XX. YÜZYIL BAŞLARINDA DÜNYA
I. Dünya Savaşı ve nedenleri
1. Dünya Savaşının başlamasında İtalya ve Almanya’nın kurulması ve
sömürgecilik faaliyetlerine katılmak istemeleri
2. Fransız İhtilali’nın milliyetçilik
akımı
3. Fransa’nın Almanya’ya kaptırdığı Alsas Loren topraklarını geri almak
istemesi
4. Rusya’nın Panslavizm
politikasına karşı Avusturya-Macaristan’ın Cermenizm
politikasını takip etmesi diğer nedenlerdir.
Paris Barış Konferansı
Dünya Savaşının galip devletleri yenilen devletlerle yapacakları barış antlaşmasının
esaslarını belirlemek için konferans düzenlerler.
Konferansta en etkin devletler İngiltere
ve Fransa’dır.
Bu konferansta Viyana Kongresi
kararlarının aksine milliyetçilik
ilkesi önemsendi.
İmparatorlukların toprakları üzerinde Polonya, Çekoslovakya, Letonya, Estonya, Finlandiya
devletleri kuruldu.
Paris Konferansında,
1. ABD, yalnızlık politikasına dönmek,
2. Japonya, Çin’den toprak almak,
3. İngiltere, Almanya’nın etkisini azaltmak
4. Fransa, Almanya’nın güçlenmesini önlemek
gibi
amaçları hedeflemişlerdir.
Monreo Doktrini
ABD, Avrupalı devletlerin Amerika kıtasına karışmasını istemiyordu.
ABD, Avrupa’nın kendi kıtasına karışmamaları karşılığında kendisi de
Avrupa sorunların uzak durmayı tercih etmiştir. (Yalnızlık=İnfirat)
Dünya Savaşı sonrasında imzalanan antlaşmalar
3 Mart 1918’de Sovyet Rusya ile İttifak devletleri arasında Brest Litovsk Antlaşması imzalandı.
Buna göre,Rusya işgal ettiği yerlerden çekilecek
Osmanlı’ya Kars, Ardahan ve Batum’u verecekti.
Galip devletler (İtilaf
devletleri)
- Almanya’yla Versay
- Avusturya’yla Sen Jermen
- Macaristan’la Trianon
- Bulgaristan’la Nöyyi
- Osmanlı’yla Sevr Antlaşmalarını
imzalamışlardır.
Bu antlaşmaların ortak özellikleri;
Yenilen devletlere askeri ve
ekonomik sınırlamalar getirmek, topraklarını küçültmek, toprakları üzerinde
yeni devletler kurmak şeklindedir.
Dünya Savaşı Sonuçları
1. Avrupa haritasının değişmesine ve güçler dengesinin yıkılmasına neden
oldu.
2. Çok uluslu imparatorluklar yıkıldı.
3. Barış ortamını sağlamak için Milletler Cemiyeti kuruldu.
4. Sömürgecilik Manda ve Himayeye dönüştü.
5. Milliyetçilik düşüncesi güç kazandı. Yeni milli devletler kuruldu.
6. Sömürge rekabeti Orta Doğu’ya kaydı.
7. Etnik yapıya dikkat edilmediğinden azınlık sorunu ortaya çıktı.
SSCB, ORTA ASYADAKİ TÜRK DEVLET VE TOPLULUKLARI
1. Çarlık Rusya’sının Yıkılışı ve Bolşevik İhtilali
Petersburg’da başlatılan kadın işçi grevi devrime dönüştü.
Çar II. Nikola tahttan çekilir. Duma
Meclisi geçici hükümeti kurdu.
Başlarda hükümeti destekleyen Bolşevikler
Lenin’in ülkeye dönmesiyle hükümeti
devirmeye karar verirler.
Barış, toprak ve ekmek vaat eden Bolşeviklere olan destek artmıştır.
Böylece Bolşevikler yönetimi ele geçirirler.
Lenin Almanların toprak talepleri konusunda çoğunluğun savaşmayı önermesi
yerine Brest Litovsk Antlaşmasının
imzalanmasını sağlamıştır.
Dış güçlerin desteklediği Çar yanlısı Beyaz Orduya karşı saldırıya geçti. Üç yıl süren iç savaş sonucunda
Bolşevikler tamamen yönetime hakim oldular.
Ekonominin alt-üst olması nedeniyle NEP (Novaya Ekonomiçeskaya Politika=Yeni
Ekonomi Politikası) adı verilen yeni ekonomi politikası ilan edildi. (1921)
Yönetimde ise eski Rus İmparatorluğu federasyona dönüştürülerek 1 Ocak
1923’te SSCB kuruldu. Her türlü
yönetim yetkisi Kominist Partinin
elindedir.
Lenin’in ölümüyle Stalin
iktidar savaşını kazandı.
Stalin beş yıllık kalkınma planını uygulamaya soktu. Stalin kalkınma planları uygulayarak ülkeyi
kalkındırmayı sağladı.
Tarım devrimi gerçekleştirilerek ‘Kolektifleştirme’
politikası uygulandı.
Bu dönemde muhalifler tasfiye
edildi. Eşitlik ilkesine rağmen gelir dağılımında eşitsizlikler yaşandı.
Eğitimin zorunlu hale getirilmesi bilim ve teknolojik ilerlemeye neden
oldu. Bu durum orduya da yansıdı. SSCB dönemin en güçlü ordularından biri hale
geldi.
RUSLARIN ORTA ASYA’YI
İSTİLASI
Altın Orda’nın yıkılmasıyla ortaya çıkan Kazan, Kırım, Kasım, Ejderhan ve Sibir gibi
hanlıkları Rusya ele geçirmişti. Rusya Türklerin birbirlerine olan
rekabetlerini kullanmıştır.
Türklerin bağımsızlık taleplerini Rusya sert şekilde bastırdı.
Çarlığın baskısına Türkler ve
diğer milletler 1905 İhtilali’nin
başlamasına etki etmişlerdir.
Yusuf Akçura ve İsmail Gaspıralı’nın
çalışmasıyla 1905’te I. Rusya
Müslümanları Kongresi toplandı.
Türklerin hakları kabul edilmemiş ve 1916’da ‘Milli İstiklal Ayaklanması’ başladı.
Daha sonra başlayan Sovyet istilasına karşı Türkler ayrı ayrı mücadele
ettiler.
SSCB Yönetimindeki Türk Topluluklarının Durumu
SSCB kurulduğu sıralarda Türkler bağımsız olmaya çalıştılar.
1920’lerden itibaren Sovyet yönetimi Türk devletleri üzerinde doğrudan
yönetim kurdular.
SSCB’NİN ASİMİLE SİYASETİ
1. Rusya döneminde asimilasyon (Ruslaştırma) politikası uygulanmıştır.
2. Türkler bu dönemde Hrıstiyanlaştırılmaya çalışılmıştır.
3. SSCB döneminde Türkistan ismi yasaklanmaya başlandı.
4. Cami ve mescitleri tahrip ettiler.
5. Türkiye ile Türklerin bağları koparmak için Kirıl alfabesine geçirdiler.
Basmacı Hareketi
Basmacı baskın yapan, hücum eden anlamına gelmektedir. 1918 yılında
Milli Hokand Hükümetinin dağıtılması üzerine halk hareketine dönüştü.
Bu hareketin amacı Türkistan’ı bağımsızlığa kavuşturmaktı.
Enver Paşanın harekete katılmasıyla mücadele şiddetlendiyse de Ağustos
1922’de Enver Paşa öldürülür. Bu mücadele 1931’e kadar devam etti.
ORTA DOĞUDA MANDA YÖNETİMLERİNİN KURULMASI
I. Dünya Savaşı esnasında İtilaf devletleri kendi aralarında Osmanlıyı
paylaşım antlaşmaları yapmışlardı. (Mac Mohen Ant. , Sykes Picot Antlaşması
gibi)
Rusya’nın savaştan çekilmesi üzerine gizli antlaşmalar ifşa edildi.
Wilson İlkeleri’nde gizli antlaşmaların kabul edilmeyeceğinin
açıklanması ve milletlere kendi yönetimlerinin kurulma hakkının verilmesi
gerektiğinin vurgulanması İngiltere ve Fransa’nın işine gelmiyordu.
ABD’nin Monreo Doktrinine dönmesi İngiltere ve Fransa’nın işini
kolaylaştırmıştı.
Manda Yönetimi;
Kendi kendini yönetemeyen ülkelerin başka ülkeler tarafından
yönetilmesidir.
Gelişmiş ülkeler bu yetkiyi kullanacaklardı.
Türkiye’de Manda durumu Erzurum
ve Sivas Kongrelerinde görüşülüp
reddedilmişti.
Mandayla birlikte büyük devletler Wilson Prensipleri’nde yer alan
‘yenilen devletlerden toprak alınmayacaktır.’ ilkesine de uymuş oluyorlardı.
Musul başta Fransız mandasında yer
alırken sonra İngiliz mandasına verilmiştir.
Böylece İngiltere Irak petrol alanları üzerinde tam bir denetim
sağlamıştı.
Musul sorunu ileride İngiltere ile Türkiye arasında sorun olmuştur. 1926
Ankara antlaşmasıyla çözümlenmiştir.
GİZLİ ANTLAŞMALARA GÖRE
I. Dünya Savaşı sırasında 1915'te Arabistan Yarımadası'nı ele geçiren
İngiltere Mc Mahon Antlaşması'yla Osmanlı Devleti'ne karşı ayaklanan Mekke
Şerifi Hüseyin'i destekleyerek Irak ve Filistin toprakları üzerinde kendisine
bağımlı bir Arap devleti kurmayı hedeflemişti. Fransa ise bu plana karşı çıkıp
İngiltere'ye baskı yaparak yeni bir antlaşma yapılmasını istedi. Rusya'nın da
onayı alınarak 9 Mayıs 1916'da Sykes-Picot Antlaşması imzalandı.
Antlaşmaya göre;
• Rusya'ya; Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis ile Güneydoğu Anadolu'nun
bir kısmı,
• Fransa'ya; Doğu Akdeniz Bölgesi, Adana, Antep, Urfa, Diyarbakır,Musul
ile Suriye kıyıları,
• İngiltere'ye Hayfa ve Akka limanları, Bağdat ile Irak'ın güneyi
verilecektir.
• Fransa ile İngiltere'nin elde ettiği topraklarda Arap devletleri
konfederasyonu veya Fransız ve İngiliz denetiminde tek bir Arap devleti
kurulacak,
Uzak
Doğuda Yeni Bir Güç: Japonya
Japonya derebeylik düzenin hakim olduğu bölgeydi.
1854’ten itibaren Japonya batıya açılmaya başladı ve bu durum ülkede
tepkileri artırdı.5
Genç İmparator Mutsuhito’nun ve aydınların batı tarzı yenilik
yapılması fikrine destek verilmesiyle MEİJİ RESTORASYONU denilen reform
başladı.
Gerçekleştirilen reformlarla Japonya giderek güçlendi.
Rusya-Japonya savaşında (1904-1905) Rusya bölgede etkisini kaybederken
Japonya Uzak Doğu’da yeni bir güç olarak
ortaya çıktı.
1929
Ekonomik Krizi
Amerika’da radyo satışlarının azalması, şirket hisselerinin inişe
geçmesi, bankaların iflas etmesi üzerine yaşanan krizdir.
Kara Perşembe: 21 Ekim 1929 günü borsa dibe vurmuştur.
Krize karşı Türkiye’de 1929’da ‘yerli malı’ haftası kutlanmaya başlandı.
Çeşitli afişlerle yerli malı kullanımı teşvik edildi.
İKİ SAVAŞ ARASI DÖNEMDE AVRUPA (1918-1939)
Barışın Sürekliliğini Sağlama Çabaları
1. Milletler Cemiyeti:
Paris Barış Antlaşmasında uluslar arası kurulun oluşturulması kabul
edilmişti.
Merkezi Cenevre olmak üzere Milletler Cemiyeti kurulmuştur. ( 10
Ocak 1920)
2. Locarno Antlaşması
1 Aralık 1925’te imzalandı. (Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya,
İngiltere, Belçika, Polonya ve Çekslovakya )
Bu antlaşmayla Avrupa’daki gerginlik az da olsa azaldı.
3. Briand-Kellog Paktı:
27 Ağustos 1928’de imzalandı. (
ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Polonya, Çekoslovakya,
Belçika dâhildir. )
SSCB ve Türkiye aynı yıl katıldı. Bununla savunmaya dayanmayan savaş
kanun dışı kabul edilmiştir.
Ancak bu örgütler II. Dünya Savaşı’nın patlak vermesine engel
olamadılar.
Avrupa’da Sosyal ve Ekonomik
Hayat
Çalışma saatleri sınırlandırıldı. Ağır sanayi, otomotiv gelişti. Gıda
fiyatlarındaki düşüş çiftçiği zora soktu. Kentler büyüme sürecine
girdi. Göçler
düzene sokuldu.
Avrupa şirketleri ABD bankalarına borçlarını kriz nedeniyle ödemek
zorunda kalmaları onları zora soktu.
Rusya’da Yeni Ekonomik Politika
(NEP) ilan edildi. Stalin planlı kalkınmayı başlatır.
Almanya ekonomisi tekrar güçlenmeye başladı. Hitler iktidara geçerek köklü rejim
değişikliği yaşandı.
Hitler işsizliğe son vererek halkın sevgisini kazandı. Almanya’yı en
güçlü ülke haline getirdi.
Totaliter Rejimlerin Kuruluşu
I. Dünya Savaşı’ndan umduğunu bulamayan İtalya’da işsizlik artması, iç
istikrarın bozulması B. Mussolini liderliğindeki Faşist Partisinin işine
yaradı.
Kara Gömlekliler Napoli’den Roma’ya yürüyünce
darbeden çekinen kral 30 Ekim 1922’de başbakanlığa getirildi.
Mussolini 1926’da Scala nutkunda ‘herşey devlet için,
hiçbir şey devlet dışında ve başka bir şey için değildir.’der.
Dış Politika ile ilgili ‘Sürekli barış ne mümkün ne faydalıdır.’ der.
Almanya’da Kasım 1918’de ayaklanma sonucu
cumhuriyet ilan edilir.
‘Weimar Anayasası’ ilan edilerek demokratik düzene geçildi.
Versay Antlaşması’nda kabul ettirilen istekler bunalımları artırmıştır.
Weimar rejiminin sorunlara çözüm getirememesi Alman ırkının üstünlüğünü
savunan Nazi Partisi 1924 seçimlerinde iktidara geçti.
1929 dünya ekonomik buhranı ile Almanya ciddi anlamda etkilenince Nazi Partisi 1933’te iktidara geçti.
A. Hitler gücünü sağlamlaştırarak 4 yıllığına diktatörlüğünü ilan
ettirdi.
1934’te A. Hitler Okulları parti için propagandacı yetiştirmekle
görevlendirildi.
İspanya iç savaşı milliyetçiler ve
cumhuriyetçiler arasında gerçekleşti.
Avrupalı devletler savaşa karıştılar. Almanya ve İtalya milliyetçileri,
SSCB ise cumhuriyetçileri desteklediler.
1939’da Madrid’in milliyetçilerin eline geçmesiyle iç savaş son bulur.
İç savaş sonrası iktidara gelen Franco yönetimi ilk dönemlerde
Batılı ülkeler tarafından dışlanmıştı. BM Savaş sonrasında İspanya ile
ilişkilerini kesmiştir.
İKİ SAVAŞ DÖNEMİNDE DÜNYA
Evlerde elektrik kullanılmaya başlandı. Ulaşım gelişti.
Radyo önem kazanmıştır. Sinema
sektörü önem kazandı.
Almanya’da Nazilerden kaçan bilim adamlarının ülkelerini terk etmeleri
bilimin uluslar arası kimlik kazanmasına yol açtı.
J. Steinbeck’in Gazap Üzümleri 1929 krizinde ABD’nin ekonomik ve
sosyal yapısını anlatır.
Bütün toplumu ve burjuva sanatını tamamen sert şekilde reddetmeye dayalı
‘Sürrealizm’ akımı doğdu. Bu akımda sanatçılar nesneleri doğal
ortamlarından çıkararak şaşırtıcı düşsel ortama çekmeye çalıştılar. En büyük
temsilcisi Salvador Dali’dir.
ATATÜRK DÖNEMİ TÜRK DIŞ POLİTİKASI
Türkiye, Lozan Barışıyla
bağımsızlığı resmen tanınmıştır.
Almanya ve İtalya’nın saldırgan politikaları ve daha sonra SSCB’nin
Boğazlardan üs istemesi üzerine Türkiye önlem almak zorunda kalmıştır.
Türkiye Milletler Cemiyeti’ne artan önemi nedeniyle davet
edilerek katılmıştır. Türkiye iki yıl sonra konsey üyeliğine seçildi. Dünya
barışına katkıda bulunma asıl hedeftir.
Balkan Antantı: Türkiye, Yunanistan,
Yugoslavya ve Romanya arasında sınır güvenliği ve barışçı politika izlenmesi
için oluşturulmuştur. Antant üyeleri Boğazların durumunda Türkiye lehinde
olumlu görüşler bildirdiler.
Monrtö Boğazlar Sözleşmesi:
İtalya'nın, 1935'te Habeşistan'a saldırması ve On iki Ada'yı
silahlandırmaya başlaması, Almanya'nın Ren Bölgesi'ne yeniden asker sevk etmesi
ve Locarno Anlaşmalarına son vermesi Türkiye'yi, Boğazlar Sözleşmesi'nin
değiştirilmesi konusunda harekete geçirdi.
Lozan Boğazlar Sözleşmesi'nin imzacılarından sadece İtalya, Akdeniz'deki
emellerinden dolayı bu sözleşmenin değiştirilmesine karşı çıkabilirdi.
Dünyadaki bu gelişmeler üzerine Türkiye, yeni bir Boğazlar Rejimini
ortaya koymak üzere bir Konferans toplanmasını istedi.
Devletlerin (İtalya dışında) bu olumlu tutumları üzerine 1923 Lozan
Boğazlar Sözleşmesi'ni değiştirmek üzere, 22 Haziran 1936'da İsviçre'nin Montrö kentinde bir
konferans toplandı.
Türkiye, Avustralya, İngiltere, Bulgaristan, Fransa, Yunanistan,
Japonya, Romanya, Sovyetler Birliği ve Yugoslavya'nın katıldığı Montrö Boğazlar
Konferansı'nda 20 Temmuzda Montrö Boğazlar Sözleşmesi imzalandı.
Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile "Boğazlar Komisyonu" kaldırılıp
Türkiye'ye Boğazlar ve çevresinde asker bulundurma hakkı verilerek Boğazlarda
Türk egemenliğini ve kontrolünü esas alan bir düzenleme yapıldı.
NOT:
24 Temmuz 1923 Lozan Boğazlar Sözleşmesiyle;
Boğazlar Komisyonu kurulmuş ve bu bölge askersiz hâle getirilmiştir. Buna
karşılık, bu bölgenin güvenliği Milletler Cemiyetinin garantisi altına
konulmuştu.
Sadabat Paktı: Türkiye,
İtalya ve Almanya tehlikesine karşı doğu sınırlarını güvence altına almak için, Irak, İran ve Afganistan ile imzalamıştır.
Ancak Pakt, 1939'da Dünya Savaşı başlayınca önemini yitirmeye
başlamıştır.
Savaş sonrasında, SSCB tehditlerine karşı Orta Doğu'da 1955'te Bağdat Paktı kurulunca Sadabat Paktı
önemini kaybetmiş ve 1980'de Irak - İran savaşı çıkınca artık varoluş nedenini
de yitirmiş, tarihteki yerini almıştır.
Hatay Meselesi ve Hatay'ın Anavatana Katılması (30 Haziran 1939)
- Halkının büyük çoğunluğu Türk olan ve
Misakımillî sınırları içerisinde bulunan Hatay (İskenderun Sancağı),
Fransa'yla 20 Ekim 1921'de imzaladığımız Ankara Antlaşması ile Türkiye
sınırları dışında kaldı.
- Bölge, Suriye ile birlikte Fransız mandası
altına girdi. O günün şartları gereği böyle bir karar almak zorunda kalan
Türkiye, Hatay'daki Türklerin haklarının korunması ve bölgeye özerklik
verilmesi için gerekli ortamı hazırlayacak hükümler eklemeyi de ihmal
etmedi.
- Fransa, 1935'te Suriye ve Lübnan üzerindeki
mandasını kaldırdı. 9 Kasım 1936'da Suriye ile bir anlaşma yaparak
İskenderun dâhil bölgedeki, bütün yetki ve haklarını Suriye Hükûmeti'ne
devretti. Bu durum Türkiye tarafından tepkiyle karşılandı ve kabul
edilmedi.
- Türkiye'nin Hatay’a bağımsızlık verilmesinde
ısrar etti.
- Türkiye ve Fransa'nın gözetimi altında Hatay
Meclisi için seçimler yapıldı ve Hatay Cumhuriyeti'nin kurulduğunu ilan
edildi.
- Hatay Millet Meclisi, 23 Haziran 1939 günü
yaptığı toplantıda oy birliği ile Anavatan'a katılmak kararın alarak Hatay
Devleti'ne son verdi.
- Aynı gün Fransa imzalanan Ankara Anlaşması ile Hatay'ın
Türkiye'ye katılmasını kabul etti ve
bir süre sonra Hatay'dan çekildi. TBMM 30 Haziran 1939'da, Ankara
Antlaşması'nı onayladı. 23 Temmuz 1939 günü yapılan törenle de Hatay
Türkiye'ye katıldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder