4. ÜNİTE: BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI
MEDENİYETİ
OSMANLI EĞİTİM KURUMLARI
·
Osmanlı’da yaşam koşulları farklıdır:
·
XVI. yüzyılda üç kıtada varlık
gösteren Osmanlı Devleti’nin geniş coğrafyası içinde etnik yapı, din, dil ve yaşadıkları
coğrafi bölgelerin özellikleri ile yaşam şekillerinde farklılıklar vardı.
·
Bu farklı özelliklere sahip
Osmanlı halkının devlete bağlı birey yetiştirmesi eğitim ve öğretim sayesinde
mümkündür.
·
Devletin ayakta kalması ile eğitim ilişkisi:
·
Devletin kurumları da eğitimli
insanlar sayesinde ayakta durabilirdi. Bu nedenle Osmanlı Devleti eğitime son
derece önem verdi.
·
Osmanlı ve
daha önceki eğitim kurumları: Daha önceki Türk İslam
eğitim sistemlerini de örnek alarak yeni bir eğitim sistemi geliştirdi.
·
Bilim insanlarını korudu ve
destekledi.
·
Dolayısıyla Osmanlı Devleti’nin büyük
bir devlet olmasında uyguladığı başarılı eğitim
sistemi önemli rol oynadı.
·
Osmanlı Devleti’nde eğitim ve
öğretim etkinliğinin yapıldığı en temel kurum medreseydi.
·
Medreselerde verilen eğitim, ortaöğretim ve yükseköğretim düzeyindeydi.
Resim 1: Fatih Sultan Mehmet'in kurduğu Sahn-ı Seman Medresesi günümüzdeki İstanbul üniversitesidir.
·
Medereslerde Dersler:
·
Medreselerde dinî bilimler
yanında tıp, matematik,
fizik, kimya, tarih, coğrafya gibi
bilimler de verilirdi.
·
Burada yetişenler Osmanlı ilmiye
sınıfı içerisinde önemli mevkilere yükselirlerdi.
Şema 1: Medreselerde okutulan bazı dersler
·
Osmanlı
Devleti’nin ilk Medresesi:
·
İlk Osmanlı medresesi Orhan Bey
Dönemi’nde İznik’te açıldı.
·
Orhan Bey, İznik’i fethettikten
sonra buradaki bir kiliseyi camiye ve bir manastırı da medreseye dönüştürdü.
Resim 2: Osmanlı'nın ilk medresesi İznik'te kurulmuştur.
·
İlk Müderris:
·
“Orhan
Gazi Medresesi” adı verilen medresenin masraflarını karşılayabilecek kadar
vakıfları bağladıktan sonra müderrisliğine de dönemin meşhur âlimlerinden Davud
el-Kayserî’yi atadı.
Resim 3: Soldaki Orhan Bey sağdaki Davûdi Kayserî
·
İlk
dönemlerdeki Diğer medreseler:
·
Bursa’nın fethinden sonra, “Lala Şahin Medresesi” inşa edildi.
·
I. Murat Dönemi’nde ise “Hüdavendigâr Medresesi” hizmete girdi.
·
Sonraki Osmanlı padişahları
dönemlerinde (I. Bayezid, I. Mehmet ve II. Murat) Bursa ve Edirne’de birçok
medrese inşa edildi.
Resim 4: Hüdavendigâr Medresesi’nin yer aldığı külliye camisinin mihrap işlemesi
·
Medrese mezunlarının yaptığı işler:
·
Medreselerde eğitimini
tamamlayanlar müftü, kadı,
doktor, astronom,
müderris (öğretmen) oldu.
Resim 5: Medrese mezunları astronom da olurdu
·
Osmanlı eğitiminde Tekke ve zaviyeler
·
Osmanlı eğitim sisteminin
gelişmesinde medrese ve âlimlerin dışında, tekke ve
zaviyelerle buradaki ariflerin de büyük katkıları
oldu.
·
Osmanlı Kuruluş Döneminde
tekkeler, genelde belli bir tarikattan olanların barındıkları, ibadet ve tören
yaptıkları yer, dergâh gibi yapılardı.
·
Tekkelerde, tasavvufta yetişip,
kemâle ermiş kişiler(arifler) halka dinî ve ilmî konularda eğitim verdiler.
·
Bu sayede tekke ve zaviyeler,
Osmanlı Devleti’nin kuruluş, yayılma ve iskân politikası çerçevesinde dönemin
hükümdarlarından himaye ve teşvik görerek büyük imkânlara sahip oldular.
·
Müderris olmak için;
·
Medreseler; HARİÇ, DAHİL ve
SAHN olarak üç kısımdan oluşurdu.
·
HARİÇ: İlk okul düzeyinde
zamanla mahalle mektebi ve ilk okula dönüşür.
·
DAHİL: Orta okul seviyesinde
zamanla rüştüye ve orta okula dönüşür.
·
SAHN: Yüksek okul
seviyesindedir. Öğrencilerine Dânişmend veya softa denir. İcazetname (diploma)
ile mezun olurlar.
·
Mezunlar müderris adayıdırlar. Ruzname
denilen defterlere adları yazılır. Bekleme süresine mülazemet denir.
·
TÜRK DÜNYASINDA YETİŞMİŞ BAZI
BİLİM İNSANLARI
·
Osmanlı medreselerinde ve Türk
İslam coğrafyasında birçok ünlü bilim insanı bilimsel faaliyetlerde bulundular.
·
İlim insanlarının yetiştirdiği
öğrenciler bilim hayatının gelişmesine büyük katkı sağladılar.
·
Nitekim Türk dünyasında yetişmiş
olan en önemli bilim insanları arasında Akşemseddin, Uluğ Bey ve onun öğrencisi
olan Ali Kuşçu’nun yeri oldukça farklıdır.
·
Bu bilim insanları ve bilimsel
çalışmaları özetle şöyledir:
·
AKŞEMSEDDİN (1390-1459):
·
Hacı Bayram Veli’nin müritlerinden
olan Akşemseddin aynı zamanda Fatih Sultan Mehmet’in de lalasıdır.
·
Akşemsedin, II. Mehmet’e
danışmanlık yapıp İstanbul’un fethine katkıda bulundu.
·
Çocukları, öğrencileri ve
müritleriyle birlikte fetih ordusuna katıldı.
Resim 6: Soldaki Fatih sağdaki Akşemseddin
·
İstanbul’un fethinden sonra kiliseden camiye
dönüştürülen Ayasofya’da ilk cuma namazını kıldırdı.
·
Akşemseddin, Amasya ve Osmancık
medreselerinde tıp, eczacılık ve tasavvuf alanında çalışmalar yaptı.
·
“Maddetü’l Hayat” adlı eserinde
ilk defa bazı hastalıkların, tohum adını verdiği mikroplardan kaynaklandığını
öne sürdü.
Resim 8: Akşemseddin'in kitabı
·
Yine Akşemseddin aynı eserinde,
Pasteur (Pastör)’den çok daha önce bazı hastalıkların kalıtım yoluyla geçtiğini
söyledi.
·
Akşemseddin, bedensel
hastalıkların yanında, ruh hastalıklarının da tedavisiyle uğraştı ve başarılı
sonuçlar elde etti.
·
ULUĞ BEY (1394-1449):
·
Timur’un torunu ve Timur
Devleti’nin dördüncü hükümdarı olan Uluğ Bey aynı zamanda matematik ve
astronomi alanında yapmış olduğu çalışmalarla Türk İslam dünyasında nam
kazandı.
·
Uluğ Bey, hükümdarlığı döneminde,
Semerkant’ta medrese ve rasathane inşa ettirdi.
·
1421 tarihinde tamamlanan
Semerkant Medresesi, uzun yıllar çeşitli ilimlerin öğretildiği bilim merkezi
oldu.
·
Dönemin birçok ünlü bilim insanı
burada dersler verdi.
·
Uluğ Bey’in inşa ettirdiği
Semerkant Rasathanesi’nde ise astronomi alanında önemli çalışmalar yapıldı.
·
Bu Rasathane, bir tepe üzerinde,
23 metre çapında, 30 metre yüksekliğinde silindir biçiminde inşa edilmişti.
·
Rasathanede, kullanılan gözlem
araçları dönemin şartlarına göre oldukça teknolojik yapıya sahipti.
·
Burada kullanılan en önemli gözlem
araçlardan birisi Güneş’in meridyen geçişlerinin ölçüldüğü “meridyen kadranı” idi.
·
Eldeki bilgilere göre bu kadran 50
metre yüksekliğindeydi ve gözlemevinin bir parçası olarak yapılmıştı.
Resim 10: Uluğ Bey'in Semerkant rasathanesi
·
ALİ KUŞÇU (1403-1474):
·
Ali Kuşçu, ilköğrenimini
Semerkant’ta yaptı. Sonra Bursalı Kadızade Rumî ile Uluğ Bey’den matematik ve
astronomi dersleri aldı.
·
Hazırladığı bir eseri Uluğ Bey’e
sundu. Bu eser, “Ay’ın, Toprak Şekillerine Dair Risaleler” adını taşıyordu.
·
Ünlü Semerkant Rasathanesinde
müdürlük yaptı. Ancak Doğu Türkistan Hakanı Uluğ Bey’in, bir suikast sonucu
öldürülmesine çok üzülen Ali Kuşçu, hac bahanesiyle Semerkant’tan ayrıldı
(1449).
·
Tebriz’e gelip Akkoyunlu Hükümdarı
Uzun Hasan’ın hizmetine girdi. Daha
sonra Fatih Sultan Mehmet’in daveti üzerine İstanbul’a yerleşti.
·
200 akçe maaşla Ayasofya Medresesi
müdürlüğüne getirildi.
·
Ali Kuşçu, İstanbul’a gelirken
yolda hazırladığı “Muhammediye” adlı
matematik konulu bir eseri Fatih Sultan Mehmet’e sundu.
·
Otlukbeli Savaşı sırasında yazdığı
astronomiyle ilgili bir risalesine ise uğur niyetine “Fethiye” adını koydu.
·
1474 yılında ölen bu büyük bilgin,
Türkiye’deki ilk astronomi hocasıdır. Onun gelişinden sonra astronomi ilmine
önem verilmeye başlandı, iyi eğitimli öğrenciler mezun edildi.
Harita 2: Ali Kuşçu'nun gittiği önemli yerler
ETKİNLİK (ÖDEV)
1.
Osmanlı devleti neden eğitime önem vermiştir?
2.
Osmanlı’da medresede verilen eğitim hangi
seviyelerden oluşmaktadır?
3.
Medreselerde hangi dersler okutulmaktadır?
4.
Medrese mezunları mezun olduktan sonra hangi
görevlerde bulunabilmektedir?
5.
Osmanlı’da ilk medrese ………………………… ……………….. döneminde kurulmuştur.
6.
Osmanlı’daki ilk mederesede görevlendirilen ilk
müderris …………………… ……………………….’dir.
7.
Türk-İslam dünyasında yetişmiş üç bilim insanının
adını yazınız.
8.
Fatih’in lalası olup Pasteur’dan önce bazı
hastalıkların kalıtımla geçtiğini söyleyen ilim adamımız …………………….. …………….’dir.
9.
Akşamseddin’in …………………………………….. adlı eseri vardır.
10.
Timur devletinde hükümdar olan aynı zamanda Semerkan’ta
medrese ve rasathana kuran ilim insanı …………………………………………’dir.
11.
Uluğ Bey ile arası iyi iken onun öldürülmesinden
sonra Akkoyunlu Uzun Hasan’ın elçiliğini yapmış daha sonra Fatih’in davetiyle
Ayasofya’da da müdürlük yapan ilim insanı ………………………………………’dur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder