Marcus Tullius Cicero |
·
Cicero’nun ölmeden önce yazdığı son
teknik kitabı sayılır. Yaşadığı dönemin Romalılarına yükümlülük(görev,
hizmet,onur) ile ilgili bilgiler verir.
·
Halkın beğenisini kazanan
yöneticilerin kişisel çıkarlarını devlet, toplum ve kanun önünde
yükümlülüklerini yerine getirmemeleri üzerinde durmuştur.
·
Cicero, Atina’da eğitim gören oğlu
Marcus’a mektup şeklinde yükümlülüklerin iki kaynağından birinin Yunan
felsefesi diğerinin ise Roma geleneği olduğunu yazar.
·
Ona göre; hayatta ahlaken doğru
olan her şey yükümlülüğün yerine getirilmesinden, yanlış olan her şey ise yine
yükümlülüğün es geçilmesinden kaynaklanmaktadır.
·
Stoacı felsefeci Panaetius’un aynı
adlı eserinde “yararlı olan ile ahlaken doğru olan çatışırsa ne olur?” sorusunu
Cicero da genişleterek işler.
·
“Devlet savaş meydanında bile
ahlaklı olmalı, savaş kurallarını bozmamalıdır” diye düşünür.
· Bu kitapta daha çok özdeyiş şeklinde cümleleri alıntılamaya çalıştım.
I.Kitap
·
Oğlu Marcus’a felsefenin ilkeleri
ve kurallarıyla bilgi anlamında gelişirsin. Hitabet (retorik) yeteneğini de
geliştirmelisin.
·
Acıyı kötülük sayan biri hiçbir
şekilde cesur olamaz, keza hazzı en yüce iyi sayan biri de ölçülü olmaz.
·
Yükümlülük,
iyi şeylerin sınırına, diğeri uygulaması yaşamın her alanında onaylanabilir
olan ilkelerin önemine ilişkindir.
·
Panteius’a göre; yükümlülük ile
ilgili karar almanın üç yolu vardır:
1.
İnsanlar akıllarına düşen bir şeyi
yaptıklarında ahlaken doğru mu yoksa yanlış mı olacağına karşıt fikirler
2.
Alınan kararın yaşamda yarar ve
memnuniyet verici olacak mı?
3.
Açıkça yararlı görülen bir şeyin
ahlaken doğru olan başka bir şeyle çatışması durumudur.
Marc Antonie Fulvie'nin karısı, kocasının emriyle idam edilen Cicero'nun kesilmiş başıyla oynuyor. |
·
Doğa en başından beri her canlı
türüne belli özellikler vermiştir. İnsan
ile hayvan arasındaki en önemli fark hayvanın güdüleriyle hareket
etmesine karşın insanın aklını kullanmasıdır. İnsanın özelliklerinden biri de
gerçeği araştırmak ve incelemektir. İnsanın egemen olma iştahı da vardır: Ancak
buyrukları adil ve meşru olmayan birine boyun eğmez.
· Ahlaken doğru olan her şey dört unsurun birinden doğar:
1.
Kişinin gerçeği kavramasında ve
pratik zekâsında
2.
İnsanlar arasındaki birlikteliğin
gözetilmesinde, insanın kendisini bu birlikteliğe adamasında ve yaptığı
anlaşmaya sadık kalmasına
3.
Ele geçirilmememiş va
bastırılmamaış asil zihnin yüceliğinde ve gücünde
4.
Ilımlılığın ve ölçülülüğün egemen
olduğu düzene ve ölçüye uygun olarak yapılan veya söylenen her şeyde bulunur.
·
Her
kimse kendi payına düşenle yetinmek durumundadır, kim başkasının mülkünden
kendisine pay isterse, insan birlikteliğinin bir yasasını ihlal etmiş olur.
·
Adaletsizliğin
iki türü vardır:
1.
Biri zarar verenlerin
2.
diğeri başkalarına haksızlık
yapılmasına engel olabilecekken bunu gerçekleştirmeyenlerin adaletsizliğidir.
·
Bir çok insan yönetim kademesi paye
ve şöhret arzusuna esir olduğu için adalete kayıttsız bir hale gelir. Yunanlı
filozof Ennius der ki: “Ne kutsal
birliktelik kaldı krallıkta, ne de güven.”
·
Cicero, Gaius Julius Caesar’ı
kişisel hırsları için devlet ve topluma zarar veren olumsuz bir örnek olarak
gösterir: Ahlaken yanlış olan hiçbir şey yararlı görünse bile aslında yararlı olmayacağını belirtir.
·
Adalet
ilkin kimseye zarar vermeyecek, sonra yararlara hizmet etmelidir.
·
Devlette savaş huku gözetilmelidir:
İki tür uzlaşmazlık vardır. Biri tartışmayla ilerlerken diğeri kaba
kuvvetledir. Biri insana özgü iken siğeri vahşilere özgüdür. İnsan ilkini
kullanamadığında ikincisine başvurmalıdır. Burada Cicero, Caesar ile Pompeius
arasındaki iç savaşta uzlaşma aramaya vurgu yapmaktadır.
·
Bir kişiyle savaş ile düşmanla
savaş farklı yapılır: Rakiple mücadele
görev ve makam içinken düşmanla savaş onur içindir.
·
Düşmana
verilen sözlerin yerine getirilmesi gerektiği konusunda Regulus adlı
Romalı yöneticiyi örnek gösterir. Regulus, Kartacalıların eline esir düşer.
Kartacalıların iletisini Roma’ya iletmekle görevlendilir. Roma öneriyi reddetse
de Regulus, sözünü tutarak geri döner
ancak Kartacalılar tarafından öldürülür.
·
Haksızlık
iki şekilde gerçekleşir:
·
kaba kuvvetle ki (aslana özgü ifade
edilir)ya da hilekarlıkla (tilkiye benzetilir) ancak ikisi de insana özgü
değildir.
·
İyilik de kişinin yapabileceklerini
aşmamalıdır. Bu da adaletin diğer bir yüzüdür. Cömertlik de hak edildiği ölçüde
sergilenmelidir. Minnettarlığın karşılığını verme yükümlülüğü zorunludur.
Karşılıklı iyilik yapılmasından doğan bağ önemlidir. İyiliklerin karşılıklı ve
istenilerek yapılması sarsılmaz dostluk başlatır.
·
Hiçbir birlikteliği devletle
birliktelikten daha önemli ve değerli görmez.
· Adaletten yoksun olan hiçbir şey ahlaken doğru olmaz.
·
Cahil kalabalığın hatasıyla
ödüllendirilen insan büyük insanlar atasında sayılmaz. Ruhu şöhret arzusuyla
yükselenin haksızlık yapmaya sürüklenmesi kolaydır.
·
Filozoflarla kralların amacı
aynıdır: Hiçbir şeye muhtaç olmamak, kimseye boyun eğmemek ve istediği gibi
yaşamak yani özgür olmaktır.
·
Cicero’ya göre barış dönemlerindeki
başarıların savaş dönemlerindeki başarılardan daha önemli olduğunu örnekle
belirtir. Themistocles’in askeri başarısı olsa da Solon’un yaptıklarının ülkesi
için önemli olduğunu yazar.
·
Devlet görevi üstlenecek olanlarda
Platon’un da öğüdüne uyarak iki özellik olduğunu yazmıştır.
1.
Vatandaş için neyin yararlı
olduğuna dikkat etsinler, kendi çıkarlarını dikkate almasınlar.
2.
Halkın bir bölümünün önemsenip
diğer kısmının es geçilmesi kamu güvenliğini tehdit eder.
·
Hiçbir yasaklama ve cezalandırma aşağılayıcı
olmamalıdır. Burada devletin yararı gözetilir. Ceza da suçtan daha ağır
olmaması gerekmektedir. Aynı nedenden ötürü biri cezalandırılırken diğeri
mahkemeye çağrılmama durumu olmamalıdır.
·
Her eylem kabalıktan ve
dikkatsizlikten uzak olmalıdır. Kimse açıklayamayacağı bir şeyi yapmamalıdır.
·
Her arzu kontrol altında
tutulmalıdır.
·
Gülmecenin iki türü vardır: Biri
kaba ve küstah diğeri kibar ve zekicedir.
·
Hayvanlar haz dışında bir şey
hissetmezler, güdüleri bu yönlüdür. İnsan aklı öğrenme ve düşünme yoluyla
beslenir.
Athena |
·
Başkalarının doğasını taklit edip
kendi doğasından vazgeçiyorsan tutarlı olamazsın.
·
Yunanlı kahraman Hercules uzunca
düşünüp kendisi için iki yol olup şu sonuca ulaşmıştır: Ya hazzın yolu ya
erdemin yolu takip edilir.
·
Atalarımızın hatalırını devam
ettirmemeliyiz. Taklit olursa kendinle tutarlı olamazsın.
·
Gençler, zihinlerini rahatlatmak ve
kendilerini keyifli olmak istediklerinde bile ölçüsüzlükten uzak durmalıdır.
Gösteriş için her çağ için rezillik ancak yaşlılıkta ahlaksızlıktır.
·
Şehvetli duyguların ölçüsüzlüğü
nüfuz ederse kötülük katlanır. Yaşlı kişi böyle durumda kendine leke sürmüş
olur.
·
“İki tür güzellik vardır, birinde
cazibe, diğerinde ağırbaşlılık ön plandadır. Cazibe kadınsı, ağırbaşlılık ise
erkeksidir.” diye düşünür.
·
Konuşulan kişilere saygı
gösterilmeli ve onlarla birlikteyken kiyifli görünmeye çalışılmalıdır.
·
Ev sahibi (edindiği evin sahibi)
eviyle değil; ev, ev sahibiyle onurlanmalıdır.
·
Girişilen her eylemde üç hususa
dikkat edilmelidir.
1.
Güdü akla boyun eğmelidir. Başka
hiçbir şey kişinin yükümlülüğünü daha iyi koruyamaz.
2.
Ulaşılmak istenen hedef daima
akılda tutulmalıdır.Böylece gerekenden daha fazla çaba gösterilmemiş olur.
3.
Özgür bir birey olarak görünüşümüzü
ve saygınlığımızı etkileyecek her şeyi ölçülü yapmalıyız.
·
Sağduyu için ölçülülük, ılımlılık
ve benzeri erdemler gereklidir.
·
İnsanlar karar alırken tereddüt
etmeleri, bilgili ve deneyimli kişilere danışmaları tuhaf değildir.
·
Bazı esnaflar alçaltıcı zanaatla
meşguldür.
II.Kitap
·
İnsanın yararlandığı güç ve
zenginlikle ilgili yükümlülük türleri vardır. Bu bağlamda neyin yararlı neyin
yararlı olmadığı; yararlı ve yararsız olanların içinde en yararlı ve yararsız
olanlar da vardır.
·
Devlet kendisini teslim ettiği
insanlar tarafından uzun süre yönetilince Cicero kendisini felsefeye vermiştir.
Tek bir adam her şeyi yönetmeye başlayınca sahneden çekilmeye çalışır.
·
Roma’nın kuruluşundaki gibi ayakta
kalmasını diler. Bazıları ona göre devleti değiştirmek değil tamamen
dönüştürmek istemektedirler.
·
Felsefe bilgelik uğraşından başka
bir şey değildir. Bilgelik de tanrısal ve insani her şeyin hatta onları idare
eden nedenlerin de bilgisidir.
·
Filozoflar gerçekten birbirine
karışmış üç kavramı birbirinden ayırıyorlar.
1.
Adil olanın aynı zamanda yararlı
olduğunu düşünüyorlar.
2.
Ahlaken doğru olan adildir.
3.
Dolayısıyla Ahlaklı olan da
yararlıdır.
·
Genellikle bazı uyanık ve
düzenbazlar sahtekarlığı da bilgelik kabul ederler.
·
Erdemin temel niteliği insanların
gönlünü kazanmak ve onların yararına adanmaktır.
·
Erdemin üç hususu vardır:
1.
Her durumda neyin doğru ve uygun
olduğu, neyin takip edileceği bilmektir.
2.
Güdülerin akla boyun eğmesidir.
3.
İnsanlarla ılımlı ve bilgili
şekilde onların çabasıyla doğanın
gerektirdiği ihtiyaçları gidermektir.
·
İnsanlar başkalarını onurlandırmak
isterler, bunu da iki nedenle gerçekleştirirler: , bunu da iki nedenle
gerçekleştirirler: onun gücünden
korktukları için ya da en iyi talihi hal ettiğini düşünmüş olmalarındandır.
· Ennius şöyle söyler:
“İnsanlar korktukları kişilerden nefret ederler,
Her
kim ki birinden nefret eder, onun ölmesini ister.”
·
Yasalar asla belli bir güç veya
kişi altında ezilmemelidir.
·
Korkunun baskısını hisseden hiçbir
büyük güç uzun ömürlü olamaz.
·
Güven iki şekilde tesis edilir:
Adalet ve sadakattir.
·
İnsanlar, seçkin ve olağandışı
erdeme sahip olduğunu gördükleri kişilere saygı gösterip değer verirler. Hiçbir
erdem, cesaret ve güç görmediklerini ise hor görürler.
·
Hırsızların bile gözetip boyun
eğdikleri kendi yasaları vardır. Romalılara göre Bardulis ve Viriathus haydut
olsalar da elde ettikleri ganimetleri adaletli dağıttıkları için güçlüdürler.
·
Yasalar daima eşitliği
gözetmelidir. Aksi halde bu yasa yasa olmaktan çıkar.
·
İki tür konuşma vardır: Biri söyleşi
diğeri tartışmadır; tartışmanın yani etkili konuşmanın şöhret üzerindeki etkisi etkisi fazladır.
Konuşmanın iki türü vardır. Biri suçlama diğeri savunma üzerinedir.
·
Ennius şöyle söyler: Yanlış yerde
yapılan doğru işlerin, yanlış yapıldığını düşünüyorum.Takdir edilmeyi bilen
insana yapılan yardım hem onda hem başkalarına meyve verir.
·
Cicero talihli insanlar yerine iyi
insanlara iyilik yapılmasını düşünür. Marathon savaşının komutanı
Themistocles’e sorarlar; kızını fakir
ancak dürüst biriyle mi zengin ancak iyi anılmayan biri ile evlendirmek
istersin? Cevabı şöyledir: Ben parasız adamı, adamsız paraya tercih ederim.
·
Devleti idare edecek birinin dikkat
edeceği en önemli durumun kimin hakkı varsa onu korumaları ve vatandaşlara ait
mal varlıklarını azaltmamasıdır. Devlet, bireylerin malvarlığını güvencede
tutmalıdır.
III.Kitap
·
Cato’nun, Africanus adını alan
Scipio’nun söylediği belirttiği söz vardır: Serbest olduğum zaman asla az
serbest olmam, yalmızken de asla az yalnız kalmam.
·
Cicero, hizmetlerden geriye kalan
serbestliği arıyor, bunun için kendisine zaman ayırıyor, insanlarla birarada
olmaktan ve konuşmaktan kaçarak kendi yalnızlığına sığınır.
·
Paneteius, insanların yükümlülük
konusunda üç başlık belirler:
1.
İnsanlar izledikleri yolun ahlaken
doğru yoksa yanlış mı olduğu konusunda tereddüt eder.
2.
Yolun yararlı mı yoksa zararlı mı
olduğudur.
3.
Ahlaken doğru görünen yolun yararlı
görünen yolla çatışması ve insanın iki yol arasında kalmasıdır.
·
Ruh yüceliği ve asaleti, dostluk,
adalet ve cömertlik, yaşamdan ve zenginlikten iyidir.
·
Yararlı görünen bir şeyi her daim
ahlaken doğru olandan ayırmak erdemli olmayan insanların en büyük hatasıdır. Buradan
da zehirler, yalan tanıklıklar, zimmete para geçirmeler, soygunlar, müttefik ve
vatandaşların yağmaları; burdan yayılan aşırı zenginlik, yayılmaması gereken
güçlerdir.
·
Lydia’nın ilk kralı Gyges’in nasıl
kral olduğu miti anlatılır: Gyges, yağmur nedeniyle kayganlaşan toprak yarığına
girince bronz at görerek ordaki kapıdan içeri girmiş, orda ölü bir insanın
parmağındaki altın yüzüğü kendi parmağına takınca görünmezlik zırhına bürünerek
hem efendisi olan kralı öldürmüş hem de kendisine rakip olabilecek kişileri de
yok etmişti. Cicero can alıcı soruyu sorar. Zenginlik, güç, despotluk veya
şehvet uğruna yaptığınız bir şeyi kimse bilmeyecel olsa bile yine yapar
mıydınız?
·
Chrysippus der ki yarışmada koşan
sporcu kazanmak için en iyi şekilde mücadle etmeli ve kendisini zorlamalıdır.
Ancak yarıştığı kişiye çelme takmamalıdır.
·
Yararlı görülen her şey; onur,
zenginlik, haz vb dostluğa tercih edilmemelidir. İyi bir insan dostunun iyiliği
için de devletine aykırı harekette bulunmamalıdır.
·
Themistocles, Lacedaemonialıların
kendilerine saldırıları karşısında gizlice donanmalarına darbe indirerek
Spartalıların zayıflatılmasına karşı çıkılmıştır. Çünkü ahlaken yanlış olan
yararlı düşünülse de yararlı değildir.
·
Ölçülülük şehvetin düşmanıdır.
Şehvetli arzular da hazzın can yoldaşıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder