Krallık Rejiminin Çöküşü:
Roma’da krallık rejiminin son dönemleri
kargaşa içinde geçmişti. Roma’nın son kralı Tarquinius Superbus Roma’yı zalim bir diktatör gibi yönetiyordu. Onun
oğlu Sextus’un Roma’nın asillerinden Lucius Tarquinius Collatinus’un karısı
Lucretia’ya tecavüz etmesi ve Lucretia’nın kendi yaşamına son vermesinin de
etkisiyle Lucius Iunus Brutus, Collatinus ve Publius Valerius Publicola liderliğinde
krala karşı birleşip kralın şehir dışında olmasından da yararlanarak kentin
yönetimine el koydular ve cumhuriyet rejimi böylelikle başlamış oldu. Böylece
bir asır devam eden Etrüsklerin
egemenliği son kralın şehirden kovulmasıyla son bulur.
Roma’nın son kralı Tarquinius Superbus
Roma’da
monarşiyi sonlandıran devrim, asillerin elinden gerçekleşti ancak yönetimi de
kendi lehlerinde olacak şekilde de değiştirdiler. Yeni yönetimde kralların
yerine magistratus veya tabirle consul denen yöneticiler başa geçti. Bu
şekilde kralın yetkilerini üstlenen zengin ve güçlü kesim arasında
paylaştırıldı. Bu yetkililer seçimle iş başına geliyorlardı ve görevleri de bir
yıl görev yapacak şekilde yapılıyordu. Kral yerine bir değil iki kişi birden
atanıyor, her biri eşit güçlere ve diğerinin uygulamalarını denetleyip uygunsuz
hareketleri varsa gerekli tedbirleri alabileceği yetkilere sahip oluyordu.
Böylelikle kimse krallık döneminde olduğu gibi sınırsız yetkiye sahip
olamıyordu. Yani bir consül diğerinin kararını veto edebiliyordu.rekonstruksiyonlari
Roma'nın cumhuriyet döneminin en ünlü consulu Caesar'ın rekonstruksiyonu
Consuller
Imperium denilen yetkilerle aynı
zamanda ordunun da komutanı olurlardı. Ancak,
Imperium sadece şehrin merkezi olan
Pomerium’un dışında etkiliydi ve silahlı askerlerin zafer kutlamaları haricinde
şehre giremezlerdi.
Romalılar
olağanüstü durumlarda olağanüstü yetkilerle donatılmış dictator adıyla bir kurum oluşturdular. Dictator, ordunun tek elden yönetilmesinin gerektiği büyük savaş
dönemlerinde tüm gücü tek elde toplayan kişidir. Dictator seçimle değil, yetkili consul, yapılan bir törenle birini
bu göreve atıyordu. Dictator, consüller
arasından seçilebildiği gibi diğer kişilerden de seçilebilirdi. Cumhuriyet
döneminin en ünlü dictatorları Sulla ve Caesar’dır.
Roma’da
zamanlan Quaestor adıyla maliye
görevlisi ve Censor denilen
vatandaşlık kayıtlarını tutmakla görevli kişiler atandı. Praetor da, adli işlerle ilgili özel sorumlulukları olan görevli
atandı. Preaetor’ların orduya komuta etme yetkisi de bulunmaktaydı.
Zamanla
Comitia Centuriata adlı meclis en yüksek memurluklara atama yapmaya başlardı.
MÖ
V. yüzyılın başlarından itibaren yüksek kesimlerde yaşayan dağlıların Latinlere
saldırmaları üzerine Latin şehirlerinin koruyucusu Roma şehri oldu. Roma’nın
eline geçirdiği yerlerde yeni şehirler kuruluyor ve buralarda koloniler kuruluyordu.
Yenişehirler de Roma’nın doğal müttefiki olarak kabul edildiler.
Roma’da
en dikkat çeken olaylardan biri de sınıf mücadelelerinin yaşanmasıdır. MÖ 500
yılı civarında asil sınıf görülen patricii özgür kabul edilip nüfusun sadece
onda birini oluşturuyordu. Ancak cumhuriyet dönemiyle birlikte halk Comitia
Centuriata denilen meclislerde temsil edilmekte olup bu mecliste alınan
kararlar asillerden seçilen senatonun onayından geçmeliydi. Yüksek derecedeki
yöneticilerin atanmasında kargaşa çıkmaktaydı. Patricii’ler önemli makamlara
asilleri getirmek isterken Pleb denilen aristokrat(soylu) dışındaki halk
kesimleri de önemli makamlara patricii’lerin getirilmesini istememekteydi.
Patricii ile Pleb arasında anlaşmazlıkların bir diğer nedeni de“auspicium”
denilen dini ayinin yönetilmesinin kimin tarafından yapılacağıydı. Bu iki sınıfın
haricinde aristokrat olamadığı halde onların himayesinde olan cliens’ler de
vardı. Plebler, nüfus çoğunluğunu iyi kullanarak patricii’lerden sürekli
ödünler koparmışlardı. Savaş başladığında Pleblerin desteğine ihtiyacı olan
patricii sınıfı pleblerin kendi liderlerini seçme hakkını ve askeri
tribunus’ları tanımak durumunda kaldılar.
Pleb ve Patricii sınıfı temsili
12 Levha Kanunları olarak ünlenmiş kanunlar yukarıda da
değinildiği üzere MÖ V. yüzyılda oluşmaya başlamış buna göre consul’lerin
güçlerini kısıtlanmaya başlanmış yasalar da ilk kez yazılı hale getirilerek
bunların herkes tarafından bilinmesini sağlamak amacıyla 450 yılında “decemviri” denilen ve on kişiden oluşan
bir komisyon kurulmuştur. Bu komisyon bir yıllığına cumhuriyet düzeninin düzgün
işlemesi için ortaya yasalardan oluşan bir bütün koymakla yükümlüydü.
Bu
komisyonun çalışmaları sonucunda “12
Levha Kanunları” ortaya çıktı; bu yasalar yüzyıllar boyunca Roma hukukunun
temelini oluşturdu. 12 Levha Kanunları
bir anayasa gibi işlev görecek aile, tarım ve hayvancılık gibi o zamanki Roma
toplumunun temel kanunları bulunmaktaydı. Evlilik,
boşanma, miras ve babanın aile
üzerindeki hakları gibi hususları düzenliyordu.
Roma’nın bu dönemdeki siyasi yönetimi de Latium’un kuzey bölgesiyle sınırlıydı. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder