İBRANİ-İSRAİL/YAHUDİ
TARİHİ
İbrani
kelimesinin kökeni Nuh peygamberin oğlu Sam’ın torunlarından biri olan Aber
(Eber) adlı kişiden türediği kabul edilir. İbrani kelimesi ilk defa Tevrat’ta
“İbri” olarak geçmekte ve İbrahim peygamberi işaret etmektedir. İbrahim’e İbri
denmesi “öteki taraf” anlamına geldiği ve İbrahimin de tek tanrılı din
benimsediği genellikle düşünülür. İbrani kelimesi Arapçada “İbr”, nehir kenarı
anlamına geldiği için de bu kelimenin burada yaşayan halkı isimlendirmede
kullanılmış olabilir. Her halukarda İbrani kelimesi daha çok bir milli
topluluğu ifade etmektedir. İbranilerin büyük olasılıkla Aramilerle (Aramlar)
akraba oldukları ve Kenan bölgesine geldikten sonra İbranice dilinin ortaya
çıktığı da söylenir.
İbranilerin vaat edilmiş toprakları
İbrani
kelimesi genellikle Yusuf ve Musa dönemlerinde yaygın kullanılırken daha
sonraları özellikle krallık dönemleriyle birlikte İsrail kelimesi kullanılmaya
başlanır. Kuran’da Yahudi kelimesi
İsrailoğullarını ifade etmektedir. Yahudi kelimesi Arapça’da Allah’a tövbe etme
anlamında “tövbe dip de tanrıya dönme”ktir. Yahudilere bu adlandırmanın
yakıştırılmasında Musa döneminde buzağı heykeline taptıktan sonra pişman olmayı
ifade eder. Yakup peygamberin oniki oğlundan Yahuda’ya ithafen de ortaya çıkmış
olabileceği de düşünülmektedir. Zamanla Yahudi kelimesi Davut tarafından
güçlendirilen İbrani krallığından sonra ikiye ayrılan Bünyamin ve Levi
kabilelerinin soyundan gelen Kudüs merkezli Yahuda devleti anlamında
kullanılmıştır. Demek ki başlarda kişi ve aile olarak kullanılan kelime
sonraları bir milleti ifade eder hale gelmiştir.
Makedon
kralı Büyük İskender, Filistin bölgesinde egemenlik sağlar. Filistin bölgesi bu
dönemlerde “Palestina” olarak bilinmektedir. Yahudiler bu bölgede yaşayan halka
“Palishtin” adını vermişlerdi. Yahudiler kendilerinin bölgede en eski toplum
olduklarını iddia etseler de tarih öncesi dönemlerden itibaren burada
yerleşimler bulunmaktadır. Yahudilerin kutsal kitaplarında vaat edilmiş toprak
(arz-ı mev’ut) olarak geçmektedir. Yahudilerin peygamberi Yakup(İsrail)
dolayısı ile kendilerine İsrailoğulları (beni İsrail), peygamber Musa dolayısı
ile Musevi, Peygamber Süleyman’dan sonra da Yahudi olarak anılmaktadırlar.
İskender ve devletinin sınırları
İbranilere
göre Yahudi tarihi MÖ 1750’de başlar. Ancak, Kültepe (Asur tabletleri)
tabletlerine göre büyük olasılıkla “Habirular” diye anılırlar. Kuzeyde yaşayan
Sami halkının atası İbrahim Peygamber’in soyundan geldiklerine inanırlar.
Yahudiler, İbrahim’in dininin sadece kendilerine gönderildiğine inanmaktadırlar.
İbrahim peygamberin İsmail ve İshak adlı oğulları kutsal kitaplarda adları
geçer. İshak’ın Esav ve Yakup adlarında iki oğlu vardır. İshak’tan sonra
Yakup(Tanrı Yehova tarafından İsrail olarak anılır.) peygamber olmuştur.
Yahudiler, aynı samanda kendilerinin Nuh’un oğlu Sami’nin soyundan geldiklerine
inanmaktadırlar.
Kutsal
kitaplarına göre Hz İbrahim, Babil bölgesinde bulunan Ur şehrinde yaşarken
kendi soyuna “vaat edilmiş toprak”ları kendisine verdiğine inanılır. Ancak bu
topraklar Nil ve Fırat nehri arasında yaşayan Kananiler, Keniziler, Kadmoniler,
Hettiler, Perizziler, Refailer, Amoriler, Girgaziler ve Jebusiler toplumlar
vardır. Bölgeye gelen İbraniler özellikle Kenaniler ile mücadele ve kuraklığın
da etkisiyle Mısır’a göç etmek durumunda kalmışlardır.
Hz
İbrahim, İbranidir. Onun oğlu Hz İshak ve İshak’ın oğlu Hz Yakup ile birlikte
İsrailoğulları ortaya çıkmıştır. Yahudi inanışına göre Hz Yakup, “tanrı ile
güreşen” anlamına gelen İsrail olarak tanındı. Onun oğulları (büyükten küçüğe);
Ruben(Reuv(b)en), Şimeon, Levi, Yahuda (İlk dört
oğlun annesi Lea’dır), Dan, Naftali (
anneleri Rahel’dir.) , Gad, Aşer ( anneleri
Zilpah’tır) İssakar(annesi Lea’dır) , Zenbulun
(veya Zevulun, annesi Lea’dır), Yusuf, Bünyamin (son iki oğlun da anneleri Rahel oldu.) Yakup’un oğulları Oniki kabile olarak İsrailoğulları
adını almıştır.
Yakup
oğulları ve kabilise ile Kenan ülkesinde yaşardı. Kardeşleri tarafından
kıskanılan Yusuf, kuyuya atılarak babasına onu kurdun yediği söylenir. Ancak
Yusuf, Medyanlı tacirler tarafından bulunarak Mısır’da köle olarak satılır.
Yusuf yaptığı rüya tabirleri ile dikkat çeker.
Yakup peygamber’in oğlu Hz Yusuf, antik Mısır hükümdarı firavun vekili olmuş ve zamanla Yahudilerin nüfusu hem artmış hem de zengin olmuşlardı. Büyük olasılıkla Mısır’da Mö 1600’lerde Hiksos egemenliği vardı. Bu durum üzerine sonraki firavunlar Yahudilere baskı uygulayıp onları köle yapmışlardı. Mısır firavunu II. Ramses, rüyasında İbrani kadından doğacak birinin onun egemenliğini bitireceğini görür. Bu nedenle yeni doğan bütün İbrani erkek çocuklarının öldürülmesini emreder. Levi kabilesinden bir kadın erkek çocuğu doğurarak onu sanduka (veya beşik) içine koyup Nil nehrine bıraktı. Firavunun kızı, bu erkek çocuğu sudan çıkarınca sudan çıkarılan anlamına gelen “Musa” adını verdi. Büyüyen Musa, inşaatlarda köle gibi çalışan İbranilerden birine kötü davranan ustabaşını öldürünce Mısır’I terk ederek Medyan diyarına gider. Bu sıralarda II. Ramses ölmüş yerine III. Ramses (MÖ. 1198-MÖ 1167) başa geçmiş ve bu dönemde Hz Musa, liderliğinde Mısır’dan İbraniler çıkarılarak kölelikten kurtulmuşlardı. Musa’nın Mısır’dan çıkması Deniz Kavimleri’nin Mısır’a saldırı yaptıkları döneme denk gelmekteydi. Tevra’ta göre 600 bin civarında Yahudi göç etmişti. Yahudilerin Mısır’ı terk etmeleri Mısır’da inşa işlerini aksatmıştır. Hz Musa’nın Musevileri Filistin diyarına götürürken Sina Dağı’nda tanrı ile görüştüğü ve tanrının kendisine “On Emir” adında emirleri verdiğine inanılır. Hz Musa ve onun kardeşi Hz Harun dönemlerinde değil de Hz Musa’nın yardımcısı Hz Yuşa döneminde Filistin’e dönüş tamamlandı. Yahudiler bölgeyi ele geçirmek için özellikle Filistiler ve diğer bölge halkıyla mücadele etmişlerdir. MÖ 1234’te Filistin’de egemenlik sağladılar. Hz Yuşa Kenan bölgesini fethettikten sonra bölgeyi on İsrail kabilesi arasında paylaştırdı.
Temsili Musa'nın Musevileri Mısır'dan çıkarışı |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder