poros, müttefik oldu ancak bağımsızlığı devam etti.

·         İskender, Hydaspes nehrini geçerken Bukefalos adlı atı adına Bukefelaya şehrini ve zafer kazandığı yerde ise ikinci Nikaya (Zafer) şehrini kurmak için Krateros’u görevlendirdi.

 

·         Adına şehir kurulan At

·         Büyük komutanların önemli atları vardır. İskender henüz çocukken Bukefalos adlı atla karşılaşır. İskender’in babası II. Filip’e tüccarlar en iyi atları satmaya getirilerdi.Ancak Bukefalos hırçındır. İskender, babasından izin alarak bu ata binmek istemiştir.  Babası ata binmenin zor olduğunu ancak oğlunu da kırmak istemediği için İskender’in denemesine izin vermiştir. İskender, atı gözlemlerken atın kendi gölgesinden korktuğunu fark etmiş olduğu için ata yavaşça yakınlaşarak atın yerini değiştirerek sakinleşmesini sağlamış bu arada ata binmiştir. At hırçın olduğu için İskender’i atmak istese de İskender, atla konuşarak atın güvenini sağlamıştır. II. Filip, oğlunun atı sakinleştirerek ata bindiğini görünce “Git kendine bir yeni bir krallık bul, burası senin için çok küçük” diyerek onun yeteneğini fark etmiştir. İskender, Hydaspes nehrini geçerken Bukefalos adlı atı ölmüş bu nedenle çok sevdiği atına ithafen Bukefelaya şehrinin kurulmasını sağlamıştır.

Temsili İskender'in atı


·         İskender, Poros’la savaşından sonra dünyanın en doğusuna gitmek amacı taşıyordu. Doğu yönünde ilerlerken topraklarından geçtiği kavimler bağlılık gösteriyorlar. Bağlılık göstermeyen kavimlerin üzerlerine kuvvetler gönderilerek krallığa bağlanıyordu. Ancak bölgede bulunan Katay denilen toplum karşı koymuş ancak Poros’un desteği ile mağlup edilebilmişlerdi. Poros’un kazancı da ele geçirilen yerler kendisine veriliyordu. Fegevs adı verilen bir kralın yönetimindeki ülke bağlılık gösterince Fegevs kral olarak tanındı. Ancak Fegevs, daha doğuda 12 günlük yolculuktan sonra zengin ülkelerin olduğunu söyledi. İskender hakkında bilgi edindiği Ganj nehrine gitmek istedi ancak dünyayı çevreleyen okenos ile ilgili bir bilgi edinmedi.

 

·         İskender ve ordusu sekiz yıl önce ve 1.800 km yol katetmiş olduğu için ruhen çökmüşlerdi. İskender, ordusuna Hüfasis nehrini geçmeyi emretse de Makedon askerler isyan halinde olmasalar da memleketlerine gitmek istedikleri için kıpırdamadılar. İskender, çok istediği dünyanın en doğusuna gitme amacına ulaşamamış ancak Makedonya’ya da geri gitmek istemediği için savaş meclisine başvurmuştu. İskender, Makedon askerleri terhis edip yeni birliklerle devam etmenin zor olduğunu da görmüştü.  Savaş meclisinin kararını kabul ederek geri dönüş emri verdi. Asya seferinde en doğuya geldiği noktaya 12 kule yaptırarak dönüş yoluna başladı.

·         Mal kavmiyle savaş

·         Hüdaspes nehri üstünde İskender, donanma oluşturulması için emirler vermiş donanma komutanlığına da Nearhos(Nearchus) getirilmişti. İskender MÖ 326’da daoğuya yapacağı sefer amacına ulaşamayınca güney okyanusa ulaşmayı amaç edindi. Önemli kuvvetlerle donanma hareket etti. Donanmaya kıyıdan refaket eden iki ordu birliğinin başına Krateros ve Hefaystiyon getirildi. Nehrin Akesines’e döküldüğü yerde Poros’un yenemediği iki kavim Mal ve Oksüdrak kavimleri vardı. İskender, kendisine karşı bu iki kavmin birleşmesinin önüne geçmek için Mal’lara karşı harekete geçti. İskender’in rakipleri onu nehir ağzından beklerlerken İskender, çölün içinden geçerek onları şaşırtmıştı. Onların başkentine sürpriz saldırı düzenlerken kendisi okla yaralanmış öldüğü haberi yayılınca yaralı şekilde askerlerine görünerek savaşmalarını sağlamış Mal’ların yenildiğini gören Oksüdrak’lar bağlılık göstermek zorunda kaldılar. Buralarda Kuzey Hindistan’ın güney satraplığı yapılıp başına Makedonyalı getirildi.

·         Sind nehri seferi MÖ 325

·         Ordu Sind nehrinden geçerken yerli kavimler engeller çıkarmış bu nedenle İskender bizzat kıyıdan ayrılıp onları itaata zorladı. Muşika devletinin kralı Musikanos itaat etmek durumunda kaldı. Sonuçta Sind nehri civarındaki bölgeler ele geçirilmiş oldu. Sind deltasının en güney noktası olan Patala şehrine ulaşıldı. Buraya Makedon satrap tayin edildi. Burada donanma komutanına gemi araçları sağlandı. I. Darius’un izniyle Skülaks adlı amiral Kabil nehrinden Sind nehrine gemilerle seyahat etmiş ancak Nearhos bu başarıyın tekrar etmesi gerekiyordu.

Sind (İndus) nehri konumu


·         İskender’in Geri Dönüşü MÖ 325

Doğu Belucistan’dan harekete geçilmiş, burada güvenlik için İskender’in adıyla yeni bir şehir kurulmuştu. Gedrosiya çölünü geçilmesi orduyu yıprattı. Susuzluk ve yiyecek sıkıntısı baş gösterince İskender askerlerine cesaret vermesi için yaya olarak en önce yürümüştü. Krateros, çöl geçildikten sonra orduya katılmış ardından donanma komutanı Hürmüz tarafında İskender ordusunun yakında olduğunu haber alarak ona görünüp moral vermiş oldu. İskender, Susa şehrine ulaşarak ülkeye yeniden düzen vermeye başlayacaktı.

Belucistan


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Rumeli’de Hâkimiyet Kurulması

   Rumeli’de Hâkimiyet Kurulması ü  1353’ten itibaren Rumeli’ye geçen  Osmanlılar , yaklaşık bir asır içinde bölgede hâkim güç hâline geldi....