12 Mart 2024 Salı

DEVRİMLER ÇAĞINDA DEĞİŞEN DEVLET-TOPLUM İLİŞKİLERİ

DEVRİMLER ÇAĞINDA DEĞİŞEN DEVLET-TOPLUM İLİŞKİLERİ

İHTİLALLER ÇAĞI

1789 Fransız ihtilali 

Devrim sembol resmi

Nedenleri:

İç nedenler

1. Siyasi: Fransa’nın mutlakiyet/monarşi ile yönetilmesi, Fransa’da kral gücünü tanrıdan aldığı kabul edilse de kral gücünü soylu ve ruhban sınıfına dayandırmaktadır.

2. Sosyal: Toplumsal eşitsizlik görülmesi, Fansa nüfusunun o dönemde yaklaşık 25 milyon kişi olduğu düşünülürse Soylu sınıfının 100 bin kişi olması vergi toplama ayrıcalıklarının olması bu sınıfın yönetimde etkili olması dikkat çekicidir. Ruhban sınıfı da halktan vergi toplama yetkisinin olması sınıf ayrımının olduğunu göstermektedir. Üçüncü sınıf sayılan burjuva ve köylü sınıfı ise bütün yükü çekmektedir.

3. Ekonomik: Vergi adaletsizliğinin olması, Fransa, İngiltere ile girdiği Yedi Yıl Savaşları’nda uğradığı kaybın telafisini halktan toplayacağı vergi ile almak isteyince ihtilal patlak verir.

4. Düşünsel/Kültür: Aydınların etkisi, John Lock gibi aydınlar siyasi yetkinin tanrıdan değil halktan alınması gerektiğini ifade ederek yönetimde laikliği savunmuştu.

Dış edenler

1.    ABD’nin etkisi, İngiltere de Yedi Yıl Savaşları’nda uğradığı kaybın telafisi için Amerika’daki 13 Koloni’ye ek vergi koymak isteyince ABD bağımsızlık hareketi başarılı olur. Bağımsızlık Bildirisi de Fransızlara örnek olur.

 

Kral Louis XVI. veKraliçe Marie Antoinette'in İdamı

 

 

İhtilalin Başlaması:

Yedi Yıl savaşlarının ve ABD’ye bağımsızlık savaşında Fransa’nın yardım etmesi mali bunalım yaratır.

Mali bunalımı çözmek için Etats Generaux Meclisi toplanır.

Bu mecliste üç sınıfın birer oyu vardır

1. Din adamları,

2. soylu sınıfı ve

3. halk

Oylar çoğunluğa göre belirleniyordu.

 

 

Vergilerin artırılması yönünde karar çıkınca halkın büyük çoğunluğunu oluşturan halk temsilcileri bu meclisi ulusal meclis ilan eder.  

Kendi iradeleri dışında vergi artırılmasına karşı çıkar.

Bu sefer kral XIV. Louis, bu meclisin toplanmasını engellemeye çalışması üzerine ihtilal başlar.

Anayasa hazırlamaya karar veren ulusal meclis kendini Kurucu meclis ilan eder.

Meclisin kapatılacağı yönünde söylenti çıkınca mutlakıyetin merkezi sembolü Bastille hapishanesi basılıp siyasi tutuklular serbest bırakılır.

 

Fransız monarşisinin sembolü Bastille kalesi (hapishanesi)

Kurucu meclis şu kararları alır:

1. Ayrıcalıklar kaldırılacak

2. Toplumsal eşitlik sağlanacak

3. İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi ilan edilir

4. Anayasa kabul edilir

5. Meşrutiyete geçilir

 

Fransız İhtilal dönemleri

6. Kurucu meclis (1789-91)

7. Yasama meclisi (1791-92)

8. Konvansiyon meclisi (1792-95)

9. Direktuvar dönemi(1795-99)

10. Konsüllük dönemi (1799-1804)

 

 

 

Konsüllük dönemine son veren Napolyon kendini imparator ilan eder.

 

 

 Napolyon Bonapart 1769-1821

Sonuçları:

1. Eşitlik, özgürlük, milliyetçilik, milli egemenlik, demokrasi, laiklik, adalet fikir ve kavramları yayıldı.

2. Fransa ve diğer Avrupalı devletlerarasında savaşlar olur. (Koalisyon ve İhtilal savaşları)

3. Liberalizm ve milliyetçilik etkisiyle  ulus devlet anlayışı yayılır.

4. Çok uluslu devletler parçalanmaya başlar

5. Yakın çağ başlar.

 

 

Avusturya-Macaristan’a etkisi:

Avusturya-Macaristan, çok uluslu devlettir.

Macarlar isyan eder.

Avusturya başbakanı Metternich İngiltere’ye kaçar.

Rusya desteği ile isyan bastırılır.

Lehliler de Ruslara isyan eder.

Macar ve Lehlilerin isyanı sonucu Mülteciler sorunu başlar.

 

 

Mülteciler sorunu:

Lehistanlılar Rusya’ya isyan ederler.

Macarlar Avusturya’ya isyan ederler.

 Lehistanlılar ve Macarlar, bağımsız olmak için başarılı olamayınca Osmanlı’ya sığınırlar.

Rusya’nın Lehlileri ve  Macarları Osmanlı’dan talep edip reddedilmesi diplomatik krize ve 1853-56 Osmanlı-Rus savaşına neden olur.

 

 

Rusya’ya etkisi:

Leh isyanına karşı İngiltere ve Fransa’nın tepki göstermemesi üzerine isyan bastırılır.

Rusya milliyetçilik akımını Panslavizm’e dönüştürür.

Panslavizm: Slavları birleştirme siyasetidir.

Panslavizm siyaseti Osmanlı ve Avusturya’yı birbirine yakınlaştırır.

Osmanlı’ya etkisi: 

   Çok milletli Osmanlı’da azınlık isyanları başlar.

Napolyon fikirleri Balkanlara ve Ortadoğu’ya yaymak ister.

 

Sırp İsyanı (1804)

Nedenleri:

1. Sırp toprakları savaş alanı olması

2. Milliyetçilik akımının etkisi

3. Panslavizmin  etkisi

4. Osmanlı’nın zayıflaması ve vergilerin ağırlığı

5. Yeniçeri ve ayanların baskıları

Gelişimi: Kara Yorgi 1804’te isyan eder. Rusya desteklese de diğer Avrupa devletleri  destek vermez.

 

 

Sırplara;

1) 1812 Bükreş Antlaşması ile ; imtiyaz (ayrıcalık) verilir.

2) 1829 Edirne Antlaşması ile ;özerklik (muhtariyet=otonomi) verilir.

3) 1878 Berlin Antlaşması ile ; bağımsızlık verilir.

 

 

 

 

Yunan İsyanı (1804)

Kara Yorgi 1768-1817
Nedenleri

1. Milliyetçilik akımı etkisi

2. Büyük devletlerin kışkırtmaları

3. İngiltere ve Rusya’nın birbirinin nüfuzunu azaltma isteği

4. Osmanlı bu isyanı bastırmak için Mısır valisi Mehmet Ali Paşa’dan yardım ister.

 

 

Navarin Olayı: Rus, İngiliz ve Fransız filosunun Osmanlı gemilerini yaktıkları olaydır.

 

 

Navarin olayı yaşandığı sırada Akdeniz

 

Rusya-Osmanlı 1828-29 savaşı ve Edirne Antlaşması ile Yunanistan bağımsız olur.

 

James Watt 1736-1819
Sanayi Devrimi

İnsan ve hayvan gücüne dayalı üretim yerine makine gücüne dayalı üretim tarzına geçiştir.

James Watt, kömürü enerji kaynağına dönüştürür.

İngiltere, maden, tekstil, ulaşım ve demir-çelik sanayi ortaya çıkar.

 

 

Sonuçları:

1. Hızlı üretim ekonomik büyüme olur.

2. Ekonomide kâr etmek amaç olur.

3. Makineleşme gerçekleşir / işçi sınıfı ortaya çıkar.

4. Kentleşme hızlanır.

5. Tıpta gelişme ve nüfus artışı olur.

6. Bankacılık/ticaret ve para hacmi gelişir.

7. Hammadde /Pazar arayışı/ rekabet önemli hale gelir.

8. Bloklaşma/Silahlanma/Sömürgecilik rekabeti ortaya çıkar/başlar.

9. Sosyalizm, Komünizm ve kapitalizm yayılır.

 

 

Yeni İhtilallere Açılan Yol

Fransız İhtilali fikirleri Viyana kongresi ile engellenmek istenir.

Sanayi devriminden sonra işçi sınıfı ve burjuvalar yeni hak talebinde isterler

Monarşilerin kötü yönetimi/etkisizliği yeni ihtilallere zemin hazırlar.

 


«….şu giydiğiniz elbise kan lekesi içinde. Yediğiniz yiyecekler de kan kokuyor. Evinizin çatı kirişlerinden küçük çocukların, güçlü erkeklerin kanı damlıyor..»

Demir Ökçe, Jack London

 

1830 İhtilalleri

Fransa’da, Napolyon’dan sonra önce XVIII. Louis ve daha sonra X. Charles başa geçer.

lX. Charles, egemenliğini din adamlarına ve soylulara dayandırmak ister. Basına da sınırlama getirince ; 

1.Fransa’da Liberaller ve halk isyan eder. İsyan başlayınca kaçan kral yerine seçimle Louis Philippe tahta geçer. 

2.Bu fikirler, Belçika ve İspanya’da liberalizm başarılı olur. 

3.Belçika, Hollanda’dan bağımsızlığını alır. 

4.İtalya ve Polonya‘nın bağımsızlık girişimi bastırılır.



İhtilaller döneminde bazı Fransız yöneticiler


 

1848 İhtilalleri

Liberalizm yanında milliyetçilik ve sosyalizm etkisiyle başlar.

Fransa’da, Louis Philippe iktidarını sanayiyle zenginleşen burjuvalara dayandırıp işçi sınıfı haklarının kısıtlanmasına ses çıkarmayınca onun devrilmesine neden olur.

 Böylece,

1.Fransa’da cumhuriyet ilan edilir.

2.Hollanda, İsviçre ve Danimarka’da yeni anayasalar ilan edilir.

3.İşçiler yeni haklar alırlar

4.Almanya ve İtalya’nın kurulmasına zemin olur.


DÖRT İDEOLOJİ

 1. Liberalizm

Bireysel özgürlüğü temel alır. 

Özel mülkiyet, bireysel girişim ve ticaret özgürlüğünü savunur. 

Bu konulara devlet müdahalesini dışlar. 

Devlet etkisinin azaltılmasını ister. Lonca gibi yapıları ortadan kaldırır. 

Burjuvaları güçlendirirken işçi sınıfının savunmasız olmasını engelleyemez.

2.Kapitalizm
Sermaye ve üretim araçlarının özel mülkiyete geçmesiyle kâr arama ilkesi üzerine kurulan bir sistemdir. 
Bu sistemle gelir dağılımında eşitsizlik yaşanmıştır. 

3.Sosyalizm
Sermaye sahipleriyle işçiler arasındaki eşitsizliği ve servet ve refah farklarını eşitleme iddiasıyla ortaya çıkan sistemdir. 
Ortak mülkiyet ve sosyal eşitliğe önem verir. 
Devrimci sosyalistler komünist sistemi savunurken reformcu sosyalistler demokratik tutum takınır.

4.Marksizm
Marks, geçmişten günümüze sınıf mücadelelerinin olduğunu söyler. 
Üretim aracını elinde bulunduran burjuva sınıfı egemendir. 
İşçi sınıfı olan proleterlerin iktidarı ele geçirip “proleterya dikatörlüğü”nü kuracaklarını söyler. 
Böylece, sınıfsız,devletsiz ve komünist düzen kurulmuş olacaktır.

Mutlak Monarşiden Anayasal Monarşiye geçiş

Yeniçağla birlikte burjuva desteği ile krallar feodaliteye karşı güçlenirler.

Burjuvalar üretim güçlerini destekleyen kralları desteklediler. Bir nevi soylu sınıfı yerine burjuva sınıfı gelmiştir.

Zamanla daha fazla güçlenen burjuvalar kralların da yetkilerini sınırlandırarak meşrutiyetler ilan edilir.

İlk modern yazılı anayasa 1791 Polonya anayasasıdır.

Anayasal sistem ilk defa İngiltere’de başlamış ve zamanla diğer ülkelere yayılmıştır.

 

 

ETKİNLİK

1. Fransız İhtilali nedenleri nedir?

2. Yedi Yıl savaşları hangi ülkeler arasında hangi antlaşmayla sonuçlandı?

3. Etats Generaux Meclisi’nde hangi sınıf temsilcileri vardır?

4. Dört ideoloji hangileridir?

5. Fransa’nın baskıcı yönetiminin sembolü olan hapishane hangisidir?

6. 30 ve 48 ihtilalleri hakkında kısaca bilgi veriniz.

7. Sanayi Devrimi hakkında bilgi veriniz.

8. Navarin Olayı hakkında bilgi veriniz.

9. Mülteciler Sorunu nedir?

10. Navarin Olayı nedir?

11. Stefan Zweig’in «İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar» eserinde ne anlatılır?

12. Metternich kimdir?

13. Sırp İsyanı aşamaları nedir?

 

 

 

 

 

OSMANLI DEVLETİNDE MODERN ORDUYA GEÇİŞ

Zorunlu Askerlik Sistemi

Çok uluslu devletler kendilerini yeni durumlara karşı korumak (ulus devlet tehlikesine)için;

ü Anayasal sistem

ü Vatandaşlık kavramını kabul etme

ü Zorunlu eğitim ve

ü Zorunlu askerlik sistemlerini uygular.

 

 

ü Fransa’da cumhuriyetin ilan edilmesiyle halkın yeni yönetimi tehlikelere karşı koruması için askerlik vatan savunması haline dönüşmüştür.

ü Bu örnekte görüleceği gibi ulus devletler askerliği zorunlu hale getirmişlerdir.

ü Askerliğin vatan hizmeti olarak görülmesi diğer ülkelere de yayılmıştır.

 

Osmanlı Ordusunda Modernleşme Ve Yeniçerilerin Sonu

 Nizam-ı Cedit’i denetleyen III. Selim (1789-1807)
ü Osmanlı zamanla askeri teknolojide geride kalmıştı. Bu nedenle özellikle III. Selim ve II. Mahmut dönemlerinde düzenleme yapıldı.

III.Selim’in Nizam-ı Cedit adlı ordusu

Nizam-ı Cedit ordusu (Akka başarısı)

İrad-ı cedit hazinesi oluşturulur

 



                                           

II. Mahmut döneminde

II. Mahmut (1808-1839)

Alemdar Mustafa paşa sadrazamlığında Nizam-ı Cedit örnek alınarak Sekban-ı Cedit ordusu kurulur (Yeniçeri baskısıyla kapatılır)

Yeniçeri kaldırılma nedenleri:

1) Savaşlarda başarısız olmaları

2) İsyanlarda etkisiz kalmaları

3) Yeniçeri ocağı içinde talimli tüfek birliği olan Eşkinci birliğini bahane ederek isyan etmeleri

4) Meclis-i Meşveret sonucunda Yeniçeri ocağının zorla kapatılmasına karar verildi.

 

 

Vaka-i Hayriye: II. Mahmut’un yeniçeri ocağını kaldırdığı olaydır.

Böylece ordu teşkilatı modernleşmesi başlangıcı kabul edilir. ((ÖSYM  sorularında merkezi otoritenin güçlendirildiğine vurgu da vardır.))

Asakir-i Mansûre-i Muhammediye ordusu kurulur.

 

Osmanlı’da Zorunlu Askerliğe Geçiş

Asakir-i Mansûre-i Muhammediye’nin asker sayısı yetersiz olması üzerine başarısızlık nedeniyle seferberliğin azaltılması ve paralı askerlere ihtiyacı azaltmak için Redif Askerleri oluşturuldu.

 

 

1839 Tanzimat Fermanı:

Askerlik vatan hizmetinin yasal alt yapısı hazırlandı.

1844’te askerlik 5 yıl olarak belirlendi.

1856 Islahat Fermanı ile gayrimüslimlere bedel-i askerlik uygulandı.

 

 

Ahmet Cevdet Paşa’ya göre askerlik; Vatan mücadelesi için sadece Müslümanlardan bir ordu olması gerektiğini savunur.

II. Abdulhamit döneminde; Alman subay Goltz Paşa öncülüğünde 1886’da nakdi bedel uygulaması tekrar düzenlenir. Bu dönemde Hamidiye süvari alayları kurulur.

1909’da İttihat ve Terakki yönetiminde; herkes için askerlik vatan hizmetine dönüştürüldü.

 

                                                      Mecelle yazarı Cevdet Paşa (1822-1895)


XIX YY SOSYAL HAYATTA DEĞİŞİMLER

Nüfus ve Nüfuz

Merkantilist anlayış gereği devletin gücü için nüfus artışı desteklenir.

Devletler, nüfuslarını tespit için sayımlar yapmışlardı.

Osmanlı, nüfusu asker ve vergi kaynağı görür.

Osmanlı’da da 1831’de nüfus sayımı yapılmıştır.

 

 

Ulaşım ve Haberleşme

Ulaşım:

Hammadde ve pazarlar için tren ve demiryolu inşa edilir. (İngiltere 1830 ilk tren)

Osmanlı’da ilk demiryolu 1867’de İzmir-Aydın hattıdır.  Bu yolların

yapım maliyeti fazlalığı ve

kaynak yetersizliği nedeniyle imtiyaz olarak verildi.

Osmanlı bu yolları yaparak merkezi otoritesini (Haberleşmede de öyle) güçlendirmek ister.

 

Osmanlı'da ilk demir yolu

 

Haberleşme:

1844’te telgraf icat edilir.

Osmanlı’da ilk hat 1855’te döşenmiştir. (İstanbul, Avrupa’ya bağlanır)

 

Prusya
 

 

Ulus Devlet ve Vatandaş/Zorunlu Eğitim

İlk zorunlu eğitim Prusya’da XVIII. yy başlar.

Ulus devletler önem kazanınca devlete bağlı bireyler yetiştirmek için zorunlu eğitime geçilmiştir.

 

Osmanlı’da Modern Eğitim Kurumları

1. Hendesehane: I. Mahmut dön. Conte de Bonneval (Humbaracı Ahmet Paşa)  tarafından askeri okul kurulur.

2. Mühendishane- Bahr-i Hümayun: Kaptanpaşa Hasan Paşa’nın önerisiyle kurulur. Günümüz Deniz Harp Okulu’dur.

3. Mühendishane- Berr-i Hümayun: III. Selim dön. Kara mühendishanesi olarak kurulur.

4. Mekteb-i Harbiye: II. Mahmut dön. Asakiri Mansure-i Muhammediye ordusuna subay yetiştirme amacı var.

5. Mekteb-i Tıbbiye: Mahmut dön. Asakiri Mansure-i Muhammediye’nin sağlık ihtiyacı için kurulur

6. Mekteb-i Mülkiye: Devlet adamı yetiştirmek için Abdülmecit dön kurulur. Ankara Mülkiye’dir.

 

 

II. Abdulhamit döneminde açılan bazı okullar:

ü Sanayi-i Nefise Mektebi

ü Kız Sanayi Mektebi

ü Hendese-i Mülkiye Mektebi

ü Gümrük Mektebi

II. Abdülhamid (1876-1908)
ü Lisan Mektebi


ü Deniz Ticareti Mektebi

ü Ziraat Mektepleri

ü Ziraat ve Baytar Mektebi

 

Sosyal Devlet ve II. Abdülhamid

II. Abdülhamid Dönemi’nde soyal devlet anlayışla başta hastaneler olmak üzere pek çok sosyal yardım kurumu açılmıştır.

Şişli Hamidiye Etfal Hastanesi,

Samsun Gureba Hastanesi açılır.

 

Dârülaceze, Osmanlı Devleti’nde modern anlamda faaliyet gösteren ilk sosyal yardım kurumu olup günümüzde de varlığını sürdürmektedir

Dârülhayr-ı Ali, 1890’lı yıllardaki Ermeni Olayları sonrası yetim kalan Müslüman çocukların başta eğitimi olmak üzere diğer tüm ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla 1903’te açılmıştır.

 

Sivil Toplum Kuruluşlarının Devlet Kurumuna Dönüştürülmesi

Avrupa’daki kurumlar; bilim, sağlık, sanat, sanayi, ekonomi ve teknolojide yaşanan gelişmelerle modernleşmiş ve Osmanlı kurumları artık Batı’yla rekabet edemez duruma gelmiştir.

Osmanlı Devleti’nde de eğitim ve sağlık alanlarında faaliyette bulunan vakıflar ve diğer sivil toplum kuruluşları, yerini devlet kurumlarına bırakmaya başlamıştır.

 

 

Yenilik taraftarı ve bazı devlet adamlarının desteği ile Rusçuk Ayanı Alemdar Mustafa Paşa, III. Selim’i yeniden padişah yapmak yola çıktı. Bunu haber alan yeni padişah IV. Mustafa amcası olan III. Selim ve kardeşi şehzade Mahmut’un öldürülme emrini verir.

Alemdar Mustafa Paşa, İstanbul’a ulaştığında III. Selim’i öldürülmüş bulur. Bu nedenle yenilik taraftarı II. Mahmut’u padişah yaptı. II. Mahmut, Alemdar Mustafa Paşa’yı sadrazam (başbakan) yapar.

 

 

 

 

Etkinlik

1. Alemdar Mustafa Paşa kimdir?

2. Dârülaceze ve Etfal hastanesi nedir? Hangi dönemde açıldı?

3. Hendesehane nedir?

4. Mühendishane- Bahr-i Hümayun nedir?

5. Mühendishane- Berr-i Hümayun nedir?

6. Mekteb-i Tıbbiye nedir?

7. Mekteb-i Mülkiye nedir?

8. İlk zorunlu eğitim hangi ülkede başlamıştır?

9. Osmanlı’da ilk demiryolu hangi iller arasında açılmıştır?

10. Mecelle nedir? Mecelle’nin yazarı kimdir?

11. Vaka-i Hayriye ne demektir?

12. Nizam-ı cedit ne demektir?

13. İrad-ı cedit ne demektir?

14. Yeni çeri ocağını hangi padişah kapatmıştır?

15. Asakir-i Mansûre-i Muhammediye ne demektir? Hangi ordu yerine kuruldu?

16. Redif birlikler nedir? Kşm tarafından kuruldu?

17. Tanzimat fermanı nedir? Nerede okunmuştur?

 

 

 

 

 

OSMANLI DEVLETİ’NDE DEMOKRATİKLEŞME HAREKETLERİ

Osmanlı Devleti’nde Ayan ve eşraflar mahalli güç olarak ortaya çıkmışlardır.

Ayanlar, zamanla bulundukları bölgelerde devletin aleyhine güçlerini artırmışlardı.

Alemdar Mustafa Paşa kimdir? Âyan/III. Selim taraftarı/II.Mahmut’u padişah yapar/Sadrazam

Osmanlı’nın en önemli yenilikçi padişahlarından III. Selim, “Nizam-ı Cedit” denilen ıslahatları (yenilikleri) yapmıştı.

Bu yeniliklere karşı çıkanlar Kabakçı Mustafa İsyanı’nda padişah III. Selim’i tahttan indirip bu yenilikleri sonlandırmışlardı.

 

 

 

Hatırlatma:  Kabakçı Mustafa İsyanı / İsyanın Nedenleri

ü III. Selim’in ıslahatlarına Yeniçerilerin tepkisi,

ü İrad-ı Cedit’in halka ağır vergiler yüklemesi,

ü devlet adamlarının lüks ve israfa kaçması,

ü ilmiye sınıfının Avrupa tarzı ıslahatlara hoş bakmaması ve kışkırtmaları sonucu Kabakçı Mustafa İsyanı çıkmıştır. 

Kabakçı Mustafa İsyanı sonunda İsyancılar yapılan yenilikleri ortadan kaldırmış. III.Selim’i tahttan indirerek yerine IV. Mustafa’yı tahtta çıkarmışlardır (1807).

 

 

Sened-i İttifak :

II. Mahmut’un sadrazam olarak görevlendirdiği Alemdar Mustafa Paşa aynı zamanda Rusçuk ilinin ayanı idi.

Devletle ayanların uzlaşması için “Sened-i İttifak” denilen bir sözleşme hazırlayıp devlet otoritesine uyma karşılığında ayanlara (bulundukları bölgenin vergisini toplama, askere alma ) bir takım ayrıcalıklar verildi.

Ancak Alemdar Mustafa Paşa Yeniçerilerin çıkardığı bir isyan sonucunda öldürülünce sözleşme uygulanamadı.

 

 

Sened-i İttifak’ta ayanların varlığını resmen tanıyan II. Mahmut zamanla ayanların varlığını ortadan kaldırarak devletin merkezi otoritesini yeniden güçlendirmiştir.

 Bazı araştırmacılar Türkiye’de anayasal hareketlerin başlangıcı kabul edilmektedir.

Bu yönüyle de Magna Carta’ya benzetilmektedir. Ancak İngiltere’de soylu sınıfı varken Osmanlı’da soylu sınıfı yoktur.

Bu iki olay, getirdikleri sonuçlar bakımından farklıdır.

 

 

Magna Carta (1215)

Fransız kökenli Normanların saldırılarında zor durumda kalan kral John (Yurtsuz John)’ın elinden kalelerini  ve ayrıcalıklarını elde etmek için soylu sınıfı olan derebeyler ve kral arasında yapılan sözleşmedir.

 Buna göre, kral bazı yetkilerinden feragat ediyor ve hukuka uyacağını kabul ediyordu.

 

temsili  kral John

ü Bu sözleşmede;

kimsenin haksız yere hapsedilmeyeceği,

mal ve mülk hakkının olduğu ve

kimsenin sürgün cezasına gönderilmeyeceği kabul edilmişti.

Böylece Avrupa tarihinde ilk defa bir kralın yetkileri kısıtlanmış ve İngiltere’de anayasal düzene geçişin başlangıcı kabul edilmiştir.

 

 

Konuyla ilgili bazı örnek sorular:

1. Magna Carta nerede kabul edilmiştir? Magna Carta’nın önemi nedir?

2. Sened-i İttifak hakkında bilgi veriniz.

3. Alemdar Mustafa Paşa kimdir?

4. Sened-i İttifak kimler arasında yapılmıştır?

5. Türk tarihinde Sened-i İttifak’ın taşıdığı önem nedir?

 

 

Tanziman Fermanı (Gülhane-i Hatt-ı Hümayun) (1839)

  İlan edilme nedenleri

1. Mehmet Ali Paşa İsyanı’nda destek görmek

2.Azınlık isyanlarını demokratik yolla bastırabilmek

3.Devletin bütünlüğünü sağlamak

 4. Avrupalı devletlerin desteğini sağlamak

 

 

Gülhane meydanında Hariciye (Dışişleri) Bakanı Mustafa Reşit Paşa tarafından okunur.

Ferman okunduğu zaman; yüksek rütbeli devlet yöneticileri, ulema, Rum ve Ermeni Patrikleri ile Hahambaşı, esnaf temsilcileri, sefirler hazır bulunmuşlardı.

Padişah Abdülmecid “Hırka-i Şerif”te alınan kararlara uyacağına dair yemin eder.

 

 

 Tanzimat Fermanı hükümleri

1. Can güvenliği: Müslüman, Hıristiyan ve Musevi bütün halkın, can, mal ve namus güvenliği sağlanacaktır.

2. Vergide adalet: Vergiler herkesin gelirine göre toplanacaktır.

3. Askere alma:  Askere alma ve terhis işlemleri belli kurallara  bağlanacaktır.

4. Hukuk üstünlüğü: Herkes kanun önünde eşit olacak, her gücün  üstünde kanun gücünün olduğu kabul edilecek

5. Adalette eşitlik: Hiç kimse yargılanmadan haksız yere idam edilmeyecektir.

6. Özel mülkiyet: Herkes mal ve mülk sahibi olabilecek, isterse satabilecek veya miras bırakabilecek.

 

 

Mustafa Reşit Paşa
Tanzimat Fermanı’nın Önemi: 

7. Padişah ilk kez kendi gücünün de üstünde kanun gücü olduğunu kabul etti.

8. Anayasal düzene geçişinin ilk aşamasını oluşturur

9. Askerlik tüm halka yaygınlaştırıldı.

10. Müslümanlar ve gayrimüslimler kanun önünde eşitlendi. 

11. Batılı hukuk kurallarına geçişin ilk aşamasını oluşturur.

12. İlan edilmesinde Avrupalı devletlerinin baskısı olmamıştır.

 

 

Osmanlı tarihinde Tanzimat Fermanı ile başlayıp (1839), I. Meşrutiyet Dönemi’ne (1876) kadar geçen döneme “Tanzimat Dönemi” denir.

 

Not: 

Tanzimat Fermanı'nı İngiltere ve Fransa Osmanlı'nın iç işlerine rahat karışma imkanı vereceği için olumlu karşılarken;

Avusturya ve Rusya Ferman'ın kendi azınlıklarının isyan etmeleri şeklinde etkileyip isyanlara neden olacağı için olumsuz karşıladılar.

 

 

Konuyla ilgili örnek sorular

1. Tanzimat dönemi hangi dönemleri kapsamaktadır?

2. Tanzimat Fermanı hangi padişah döneminde yayınlanmıştır?

3. Tanziman Fermanı’nın önemi nedir?

4. Tanzimat Fermanı’nın ilan edilme nedenleri nelerdir?

5. Mustafa Reşit Paşa kimdir?

6. Tanzimat Fermanı ilan edilirken kimler bulunmuştur?

7. Tanzimat Fermanı’na sizce neden  Gülhane-i Hatt-ı Hümayun denmiştir?

8. Gülhane Parkı ve Topkapı Sarayı’nın birbirine yakın olduğu dikkatinizi çekti mi? Bu durumun nedeni ne olabilir?

 

1856 Islahat Fermanı

 

 İlan edilme nedenleri

1.Kırım Savaşı sonunda toplanan Paris Barış Konferansı'nda Avrupalı devletlerin desteğini almak

2.Balkan isyanlarının sona erdirilmek

3.Osmanlı’nın dağılmasının önüne geçmek

4.Azınlıkların isyan etmelerini engellemek

5.Rusya’nın Osmanlı üzerindeki emellerini engellemek

6.Avrupa devletlerinin baskısı

 

 


Islahat Fermanı’nın hazırlanması için, İngiliz, Fransız ve Avusturyalı elçilerin dahil edilmesiyle komisyon oluşturulmuştur.

İngilizler Islahat Fermanı’nın Avrupalı devletlerin garantisinde olmasını istese de Osmanlı padişahı kendi egemenliğini kısıtlama söz konusu olduğu için ferman (yazılı emir) şeklinde yayımlamıştır.

 

 

    Islahat Fermanı hükümleri:

1. Tanzimat Fermanı kararları yenilenecek ve uygulanması sağlanacak.

2. Müslüman ve Müslüman olmayan halk kanun önünde eşit olacak.

3. Müslüman olmayan halka din ve vicdan özgürlüğü sağlanacaktır.

4. Kilise, okul ve hastane vb tamir edilecek .

5. Gayrimüslimlere küçük düşürücü deyimler kullanılmayacaktır.

6. Gayrimüslimler devlet memuru olabilecektir.

7. Vergiler herkesin gelirine göre toplanacak, cizye vergisi ile iltizam usulü kaldırılacaktır.

8. Gayrimüslimler belediye ve il meclislerine üye olabileceklerdir.

9. Gayrimüslimler nakdî bedel ödeyerek askerlikten muaf olabilecektir.

10. Yabancılar Osmanlı toprakları üzerinde mülk edinebileceklerdir.

11. Tarım ve ticaret işleri düzenlenecek herkes şirket ve banka gibi ticari nitelikli kurumlar açabilecektir.

12. Gayrimüslimler kendi okul ve hastanelerini açabilecektir.

 

 

Islahat Fermanı’nın Sonuçları

13. Bu ferman ile Müslüman ve gayrimüslimler eşit haklara sahip olmuştur.

14. Azınlıkların hakları genişletmiş; bu durum Müslüman tebaanın tepkisine neden olmuştur.

15. Ferman sonrası açılan okulların etkisiyle  dağılma hızlandırmıştır.

16. Avrupalılar yine Osmanlı Devleti’nin içişlerine karışmaya devam etmişlerdir.

17. Diğer milletlere göre daha üstün kabul edilen Rumlar diğer gayrimüslim milletlerle eşit oldukları için memnun olmadılar.

 

 

Konuyla ilgili bazı sorular

1) Islahat Fermanı hangi padişah döneminde hangi nedenlerle ilan edilmiştir?

2) Islahat Fermanı’nın sonuçları nelerdir?

3) Islahat Fermanı genelde kimlere hak tanımıştır?

 

 

Kanun-ı Esasi

“Yeni Osmanlılar” olarak bilinen aydınlar, Osmanlı Devleti’nin sadece meşruti yönetim ile kurtulabileceğine inanmıştır.

 

 

ü Yeni Osmanlılar:

Tanzimat ile birlikte eğitim faaliyetlerinin artması ve basın-yayın hayatının gelişmesi sürecinde yetişen aydın sınıfına “Yeni Osmanlılar” denmiştir.

Osmanlı Devleti’nde Kanun-ı Esasi’nin kabulüyle I. Meşrutiyet Dönemi’nin başlamasını sağlayan gelişmeler, 10 Mayıs 1876’da ortaya çıkan öğrenci hareketiyle başlamıştır.

Öğrencilerin bu hareketi, halktan da destek görmüş ve Sultan Abdülaziz önemli kademelere meşrutiyet yanlısı paşaları getirmek zorunda kalmıştır.

Devlet kademelerinde önemli görevlere gelen meşrutiyet taraftarları, Sultan Abdülaziz’i tahttan indirerek yerine Şehzade Murad’ı tahta geçirmiştir.

 Kısa süre sonra da V. Murad’ın yerine, meşrutiyeti ilan edeceği teminatını veren II. Abdülhamid tahta çıkarılmıştır

 

 

1876’da Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu iç ve dış sorunlar, bir anayasanın ilanını zorunlu kılmıştır.

II. Abdülhamid, bu iş için Mithat Paşa başkanlığında bir komisyon kurulmasına izin vermiştir.

Bu komisyon Fransa, Belçika ve Prusya anayasalarından esinlenerek bir anayasa metni hazırlamış ve padişahın da katkılarıyla 119 maddelik Kanun-ı Esasi ortaya çıkmıştır.

 

 

I. Meşrutiyet dönemi: 

Meşrutiyet yönetimi, padişahın yetkilerinin yasalarla sınırlandırılmasıdır.

1876’da Kanun-ı Esasi’nin ilanından, II. Abdülhamid’in meclisi tatil edip Kanun-ı Esasi’yi askıya aldığı 1878 yılına kadar geçen dönem Osmanlı tarihinde I. Meşrutiyet Dönemi olarak anılır.

 


 

Meşrutiyet yönetimi, padişahın yetkilerinin yasalarla sınırlandırılmasıdır.

1876’da Kanun-ı Esasi’nin ilanından, II. Abdülhamit, meclisi tatil edip Kanun-ı Esasi’yi askıya aldığı 1878 yılına kadar geçen dönem Osmanlı tarihinde I. Meşrutiyet Dönemi olarak anılır.

Kanun-ı Esasi’ye göre Osmanlı Genel Meclisi, üyelerini halkın seçtiği Mebusan Meclisi ve padişahın seçtiği Âyan Meclisi olmak üzere iki meclisten oluşmuştur.

 


 



 

NOT

ü Tanzimat Fermanı’nın (1839) ilanıyla Mısır Meselesi’nde,

ü Islahat Fermanı’nın (1856) ilanıyla da Paris Konferansı’nda

ü Kanun-ı Esasi’nin (1876) ilanında da Tersane Konferansı’nda

ü Avrupalı devletlerin desteği alınmak istenir.

 

 

Mecliste Tartışma:

ü Farklı unsurların hükûmete karşı faaliyetleri, mecliste bir kargaşa ortamı oluşturmuştur.

ü Padişah 13 Şubat 1878’de Kanun-i Esasi’nin kendisine verdiği yetkiye dayanarak meclisi süresiz tatil etmiş ve otuz yıl sürecek olan II. Abdülhamid yönetimi başlamıştır.

 


 

Tanzimat ve Meşrutiyet Dönemlerindeki Hukuksal Gelişmeler

1840 Ceza Kanunu

ü Tanzimat Fermanı’nın uygulanması için 1840’ta  40 maddelik ceza kanunu çıkarılmıştır.

ü Bu kanunla çoban ile vezirin eşit tutulur.

ü Bu kanunla merkezde sadrazamın, taşrada da valilerin keyfî uygulamalarına son verilmeye çalışılmıştır.

ü Ceza kanunu, tekniği ve yöntemi bakımlarından Avrupa hukukundan yararlanılarak yapılmıştır.

 

 

1851 Kanun-i Cedit:

ü 1840 tarihli Ceza Kanunnamesi’nin eksiklikleri 1851’de Kanun-i Cedit ile giderilmeye çalışılmıştır.

ü Bu kanunun en önemli yeniliği, kamu davası anlayışını getirmesi olmuştur.

ü Böylece mağdur veya mirasçılar, suçluyu affetse bile devlet bunu kamu davası hâline getirip suçluyu cezalandırma yoluna gidebilmiştir

 

 

Osmanlı ticaret hukuku da Fransa kanunları örnek alınarak hazırlanmıştır.

26 Temmuz 1850’de oluşturulan Ticaret Kanunnamesi hazırlanmıştır.

Mecelle, Tanzimat Dönemi’nde hazırlanan en önemli ve millî kanun olup borçlar, eşya ve yargılama hukukuna dair bölümlerden oluşmuştur.

Hanefi fıkhına göre hazırlanır.

Osmanlı Devleti’nde hukuksal gelişimin dönüm noktası, Kanun-ı Esasi’nin kabulüdür.

 

 

Kanun-ı Esasi’nin Bazı Maddeleri Şunlardır:

ü Padişah kutsaldır ve icraatlarından dolayı sorumlu tutulamaz.

ü Vekillerin tayin ve azli, yabancı devletlerle sözleşme yapılması, savaş ve barış ilanı, kara ve deniz kuvvetlerinin kumandası, Meclis-i Umûminin toplanması ve tatili, Heyet-i Mebusan’ın feshi padişahın mutlak haklarındandır.

ü Matbuat, kanun dairesinde serbesttir.

ü Müsadere, angarya ve işkence yasaktır.

ü Sadrazam ve şeyhülislamı bizzat padişah belirler, sadrazamın belirleyeceği diğer vekiller ise padişah tarafından onaylanır.

ü Meclis-i Umûmi üyeleri, düşünce ve beyanlarında özgürdür; meclisteki konuşmaları ve görüşleri için haklarında soruşturma açılamaz.

ü Kanun teklifi Heyet-i Vükela’ya aittir.

ü Kanun tasarıları Meclis-i Mebusan ile Meclis-i Âyan’da kabul edilir ve padişah tarafından onaylanırsa kanunlaşır

 

 

Bütün bu konularda padişahın geniş yetkilerinin bulunması, anayasayı etkisiz kılmış ve padişah Meclis-i Mebusan karşısındaki üstünlüğünü korumuştur.

Ancak padişahın geleneksel otoritesi, anayasa ile az da olsa sınırlandırılmıştır.

 

 

Anayasada değişiklikler:

1. Meşrutiyetin ilanından sonraki yıllarda yapılan en önemli değişiklik 1909’daki değişikliklerdir.

2. hükûmetin, hükümdara değil Meclis-i Mebusan’a karşı sorumlu olması ve güvenoyu alma mecburiyeti getirildi.

3. Antlaşmalar yapma konusunda meclisin yetkileri artırılmıştır.

4. 1876’da padişaha tanınan sürgün yetkisi başta olmak üzere bazı haklar kaldırılmıştır.

5. toplanma ve dernek kurma hürriyeti getirilmiştir.

 

 

Osmanlı’da Seçim ve Siyasi Partiler

Bu anayasaya göre seçim iki dereceli olmalıdır.

Gayrimüslim nüfus toplumun dörtte biri kadar olsa da mebusları Müslümanlarla hemen hemen aynı olmuştur.

1908 yılında içerde ve dışarda gelişen olaylar üzerine İttihat ve Terakki Cemiyeti harekete geçer.

 

 

Aralarında Niyazi Bey, Enver Bey  gibi ünlü subayların da bulunduğu askerî gruplar, 23 Temmuz 1908’de Sultan II. Abdülhamid’e Kanun-ı Esasi’yi yeniden yürürlüğe koydurmayı başarmıştır.

1908 seçimlerine İttihat ve Terakki Cemiyetiyle Ahrar Fırkası katılmıştır.

Yeni rejime karşı çıkan 31 Mart Vakası’nın bastırılmasından sonra Sultan II. Abdülhamid tahttan indirilmiştir

31 Mart Vakası’ndan sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti özgürlükçü tavrından vazgeçmiştir.

Bu durum İttihatçılara karşı muhalefetin gelişmesine neden olmuş ve yeni partiler kurulmaya başlanmıştır.

 

 

II. Meşrutiyet dönemi partileri

ü İttihat ve Terakki Fırkası

ü Ahrar Fırkası

ü Osmanlı Demokrat Fırkası

ü İttihad-ı Muhammedi Fırkası

ü Mutedil Hürriyetperveran Fırkası

ü Islahat-ı Esasiye Osmaniye Fırkası

ü Ahali Fırkası

ü Osmanlı Sosyalist Fırkası

ü Hürriyet ve İtilaf Fırkası

ü Millî Meşrutiyet Fırkası

 

 

Bâb-ı Âli Baskını:

İttihat ve Terakki ileri gelenlerinin hükümet binası olan Bâb-ı Âli’ye baskın/ darbe yaparak Harbiye Nazırı Nazım Paşa öldürülür.

Sadrazam Kamil Paşa istifa ettirilir.

 


Üç Tarz-ı Siyaset

Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında ülke parçalanmaya doğru giderken kötü gidişi önlemek amacıyla birtakım kurtuluş çareleri ortaya atılmıştır.

Bu fikir akımları Üç Tarz-ı Siyaset olarak bilinmektedir.

 

Yusuf Akçura ve Üç Tarz-ı Siyaset

Yusuf Akçura, Türk siyasi hayatında “Üç Tarz-ı Siyaset” adlı makalesiyle meşhur olmuştur.

1904 yılında Mısır’da “Türk” isimli gazetede yayımlanan bu makale, Türkçülük akımının manifestosu olarak kabul edilmiştir.

Akçura, bu makalesinde Osmanlı Devleti’nin eski gücüne tekrar kavuşabilmesi için Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülük olarak adlandırdığı üç ana düşünceyi incelemiştir.

Üç Tarz-ı Siyaset’te Yusuf Akçura şu konular üzerinde durmuştur: Bir Osmanlı ulusu meydana getirmek, İslamcılığa dayanan bir devlet yapısı kurmak ve ırka dayalı bir Türk siyasal ulusçuluğu meydana getirmek.

 

 

Osmanlıcılık fikrine göre ırk, dil, din ve mezhep ayrımı gözetilmeksizin Osmanlı halkları; haklar ve ödevler bakımından eşit kabul edilmiştir.

Tanzimat Devri’nde güçlenen Osmanlıcılık söylemi, Balkan Savaşları esnasında yaşanan millî felaket ve Rumeli topraklarının tamamının elden çıkması ile kesin olarak sona ermiştir.

Namık Kemal, Ahmed Mithat Efendi ve Ziya Paşa gibi aydınlar Osmanlıcılık fikrinin önemli savunucularındandır.

 

 



İslamcılık, dünyadaki Müslümanlardan bir “İslam Birliği” meydana getirilmesi fikri ve eylemidir.

Sultan II. Abdülhamid İslamcılığı fikirden eyleme dönüştürmüştür.

Sultan II. Abdülhamid ve ünlü şair Mehmet Akif Ersoy bu fikrin önemli savunucularıdır.

 



Türkçülük, Türk birliğini kurmayı hedef alan bir siyasi düşüncedir.

Ziya Gökalp, Yusuf Akçura, Mehmet Emin Yurdakul, İsmail Gaspıralı ve Ahmet Ağaoğlu Türkçülük fikrinin önemli savunucularındandır.

Türkçülük fikri, İttihat ve Terakki Cemiyeti ile birlikte XX. yüzyılın başından itibaren güçlenmiş ve bu fikir Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda da etkili olmuştur.

 

 


 

OSMANLI DEVLETİ’NDE DARBELER

Osmanlı’da isyanlar çok önemli yer tutsa da hanedanın değiştirilmesine yönelik herhangi bir halk hareketi olmamıştır.

19. yüzyıldan itibaren Avrupa’daki değişimlere paralel olarak devlet yöneticilerin ve aydınlarının aldıkları eğitim, Batı’daki siyasi yönelimler ile rejim (yönetim biçimi) hedef alınmaya başlanmıştır.

 

Darbe ne demektir? Devlet içindeki çeşitli yapılanmaların veya ordunun yasal olmayan metotlarla mevcut olan yönetimi değiştirmesidir.

1876 Darbesi


1876 darbesi Türk siyasi tarihinde yukarıda söz edilen darbe tanımına uyan ilk siyasi harekettir.

Tanzimat Fermanı’ında sonra yetişen aydınlar (Bakınız Osmanlı’da demokratikleşme hareketleri ders notu)

 

Yönetimde darbe nedenleri nelerdir?

a) Batı(Avrupa) medeniyetinin üstün olduğunu halkın bu bağlamda geniş hürriyete(özgürlük) sahip olması gerektiğini düşünmeleri

b) Osmanlı’nın geri kalmasının önüne geçmek için parlementolu (meclis) sisteme (meşrutiyet) dönüşülmesi gerektiğine inanmaya başlamışları

c) Osmanlı aydınları Osmanlı’nın yapmış oldukları yenilik (ıslahat) girişimlerini de yetersiz görmişlerdi

 

Osmanlı’da farklı milletlerin var olması demokratik sisteme dayalı bir yönetim anlayışına geçilirse gayrimüslimlerin yönetimde etkinliklerini artıracakları ihtimali aydınları bu fikir için mücadele etmelerine de engel olmuştu.

Meşrutiyet yanlılarının azlığı nedeniyle bu hedefi gerçekleştirmek için gizli şekilde “Yeni Osmanlılar” adlı bir dernek (cemiyet) kurmuşlardı.

Sultan Abdulaziz (1861-1876)’in sert ve otoriter karakteri nedeniyle Osmanlı aydınlarının meşrutiyet amaçları iyice ortaya çıkmaya başlayacaktı.

 

1867’de Bâbıâli (Osmanlı Başbakanlığı)’ye baskın yapılması için toplantı yapıldığı istihbaratı nedeniyle dönem sadrazamı Âli Paşa, cemiyet üyelerinden bazılarını tutuklamış, Ziya Paşa ve Namık Kemal gibi cemiyetin önemli simaları İstanbul’dan uzaklaştırılmışlardı.

Ziya Paşa ve Namık Kemal bu hareketi Avrupa’da örgütlerler.

 

Sadrazam (Mehmet Emin) Âli Paşa’nın 1871’deki ölümüyle birlikte aydınlar İstanbul’a geri dönmeye başlamışlardı.

Ancak onlara halkın desteğinin olmaması ve Mısırlı prens Mustafa Fazıl Paşa’nın onlara maddi desteği kesmesi işlerini zora sokmuştu.

 

Tanzimat Paşaları dönemi(1839-1871):

Mustafa Reşit Paşa ile başlayan Keçecizade Mehmet Fuat Paşa ve Âli Paşa ile devam eden ve Âli Paşa’nın ölümüyle sona eren bir dönemdir.

Bu dönemde otuza yakın sadrazamlardan yönetimde bu üçü daha etkinlerdi.

 


Darbeyi hazırlayan etmenler

1.  Sultan Abdulaziz’in otokratik tutumu

2.  Devletin siyasetiyle fazla ilgilenmemesi; onun döneminde Fuat ve Âli paşalar etkindi. Onların ölümünden sonra Abdülaziz’İn yönetimde etkili olmaya başlaması

3. Mahmut Nedim Paşayı göreve getirmesi ve bu sadrazamın devlet kademelerinde bir çok kişiyi görevden almıştı.

 

Nedim Paşa’nın siyaseti;

ü Nedim Paşa devlet yönetimindeki yenilik taraftarlarını görevden alır.

ü Avrupa’dan getirilen askeri uzmanlar görevlerine son verilir.

ü Dış politikada devletin en büyük düşmanı olan Rusya’ya yaklaştı. Nedim Paşa’ya muhalefet artınca görevden alındı (1872)

 

               Mahmut Nedim Paşa (Nedimof Paşa, 1875-1876)


 

Sultan Abdulaziz döneminin sonunda Hersek’te isyan patlak vermişti.

Meşrutiyet yanlıların yeterince güçlü olmamaları nedenlerinden dolayı İstanbul’daki medrese (Süleymaniye, Fatih ve Bayezid medreseleri) öğrencilerini isyana teşvik etmişlerdi.

 

Meşrutiyet taraftarı Nedim Paşa’nın azledilmesini sağlamışlardı.

Ancak Hüseyin Avni Paşa, Mithat Paşa gibi yöneticiler bu sefer padişahı görevden alıp mümkünse öldürme planını uygulamaya sokacaklardı.

 

 

Hüseyin Avni Paşa’nın planı doğrultusunda padişaha saldırı yapılacak ve onu koruma bahanesiyle saray kuşatılmış; saray içindekileri ise bu sırada Abdulaziz’i tahttan indirmiş yerine V. Murat getirilmişti.

 V.Murat’ı başa geçirenler meşrutiyetin ilanı konusunda anlaşmazlığa düşmeleri ve V. Murat’ın akıl hastalığı nedeniyle o da tahttan indirilir.

 

 



Çerkez Hasan Olayı (1876):

Sultan Abdulaziz’in bileklerini keserek intihar ettiği ilan edilse de buna inanmayanlardan Çerkez Hasan, şüphelenmiş olduğu Hüseyin Avni Paşa(savunma bakanı) Raşit Paşa(dışişleri bakanı) konakta bir toplantı halide iken basarak onları öldürme olayıdır.

 


Sultan Abdulhamid’in padişah yapılması:

Sultan Abdulhamid’in meşrutiyeti ilan edeceğine söz vermesi üzerine 1876’da padişahlığa getirilmiştir.

Çırağan Olayı (1878):

V. Murat’ın tekrar padişah yapılması için Ali Suavi’nin Balkan göçmenleriyle Çırağan sarayına yapmış olduğu başarısız girişimdir.

Ali Suavi, YediSekiz Hasan Paşa tarafından öldürüldü.

 

 


 

1909 Darbesi Darbeyi hazırlayan etmenler

 II. Meşrutiyet’in ilanı ile ülke toprak kaybetmeye devam etmesi iç kargaşalara neden olması ve özellikle Edirne’nin kaybı ve Balkanlar’daki Türklerin durumu

İttihat ve Terakki Partisi ile muhalefetin arasının açılması


Sadrazam Hilmi Paşa’nın ilmiye sınıfı öğrencilerinin askerden muaf olma ayrıcalığını kaldırması ve ordu içindeki bu sınıftan olan alaylı subayları rahatsız etmesi

Serbesti gazetesi yazarı Hasan Fehmi’nin öldürülmesinden de İttihatçılar sorumlu tutulması

 

 31 Mart Olayı (Vak’ası) 13 Nisan 1909

Avcı taburlarına bağlı askerlerin İstanbul Ayasofya meydanında toplanması ve Derviş Vahdeti adlı birinin yönettiği Volkan gazetesi ile İttihadi Muhammedi Fırkası’nın «şeriat istiyoruz, din elden gidiyor..» söylemlerinde bulunmaya başlamışlardı.

Bu olayın hemen sonrasında Sadrazam Hilmi Paşa istifa etmiş; bu isyancılar Adliye Nazırı’nı öldürmüşlerdi.

İstanbul’daki I. Ordu isyanı bastıramayınca Selanik’te III. Orduya bağlı komutanlığını Mahmut Şevket Paşa’nın yaptığı Hareket Ordusu İstanbul’a gelerek isyanı bastırmıştı.

 

Bu olayın adı neden 31 Mart Olayıdır?

 Bu olaylar, 13 Nisan 1909, Rûmi takvimde 31 Mart 1325, günü gerçekleştiği için 31 Mart Olayı denmişti

 


31 Mart Olayı sonuçları

1. İkinci Abdulhamit tahttan indirilmiş yerine kardeşi V. Mehmet Reşad getirilmiştir.

 2. İttihat ve Terakki Partisi’nin etkisi daha da artmıştır.

 


1913 Darbesi

II. Meşrutiyet’i ilan ettiren İttihatçılar, 31 Mart Olayı’ndan sonra güçleri artsa da yönetimde arka planda kaldılar.

İttihatçılar’ın en büyük rakibi ileride milli mücadele karşıtı olacak Hürriyet ve İtilaf partisiydi.

 

Sopalı seçim:

 1912 yılındaki seçimler ittihatçılar tarafından baskı altında yapıldığından dolayı bu yıldaki seçimler “sopalı seçim” olarak adlandırılmıştır.

 

Halâskar Zâbitan denilen bazı askerler ittihatçıların siyasetini beğenmeyince dağa çıkarak onlara baskı uygulayıp Kâmil Paşa’nın sadrazamlığa getirilmesini sağlamışlardı.

 Osmanlı ordusu iç çekişmelerden dolayı Balkan savaşlarında ağır bir yenilgiye uğramıştı;

İttihatçılarbu yenilgiyi kullanarak iktidarı tekrar ele geçirme fırsatı değerlendirdiler.

 

 


 


Bâbıâli Baskını(23 Ocak 1913): 

İttihatçı liderler Enver ve Talat paşa liderliğindeki hareket hükümetin Edirne’yi Bulgarlara verdiği söylentisini yayarak hükümet konağına yürümüşlerdi.

Harbiye Nazırı öldürüldüğü olaydır.

 

 Bâbıâli Baskını Sonuçları

1. Sadrazam Kamil Paşa istifa etti.

2. İttihatçıların önerdiği Mahmut Şevket Paşa sadrazam oldu.


3. Bazı muhalifler tutuklandı.

4. İttihat ve Terakki partisi Dünya savaşındaki yenilgiye kadar ülke yönetiminde tek parti olarak kaldılar.

 

15 Temmuz Darbe Girişimi: 

Türkiye Cumhuriyeti kurumlarına sızmış olan FETÖ/PYD terör örgütü yapılanması TBMM’ye yaptıkları silahlı saldırıda yönetime el koymak istemiştir.

Ancak içinde vatan sevgisi olan halkımız bu darbe girişimini bertafar etme başarısı göstermiştir.

Bu menfur saldırıda 2193 vatandaş yaralanmış; 250 kişi şehit olmuştu.

 Milletin yaptığı kahramanlığı yad etmek için 15 Temmuz “Demokrasi ve Milli Birlik Günü” ilan edilmiştir.

 

Balkanlardaki Toprak Kayıpları

Sırbistan, Karadağ ve Romanya bağımsızlığı:

Sırplara;

ü Bükreş Antlaşması ile ayrıcalık verilmiş;

ü 1829 Edirne Antlaşması ile özerklik tanınmış;

ü 1878 Berlin Antlaşması ile Sırbistan devletinin bağımsızlığı kabul edilmişti.

Berlin Antlaşması ile Sırpların yanında Karadağ ve Romanya da bağımsız olmuştu.

 

Yunanlıların bağımsızlığı ve Girit’in ilhakı  1830-1908

Yunanlılara Avrupalıların desteği ile 1829 Edirne Antlaşması ile bağımsızlık verilmişti.

Osmanlı’ın zor durumundan faydalanan Yunanlılar Girit’te isyan çıkararak Girit’e Halepa Fermanı (1878) ile Giritlilere geniş haklar verilmişti.

Girit’in başına Hristiyan bir vali de görevlendirildi(1896).

1897 Osmanlı-Yunan savaşında Yunanisyan yenilse de Girit fiilen Osmanlı yönetiminden çıktı.

 1908’de Girit’in Yunanistan’a bağlandığı ilan edilse de Osmanlılar ancak bunu Balkan savaşındak ağır yenilgi ile kabul etmek zorunda kaldı

 

 


Bosna-Hersek’in kaybedilmesi 1908 :

Berlin Antlaşmasıyla Bosna-Hersek Osmanlı’ya bağlı ancak Avusturya yönetimine bırakıldı. II. Meşrutiyet’in ilanı ile burada seçim yapılması gerekiyordu.

Avusturya seçime izin vermeyerek bu toprakları kendi topraklarına kattığını ilan etti.(1908)

 


Bulgaristan’ın ayrılması  1908: 

Berlin Antlaşması ile Bulgar prensliği kurulmuş Bulgarlar da 1908’da bağımsızlıklarını ilan ettiler.

Arnavutluk’un ayrılması  1912:

I. Balkan savaşları esnasında Arnavutluk da bağımsızlığını ilan etti

 

Osmanlı’da hangi darbeler olmuştur?

Osmanlı’da darbe tanımına uyan ilk siyasi hareket (darbe) hangisidir?

Darbelerin genel olarak nedenleri nelerdir?

Yeni Osmanlılar hangi padişahın otoriter yönetimine karşı darbe yapmışlardır?

Bâbıâli ne demektir?

Islahat Fermanı’nı hazırlayan devlet adamı kimdir?

Rus taraftarı ve hayranı olan devlet adamı kimdir?

Sultan Abdülaziz döneminde Balkan Bunalımı ilk olarak hangi Balkan ülkesinde başladı?

 

Etkinlik

1. Çerkez Hasan Olayı nedir?

2. Çırağan Olayı nedir?

3. 1909 darbesinin nedenleri nedir?

4. 31 Vak’ası nedir? Sonuçları nelerdir?

5. İttihat ve Terakki’nin ünlü paşaları kimlerdir?

6. Halaskâr Zabitan  grubu nedir?

7. Bâbıâli Baskını ne demektir?

8. Demokrasi ve Milli Birlik Günü nedir?

9. Balkanlarda olan toprak kayıpları hakkında bilgi veriniz.

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Rumeli’de Hâkimiyet Kurulması

   Rumeli’de Hâkimiyet Kurulması ü  1353’ten itibaren Rumeli’ye geçen  Osmanlılar , yaklaşık bir asır içinde bölgede hâkim güç hâline geldi....